Ofisin modası geçti: Eski metaforlardan kurtulup iş üretkenliğini yeniden şekillendirmek

Ofisin modası geçti: Eski metaforlardan kurtulup iş üretkenliğini yeniden şekillendirmek

Konuk yazarımız Cristina Riesen, Evernote'un Avrupa-Ortadoğu-Afrika Bölgesi Genel Müdürü olarak görev yapıyor.

home-ofisBir araya geldiklerinde dünyayı tepetaklak edecek bir değişikliğe öncülük eden büyük güçlerin birleşmesine nadiren tanık oluruz. İlk tarım devrimi sürecinde, insanlar avcı-toplayıcı yaşam biçiminden, yerleşik hayata geçti. Ardından 18'inci ve 19'uncu yüzyıllardaki endüstri devrimiyle makineleşmenin tarımsal işgücünün çehresini dönüştürdüğü görüldü. Şu snda ise bir başka devrimin —dijital devrim— ortasındayız.

Teknoloji yaşamımızın her yönünde kendini hissettiriyor ve iş ve boş zaman sınırlarını altüst ediyor. Bizden öncekilerin bir arazi parçasında yerleşik hayata geçmeye ve makine kullanmaya uyum sağlamak zorunda kaldıkları gibi, kendi gelişmemizin getirdiği yeni güçlendirme biçimine uyum sağlamalıyız. Bu, iş ve üretkenliğin eski tanımlarını ıskartaya çıkarmak anlamına geliyor.

Pazartesi'den Cuma'ya, sabah dokuz - akşam beş masanızda oturmak oldukça yaygın bir beklentidir ve kurumsal merdivendeki tüm basamaklarda yankılanır. Ama, bugün ve bu çağda, her gün daha fazla Türk çalışan, araştırma yapmak için cep telefonlarını kullanıyor ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün bir raporuna göre, Türk çalışanların yüzde 45'i haftada 50 saatten fazlasını bu şekilde çalışarak geçiriyor. Bunun doğal olarak mobil çalışma kavramını kucaklamak anlamına geldiğini düşünebilirsiniz. Ama yine de, ofiste değilseniz, kesin evde "işi asıyorsunuzdur" şeklindeki de facto inancı benimsemişizdir. Daha birbirimizle kolayca irtibat kuramadığımız bir yüz yıl, hatta otuz yıl öncesinde, durum bundan ibaret olabilirdi. Ancak, anlık mesajlaşma, sosyal medya ve bulut hizmetlerinin ortaya çıkışıyla birlikte, nasıl çalışılacağına dair demode fakat iyice kökleşmiş tutumumuz bizi zaptediyor.

Artık işler, günde sekiz saat boyunca bir odaya tıkılıp kalarak yapılmıyor. Teknoloji, meşgul olduğumuz birçok görevin yerini alıp makineleştirdikçe, "iş" çarkı çevirmekle ilgili olmaktan çıkıp, daha çok innovasyonla hale geliyor. Bu nedenle, yeni çalışma alanının, hem üretkenliği hem de yaratıcılığı teşvik eden bir ortam oluşturması gerekiyor. Bugüne kadar, ikisini de teşvik etme konusunda pek de başarılı olamadık. Onun yerine, kendimizi dijital öncesi bir performans şablonunun içerisine sığdırmak için çok fazla zaman ve çaba harcadık; iş yerinde bulunmak, meşgulmüş gibi görünmek. Aslında herhangi bir yerden herhangi bir zamanda çalışabileceğimiz halde, neden hala esnek çalışma toplum tarafından damgalanıyor?

Cristina-Riesen
Cristina Riesen

Uzaktan çalışmanın daha az çalışmak ve uzun çalışmanın da daha fazla işi halletmek olduğu varsayımından vazgeçmemiz gerekiyor. 14 saatinizi ofiste çalışarak geçirmeniz sizi ofiste dört saat kalan birinden otomatik olarak daha üretken hale getirmiyor. İyi fikirler iyi yerden doğar ve herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Yapılandırılmış bir plana uymaktan çok, birey olarak, çalışmanız için en uygun yer ve zamanı bulmakla ilgilidir. Çalışanlar kendi çalışma tempolarıyla uyumlu olduklarında, şirket bir bütün olarak daha üretkendir. İyi fikirlerin düzen bozucu, öngörülemez, esnek doğasından ipuçları çıkarmamız gerekiyor.

Bir bakıma, dönüp dolaşıp aynı yere gelmek üzereyiz. Dijital devrim, ofis olgusunu yok ediyor ve geçmişin göçebe yaşam tarzı, artık aynı zamanda çalışma tarzının geleceği haline geldi.

Ana görsel: Ollyy/Shutterstock

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.