Headhunter yani bir yetenek avcısı olarak çalışıyorsanız, LinkedIn'i internette ana sayfanız gibi kullanıyor olma şansınız epey yüksek. Binlerce bağlantınıza her gün yenilerini ekler, size gelen bağlantı tekliflerinin birçoğunu geri çevirmezsiniz. Çünkü uzmanlıklar arasındaki sınırların gittikçe flulaştığı düşünüldüğünde, doldurmaya çalıştığınız pozisyon için potansiyel aday her yerden gelebilir.
Headhunter'sanız ve aynı zamanda kadınsanız, LinkedIn'de bitmek bilmeyen tanışma istekleri yüzünden başınızın ağrıyor olması olasılığı epey yüksek. Zira, profesyonel ilişkiye açıklık ve çok sayıda bağlantı, LinkedIn'de sizi kolayca hedef haline getirir. İsminizin önündeki unvan ya da sizin bu ağdaki var oluş sebebiniz unutulur. Şans eseri yüklediğiniz bir fotoğraf varsa, ona indirgenirsiniz: "Merhaba, ne güzel gülüyorsunuz...", "Merhaba, tanıştığıma memnun oldum yüzünüzün hep gülmesi dileğiyle..." hatta fotoğrafınız sadece yüz değil de boydan bir çekimse: "Merhaba, dövmeli bir bayana benziyorsunuz..."
Alıntıladığım mesajların tümü gerçek ve alıcıları headhunter'larla sınırlı değil. PR çalışanı, satış temsilcisi, doktor, proje yöneticisi ya da teknoloji yazarıysanız ve profesyonel network'ünüzü genişletmekle ilgilenen bir kadınsanız, bu "bey"lerle karşılaşmak neredeyse bir zorundalık... Bu beylere sorarsanız, kötü niyetli değiller, yaptıkları "sosyal medyada" karşılarındaki bir "bayan"a kibar bir mesaj atmaktan ibaret... Hatta ileri gidip, kadınları tepkisellik ve -bir hakaret olarak- feministlikle suçlayanlar da var.
İlginç olan, bu beylerin size bağlantı teklifi gönderirken, sizi profesyonel ağına eklemek istediklerini söylediklerini biliyor; ve öyle ya da böyle sizinle iletişime geçerken -unvanlarıyla övünsün ya da övünmesinler- bir iş bağlantısı üzerinden konuştuklarının farkında olmaları. LinkedIn'in, kullanıcıların dilerlerse ilişki durumlarını yazabilecekleri bir "sosyal medya" platformu olmadığını da biliyorlar.
Yeni başladığınız bir şirketteki ilk gününüzde iş arkadaşınızın sizinle toplantı yapmak istediğini söyleyip, toplantı odasında konuyu sizin ne kadar güzel güldüğünüzü söyleyerek açtığını düşünün... Devamında sizden çok etkilendiğini ve sizi daha yakından tanımak istediğini söylemesi, bu kişiyi taciz suçlamasıyla şikayet etmeniz için yeterli olabilir... LinkedIn'de olansa bundan daha teklifsiz ve ucu çok daha açık...
Zira kadınlardan dinlediklerim arasında profilinde telefon numarası olan kullanıcıların telefonla taciz edilmesinden LinkedIn'de daha yeni tanıştığı birinden çalıştığı şirkete kendi adına çiçek gönderilmesi gibi kişisel alanlarına uzanan çok sayıda kaygılandırıcı vaka var. Daha ileri götürüp, sizinle ilk andan itibaren yalnızca iş konuşan ve sizinle kahve içmeyi ya da yemek yemeyi "başar"ırsa, çaldığı vakitle ilgili hiçbir sorumluluk duymadan, sanki onunla "hoş vakit geçirmek için buluşmuşsunuz" gibi sohbet etmeye çalışanlar ve bundan çok daha fazlası...
Dünya genelinde 300 milyondan fazla ve Türkiye'de yaklaşık 4,5 milyon kullanıcısı olan LinkedIn ağındaki milyonlarca kadının anlatacak eminim çok fazla şeyi vardır. Geçtiğimiz haftalarda 27 yaşındaki Britanyalı avukat Charlotte Proudman'ın aldığı bir mesaja verdiği sert tepki konuyu dünya genelinde bir kez daha tartışmaya açtı.
How many women @LinkedIn are contacted re physical appearance rather than prof skills? @Jessica_Asato @ObjectUpdate pic.twitter.com/YglDA1JdEX
— Charlotte Proudman (@CRProudman) September 7, 2015
İyi ki de öyle oldu çünkü benzer vakalar Türkiye dahil birçok ülkedeki kullanıcıların yaşadıkları rahatsızlıkla ilgili tepkilerini ortaya koymak konusunda cesaretlendiriyor. Zira iş dünyasında cinsiyetçiliğin ne kadar yaygın olduğu düşünüldüğünde LikedIn'in bu sorunu tek başına çözebileceğini beklemek pek gerçekçi değil. Yine de şirketin, öncelikli kitlelerinden biri olan İK profesyonelleri için geliştirmeler yapması gerektiği ortada.