The League, "profesyoneller için çöpçatanlık uygulaması" olarak yola çıkmış bir girişim. Hedef kitlesinde, gönül işlerine vakit ayırmakta sıkıntı çeken günümüz beyaz yakalıları bulunuyor. Aslında kendi tanımlarıyla, çöpçatanlık uygulamalarından nefret eden insanlar için bir çöpçatanlık uygulaması olarak hizmet veriyorlar.
The League'in en önemli özelliği, siteye kayıt olduğunuzda arkadaşlarınızdan, iş arkadaşlarınızdan veya iş ilişkisi içinde olduğunuz kişilerden sizi gizlemesi. Kısacası The League'e kayıt olduğunuzda, yakın çevreniz bunu bilmiyor ve hiç tanımadığınız bir profesyonel çevreyle, uygulama sayesinde tanışmaya çalışıyorsunuz.
The League, özellikle seçici insanlar ve müşkülpesentler için oluşturulmuş desek yeridir. Yani vaktinizi harcamak istemeyenleri kendi bünyesine çağırıyor ve Tinder'a rakip olan bir şekilde kendini konumlandırıyor. Uygulama, kişinin Facebook ve LinkedIn hesaplarına bağlanıyor.
San Francisco merkezli The League'in kurucusu ve CEO'su Amanda Bradford, yazdığı blog yazısıyla girişiminin bazı melek yatırımcılar ve VC'lerin katkısıyla 2.1 milyon dolarlık bir tohum yatırım aldığını duyurdu. Uygulama Kasım ayında çıktı ve tam 2 bin kullanıcısıyla kapalı beta dönemini gerçekleştirdi. Bu kadar kısa süre içerisinde uygulama aracılığıyla 19 kişinin sevgili olduğu da Bradford'un verdiği detaylar arasında.
The League'in bir şehirde aktif olabilmesi için minimum 2 bin kişiye ihtiyacı var. Şu anda İstanbul'da bu sayıya çok daha var ancak uygulamanın bilinirliği arttıkça, The League'in Türkiye'deki aktif kullanıcı sayısının da ciddi olacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra uygulamanın gelir modelinde ücretli bir abonelik modeli de bulunuyor. Ayda 15 dolar ödeyerek, bazı bilgilerinizi düzenleyebilir hale gelebiliyor, profilinizi daha görünür kılabilir hale getirebiliyorsunuz.
Şimdilik sadece iOS versiyonu bulunan uygulamanın geleceğinin parlak olduğunu görmemiz çok da zor değil.