Teknoloji dünyasında her yıl yeni terimler, yeni konseptler, yeni yaklaşımlar çıkıyor ortaya ve bazısı kısa sürede sabun köpüğü gibi kaybolup giderken, bazısı da hayatımızda kendine yer buluyor. Cloud Computing, Big Data, Machine to Machine, şimdi de Internet of Things. Şeylerin İnterneti veya yaygın tabirle Nesnelerin İnterneti bugünün ve belli ki önümüzdeki yılların parlayan yıldızı olacak. 4.5G'nin ülkemizde kullanıma girmesine gün sayarken daha fazla mobil internetin, çok hızlı dosya indirmekten daha fazlası anlamına geldiğini de bize anlatıyor bu terim.
Bedenimizle bütünleşip taşıdığımız giyilebilir teknoloji cihazlarından akıllı ev eşyalarına, trafik lambalarından otomobillere ve dev akıllı şehir sistemlerine kadar her yerde birbiriyle konuşan makinelerden söz ediliyor. Peki ne konuşuyor bu makineler? Bize fark ettirmeden, hayatımızı daha kolay hale getirmek için konuşmaları gereken ne varsa… Elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, güvenlik, telefon, fiber ve başka altyapı ağı olarak aklınıza gelen ne varsa, dev bir sistemin katmanlarını oluşturuyor. Tüm bunların insanlar tarafından daha iyi kontrol edilebilmesi için daha fazla teknolojiye ihtiyaç var. Makineler Arası İletişim (M2M) ile bunu yapmaya başladık bir süre önce. Şimdi işin rengi biraz daha değişmeye başlıyor.
İnsan teknolojiyi öğrenmesin, teknoloji insanı öğrensin
İnternet öncesi dönemde bilgisayarların henüz taşınamaz olduğu ve ilk dizüstü bilgisayarların iri bir çanta boyutunda olduğu tuhaf bir çevrimdışı dönem yaşandı. Dial-up modemlerle ilk heyecanlar, sonrasında genişbant çılgınlığı, gerisini biliyorsunuz zaten. Türkiye için konuşacak olursak, insanların internete 90'ların sonlarında ve 2003 sonrasında yoğunlaşan iki büyük göçü oldu ve son yıllarda yavaşlamış olsa da artarak sürüyor bu geçiş. Sürekli daha fazla insan internete bağlanıyor. Bu da daha fazla cihazın çevrimiçi olduğu anlamına geliyor. İnternete bağlı insanlardan kat kat fazla sayıda cihazdan bahsediyoruz. Bunların önemli bir kısmını bireysel kullanıcılar olarak bizler görmüyoruz bile. Birkaç yıldır bulut depolama konuşuluyor fakat ne yazık ki hâlâ basit teknolojisi bilgisine sahip kullanıcıların, içeriklerini farklı cihazlarla senkronize kullanacağı basitliğe gelemedi. Sene olmuş 2016 ve insanlar bana hâlâ yeni aldıkları cep telefonlarına eski datalarını nasıl taşıyacaklarını soruyor. Teknolojiden biraz anlayan herkes için çok basit olan şeyler emin olun standart kullanıcının gözünde kuantum fiziği gibi görünüyor. İnsanların teknolojiyi değil, teknolojinin insanları öğreneceği döneme artık çoktan geçilmiş olması gerekiyordu. Masaüstü-dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve telefonlarla eriştiğimiz datanın, uygulama ve yazılımların, ayarların çok daha basit biçimde, platform bağımsız halde senkronize olacağı günleri umarım yakında görürüz.
Eşyaları telefon üzerinden kullanmak
Hatırlıyorum da, en az 12 yıl önce bir Compex etkinliğinde Serdar Kuzuloğlu ve Yurtsan Atakan'la birlikte, o yılın konusu olan "Akıllı Ev"i konuşmamamız için düzenlenen bir panelde aynı masada oturmuştuk. İzleyicilerin merak ettiği çoğu konuya değinmenin yanı sıra, biraz da "kafa bulmuştuk" bu konseptle. Serdar'ın "Akıllı evin olacağına akıllı bir kapıcın olsun daha iyi" sözü kalmış aklımda. Aradan epeyce yıl geçti. Kendi evime bakıyorum, pek çok akıllı cihaz yer edindi kendine. Bir kısmı internete bağlanıyor. Fakat evimin henüz akıllı olduğunu düşünmüyorum. Yeterince akıllı olması için beş haneli rakamlarla bütçeler harcamam gerekiyor.
Akıllı ev elbette yalan değil, baştan o şekilde tasarlanan akıllı evlerde ışıklandırma, iklimlendirme, güvenlik ve eğlence sistemleri ile hayatımıza konfor katacak her şey kolayca yönetilecek şekilde tasarlanmış oluyor. Sesle ve hareketle komut verilen eşyalarla donatılmış ve hepsini yöneten akıllı bir sistemin hüküm sürdüğü evlerin yaygınlaşması uzak görünüyor yine de. Tüketici elektroniği üreten şirketler de insanların evlerini değiştirme hızını bekleyecek kadar sabırlı olmadıklarından, Jetgiller'e daha yumuşak bir geçiş yapmak adına eşyaları mobil cihazlardan yönetilebilecek basitlikle akıllandırma yoluna girdiler. Eve varmaya 1 saat kala çamaşır makinenizi uygulama ile çalıştırmaya başlayabilirsiniz. Buzdolabınızın kapısını açmadan içindeki malzemelerle ilgili ayrıntılı bilgi alabilir, onlarla ne gibi yemekler yapılabileceğini kapının üzerindeki büyük ekrandan görebilirsiniz. Evdeki tüm elektronik eşyaların daha akıllı ve işleri kolaylaştıracak hale gelmesi iyi haber. Kötü haber ise gerçekten çok ama çok pahalılar. Milyonlarca cihazın kablosuz biçimde birbiriyle iletişim kurması için 4.5G önemli bir fırsat ve gereklilik.
Her şey internete bağlanacak
Her köşe başında gördüğünüz para çekme makineleri (ATM), kredi kartımızla alışveriş yapmamızı sağlayan POS cihazları, yazar kasalar, bazı otomatlar, bazı otomobillerde bulunan bilgisayarlarda SIM kart bulunuyor. Görevlilerin kapı kapı dolaşmasına gerek bırakmayacak biçimde elektrik-su-doğalgaz sayaçları için de aynı durum geçerli ve akıllı sayaçların sayısı gün geçtikçe artıyor. İşletmelerin, borcunu ödemeyenlerin aboneliğini uzaktan kesmesi veya sonrasında açması da mümkün hale gelirken, akıllı sayaçlar sayesinde kaçak kullanımlarında büyük oranda azalması bekleniyor. Uzaktan sayaç okumanın 2020’de Türkiye'de 1 milyon kullanıcıya ulaşması bekleniyor.
Her şey internete bağlanacak ve bence her şey çok daha güzel olacak. Bize zaman kazandıracak, tasarruf ettirecek, daha konforlu ve güvende hissettirecek, daha sağlıklı olmamızı sağlayacak uygulamalar önümüzdeki yıllarda daha erişilebilir hale geldiğinde gerçekten bir şeylerin değiştiğini hissedebileceğiz. Dünyanın farklı şehirlerinde, küresel teknoloji şirketlerinin araştırma merkezlerini dolaştığımda, hayatımızı gerçekten değiştirecek ve rüyada hissettirecek güzellikle pek çok fikrin hayata geçirildiğine tanıklık ettim. Sık karşılaşılan kronik diyabet, tansiyon, astım, aritmi ve şeker gibi hastalıklara sahip milyonlarca kişinin hayatını kolaylaştıracak, bazen hayatlarını kurtaracak uygulamalar da var bunlar arasında. Bazılarını günümüzde kullanabiliyoruz bile. Kolayca erişilebilir hale gelmeleriyle birlikte akıllı eşyaların yaygınlaşması, her şeyin internete bağlanması insanoğlu için yeni çağın zirvesi olabilir.
Nesnelerin interneti konusunda bir giriş yazısı olarak kabul edin lütfen bunu. Farklı yönleriyle değerlendirmeye, bilgi ve görüş paylaşmaya devam edeceğim.