Apple'ın popüler yapay zeka destekli sesli asistanı Siri, ilk yayınlandığı 2010 yılında tek seslendirme seçeneğiyle gelmişti: Kadın sesi. Ardından gelen Amazon'un Alexa'sı, Microsoft'un Cortana'sı hatta Facebook'un M'i de istisna değildi. Orijinali kadın karakterler (Siri'nin Norveç mitolojisinde anlamı "Sizi zafere götüren kadın"; Alexa Bratz oyuncak bebeklerinden birinin adı; M James Bond serisinde M karakterinin sekreteri Miss Moneypenny, Cortana vidoe oyundaki süper dişi karakterin adı) düşünülerek tasarlanan sanal asistanların cinsiyetçi kodları pekiştiriyor olduğu ise, "dahi" teknoloji devleri tarafından epey sonra fark edildi. Bunun iyi mi kötü mü olduğuna karar veremeden, Japonya'dan dünyaya yayılan yeni bir sanal asistan, yolun epey başında olduğumuzu bir kez daha hatırlattı.
Japon sanal asistanın adı Gatebox ve Siri gibi haleflerinden farklı olarak ilk günden cinsiyetli geliyor. (Zira Siri'ye cinsiyetini sorduğunuzda size cinsiyeti olmadığını söylüyor.) Holografik olarak canlandırılan 3D anime formundaki Gatebox sanal asistanı ise bir kadın bedeninde görünüyor. Gatebox cam bir silindirin içinde "yaşıyor. "
Gatebox'ın satış noktasını sergileyen video reklam filminde, sanal asistanın konumlandırması tam bir fiyaskoya dönüşüyor. Yöneticisi olan, elbette, genç bir beyaz yakalı erkek, işe giderken Gatebox evde bekliyor. Gün içinde yöneticisinin akıllı telefonunda onunla sürekli sohbet ediyor. Gatebox, yalnız yaşayan metropol insanına akşam eve gittiğinde mutlu olması için bir sebep veriyor. Filmin yalnızlıkla ilgili alt metnini Her filmiyle tartışmıştık ama görünen o ki sanal asistanların "kadın"lardan ilham alarak, toplumsal cinsiyet rollerini yeniden ısıtıp önümüzde getirmesini belli ki yeterince konuşmadık.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, tüm bu sanal asistanlar için kadın kimliğinin seçilmesi tesadüf değil, hatta ciddi bir çalışmanın ürünü. Gerçek kullanıcılarla yapılan UX testleri, gerek kadın gerek erkek kullanıcıların sanal asistanlar için kadın seslerini tercih ettiğini gösteriyor. Kullanıcılar, kadın sesini problem çözmeye yardımcı olmayla özdeşleştirirken; erkek seslerini sorularınıza cevap veren otorite figürleriyle özdeşleştiriyorlar. Kadınların ikinci hatta üçüncü sınıf muamele görüldüğü karanlık tarihimizde, onlara sürekli ne yapıp ne yapmayacaklarını söylemenin "normal" olduğu düşünüldüğünde, algıların bu şekilde biçimlenmesi sürpriz değil. Kullanıcıların büyük çoğunluğunun bu sorunun farkında olmadığı biliyoruz. Bu nedenle elindeki teknolojinin "efendisi" gibi hissetmek isteyen kullanıcının kadın sesini sanal asistan gibi algılaması daha kolay...
Teknoloji şirketlerinin, bu konuda kolaya kaçması ise açıkça sorumsuzluk. Gatebox, Japonya'da 30 yaşın altındaki erkeklerin yüzde 72'sinin hiç evlenmemiş olduğu gerçeğinden yola çıkıyor. Yalnızlığın büyük sorun olarak görüldüğü ülkede, Gatebox, 2 bin 500 dolarlık fiyatıyla bu erkeklere, bugün karlı satışlar yapabilir. Ancak teknolojinin yarını inşa etme misyonu için başka bir yöne bakmamız gerekiyor. Zira Gatebox'ın bu satış hikayesiyle, makina-insan etkileşimine dair yeni söylediği ne varsa, kulağa rahatsız edici geliyor.