Skype'ın kurucu ortağı ve CEO'su olarak nam salan Niklas Zennström Brexit'in Avrupalı girişimlere etkisi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Hatırlatmak gerekirse İsveçli girişimci ve yatırımcı Niklas Zennström, halen kurucularından olduğu girişim sermayesi şirketi Atomico ile Avrupalı girişimlere yatırım yapıyor ve kişisel servesi 1,3 milyar dolar seviyesinde. Aynı zamanda Rovio'nun yönetim kurulundaki isimlerden biri.
Avrupa, Brexit'e rağmen büyük bir girişimcilik merkezi olacak
The Wall Street Journal tarafından düzenlenen konferansta konuşan Zennström, yaptığı işin arkasında durarak Brexit'in Avrupalı girişimlerin yükselişini durduramayacağını savundu. Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkışını ifade eden Brexit nedeniyle girişimcilerin "Artık bir şirket kuramam" diye düşünmediğini de söyledi.
Avrupa'da ekonomik kararsızlıklıkları beraberinde getiren Brexit'in teknoloji dikeyini de etkilediği düşünülüyor ancak Zennström özellikle yetenekli kişilerin dolaşımı konusuna parmak basıyor. Brexit elbette farklı yeteneklerin veya girişimcilerin Ada'ya giriş-çıkışını etkileyen bir gelişme oldu ancak Zennström'ün Avrupa'nın yeni bir girişimcilik merkezi olacağına dair sarsılmaz bir inancı var.
"10 yıl içinde Google büyüklüğünde bir şirket çıkar"
Deneyimli bir girişimci ve yatırımcı olan Zennström, 510 milyonu aşan AB nüfusuna rakam vererek vurgu yapmasa da kıtadaki yazılım geliştirici sayısının ABD'den çok olduğunu ve bu kitlenin serbestçe bir ülkeden diğerine geçebilmesinin başarının anahtarı olacağını söylüyor. Avrupa'da bir çok milyar dolarlık fırsatlar olduğunu ve Avrupa'nın 10 yıl içinde Google büyüklüğünde bir şirket çıkarabileceğini ekliyor. Google'ın şu anki değeri yaklaşık 570 milyar dolar.
Londra, Berlin, İstanbul..
Zennström'ün haklı olup olmadığını zaman gösterecek fakat bu kararlılığının çok da yersiz olmadığını söyleyebiliriz. Spotify, Rovio, Supercell, Delivery Hero, Blablacar gibi girişimleri çıkaran Avrupa, son yıllarda küresel çapta daha etkin bir rol çiziyor. Tabi küresel hakimiyet için Avrupalı girişimlerin satın alma yapmasının gerekli olduğunu da söylemem gerek.
Diğer yandan şu anda Berlin'in Avrupa'nın girişim merkezi olmak için en büyük adaylardan biri olduğunu biliyoruz ve Londra'nın kapılarını kapatması Berlin'in bu iddiasını güçlendiriyor. Hatta Brexit'ten etkilenen girişimcilere kapılarının açık olduğunu paylaşan Alman yetkililer de olmuştu. Ülkemiz ise uzun yıllardır beklenen AB üyeliğini alması halinde bu iddiaya ortak olabilir. Ancak Berlin'den bu misyonu devralmasını beklemek yerine AB'den bağımsız olarak bu iddiamızın arkasında durmamız sanıyorum daha gerçekçi ve faydalı olacaktır.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap