E-posta, hiç şüphesiz internet tarihinin en eski ve en önemli araçlarından biri ve bu konuda şimdiye dek devrimsel bir ilerleme kaydedilmiş değil. Teknoloji dünyasının en yenilikçi şirketlerinden IBM ise bu durumu IBM Verse adlı e-posta çözümüyle değiştirmek istiyor.
Önceki gün IBM'in Bulut Teknolojileri Avrupa Satış Lideri Maurice Teeuwe'den bizzat dinlediğimiz IBM Verse, aslında 2014 sonunda konuşulmaya başlanmış, Nisan 2015'te pazara sunulmuştu. Türkiye'deki kurumsal şirketlere Haziran ayında sunulmaya başlanan IBM Verse, Google Inbox ve Microsoft Clutter gibi çözümlerden daha ileri bir deneyim vaadediyor.
Öncelikle IBM'in neden e-posta işine girdiğini anlamak için bir kaç rakam verelim;
- 108 milyar – Her gün gönderilen iş e-postalarının sayısı
- Saatte 36 kez – Çalışanların gelen kutularını ortalama kontrol etme sayısı
- Yarım gün – Çalışanların yalnızca e-postalarla harcadıkları zaman
- % 14 – Kritik öneme sahip olan e-postaların tahmini sayısı
- 10 – 1 – E-posta iletişimi ve sosyal iletişim arasındaki oran
- % 28 – Bir çalışma haftasında e-postaların yönetimi için harcanan çalışma süresi yüzdesi
- % 94 – Kapasite yetersizliği gerçeğiyle bunalan, araştırma kapsamındaki çalışanların yüzdesi
- 5 dakika – Dikkati e-postaya yönelttikten sonra yeniden odaklanmak için gereken zaman
Yani e-posta halen iş çözümlerinde en önemli/yaygın araç ve e-posta verimliliğinin artırılması iş verimliliğinin de artması anlamına geliyor.
IBM Verse de bu noktada öncelikli olarak kurumsal kullanıcıların hayatına temas ediyor. Verse, klasik bir e-posta çözümü olmanın ötesinde doğru kişileri ve bilgileri kısa bir sürede ulaşılmasını sağlayan bir sosyal mesajlaşma çözümü olarak tanıtılıyor.
IBM Verse ile kurum içi ve kişileri özel profilleri üzerinden tanımak mümkün. Epostalara bağlı işleri birer görev olarak atayabilmek de. Bunu yaparken size gelen yani sizden beklenen işlerle sizin gönderdiğiniz yani başkasından beklediğiniz işleri ayrı ayrı işaretleyebiliyorsunuz.
E-posta istatistiklerini bir bakışta gözler önüne seren Verse'ün belki de en önemli tarafı IBM Watson'ı bir akıllı asistan olarak kullanabiliyor olması. Kısa süre önceki 1 milyar dolarlık satın almayla doktorların da hayatını kolaylaştırmaya aday olan IBM Watson, Verse içindeki sorulara yanıt verebiliyor. Bu yanıtlar kullanıcılar tarafından puanlanarak IBM Watson'a geri bildirimde bulunabiliyor.
IBM’in tasarım inovasyonu alanındaki 100 milyar dolarlık yatırımından çıkan ilk projelerinden biri olan Verse, otomatik ve sezgisel olarak en acil bilgilerinize öncelik vermek ve bunları sunmak için nasıl çalıştığınızı öğrenen bir altyapıya sahip. Kişiler ve ekipler arasındaki ilişkileri anlayarak proje ve görev atamalarını daha etkin bir biçimde izlemesine ve yönetmesine imkan tanıyor.
Ekip Analitiği (Team Analytics Button), Mesaj Dizisini Sessize Al (Mute the Thread) ve Toplantıya Katıl (Join Meeting) gibi özel düğmelerle e-posta deneyimine farklı işlevler kazandırıyor.
Zamandan yüzde 30 tasarruf
IBM, Verse kullanıcılarının e-postalar için harcadığı zamanın yüzde 30’unu artık başka amaçlar için kullanabileceğini iddia ediyor. Bulut tabanlı bir çözüm olan Verse, elbette kurumsal düzeyde güvenliğe sahip SoftLayer Bulut ortamında sunuluyor. Kurumsal müşterilere, küçük işletmelere ve kişilere mobil ve web ortamları için optimize edilmiş ve ölçeklenebilir bir şekilde sunuluyor.
IBM Lotus'tan ayrı olarak kullanılabilen IBM Verse, IBM başta olmak üzere kurumsal pazarda belli bir seviye katetmiş durumda ve sürekli güncellemelerle yenileniyor. IBM'in üniversite öğrencileriyle yaptığı çalışmalarsa bireysel pazar açılması konusunda temellerin atıldığını gösteriyor.
Mailbox, Google Wave, Google Inbox gibi e-posta çözümlerinden hareketle IBM Verse'ün dikkat çekici bir ürün olduğunu söyleyebilirim. Zira direkt olarak belli ihtiyaçlara yönelik çözümler sunuyor. Bununla beraber kesin kararı belli bir süre kullandıktan sonra vermek daha doğru olacaktır. Yani Verse'ü bizzat denemenizi ve size uygun olup olmadığını görmenizi öneriyorum.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap