Girişimciliğin bir altın kuralı yok. Zaten öyle olsaydı bu kuralı uygulayan her iş fikri başarılı, her girişimci de otomatik olarak zengin olurdu. Fakat istatistikler gösteriyor ki, birinci yılının sonunda ayakta kalabilen girişimlerin oranı sadece yüzde 10 civarında. Yani her 10 yeni girişimden 9’u ilk 12 ayı tamamlayamadan kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Sonraki her yılda ise bu sayı düşmeye devam ediyor ve 5. yılı kutlayabilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Bununla beraber bu şanslı (veya başarılı) azınlığı inceleyerek girişimlerin nasıl daha başarılı olabileceğine dair fikir yürütmek mümkün olabilir. Bir girişimin başarısını belirleyen kuşkusuz sayısız etmen var ama girişimcinin sunduğu ürün veya hizmete dair 3 temel özelliğin başarıyı doğrudan etkilediğini söylemek mümkün.
Üç özellikten en azından birinin ürün veya hizmetinizde bulunması önemli. Bununla beraber ne kadar çoğuna ulaşabilirseniz başarı şansınız da o kadar artıyor…
1. Vazgeçilmezlik
Hayattaki bazı şeylerden vazgeçemeyiz. Yemek yemek, giyinmek, sosyalleşmek, varlığını sürdürmek insanların en temel ihtiyaçlarından sadece bazıları ve çoğu zaman öncelikle bunları sağlamak için çalışıyoruz.
Girişiminizin ortaya koyduğu ürün ya da hizmet, bu gibi temel ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu? Eğer öyleyse şanslısınız çünkü kriz gibi olağanüstü zamanlarda bile alıcı bulabilme ihtimaliniz yüksek demektir.
2. Sorun çözme
Pek çok yatırımcının bir girişimciye ilk sorduğu soru, ürün veya hizmetin tüketicilerin hangi sorununu çözdüğü, hangi probleme yanıt olduğu yönünde oluyor. Çünkü kullanıcılar bir önceki maddedeki en hayati ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, yaşamlarındaki sıkıntıları çözmeye odaklanmaya başlıyorlar.
Daha kolay ulaşım, daha hızlı iletişim, daha pratik bir sosyalleşme bu duruma verilebilecek bazı örnekler. Zaten farklı ulaşım yöntemleri kullanıyoruz ama trafikte vakit kaymetmememizi sağlayacak bir çözümü tercih ederiz. Eskiden mektup ve telgraf ile iletişim kuruluyordu ama cep telefonları iletişim hızını artırdı. Ev gezmeleri bir dönemin en popüler sosyalleşme yöntemiyken bugün insanlarla Facebook üzerinden kolaylıkla iletişim kurabiliyoruz. Bunlardan herhangi birinin eksikliği bizim için ölümcül değil ama temel ihtiyaçlarını karşıyabilen herkes yaşam kalitesini artıracak bu gibi ürün veya hizmetlere yöneliyorlar.
Sorun çözme hedefiye odaklanan girişimlerde inovasyonun etkisi ve öneminin büyük olduğunun da altını çizmekte fayda var.
3. Keyif
İnsanların keyiflerine düşkün olduğu bir sır değil. En temel ihtiyaç maddelerinden biri su olsa da, kahvaltıda çay içmenin keyfi başka. Gün içinde bir iki fincan kahve, akşam dışarı çıktığınızda tercihe göre alkollü veya alkosüz içecekler sudan daha çok tüketiliyor. Bunların hiç biri aslında vazgeçilmez değil. Hatta hemen hiç biri bizim kayda değer bir sorunumuzu da çözmüyor. Daha temel özellikleri bizim için keyifli olmaları.
Daha da somut örneklere moda alanından verilebilir. Giyim temel bir ihtiyaç ama altın bir kolyeye sahip olmamak ölümcül bir durum değil. Ya da pek çok kişi için en temel işlevlere sahip bir cep telefonu iletişim ihtiyacını karşılayabilecekken, 4 çekirdekli işlemciye sahip ve 40 megapiksel kameralı bir telefon da rahatlıkla alıcı bulabiliyor.
7 yıldızlı oteller, bilgisayar oyunları, filmler, limuzinler ve benzeri pek çok ürün ya da hizmet de bu alana giriyor.
Kime göre vazgeçilmez, kime göre lüks?
Tabi ki bu yukarıdaki örnekler en temel seviyedeki ve çoğunlukla bireysel örnekler. Kişisel tercih ve önceliklere göre çeşitlendirilebilmeleri mümkün. Biri için vazgeçilmez olan bir konu, diğeri için aynı derecede önemli olmayabilir. Bu yüzden hem bu, hem de diğer maddeleri hedef kitleniz açısından değerlendirmenizde fayda var.
Üçü bir arada
En başta da söylediğimiz gibi bu 3 temel özelliğin bir arada bulunması pek mümkün, hatta şart da değil. Yine de girişiminizin sunduğu ürün ya da hizmet bunu başarabiliyorsa şirketinizin birinci yılını kutlamamanız için ortada bir neden yok.
Diğer yandan yukarıdakilerden sadece tek bir alana dahil olması da girişimin rekabet şartlarını zorlaştırıyor. Temel giyim geniş kitleler için bir ihtiyaç ama zaten bu yüzden o alanda çözüm üreten çok sayıda firma var. 7 yıldızlı otel sayısı düşük ama bu kez de o otelin konaklama bedelini karşlayabilecek kişilerin sayısı da çok fazla değil. Yani tek bir alanda olan firmalar için de bu durum; ya çok rakip, ya da küçük pazar sorunları ile yüzleşmek anlamına geliyor.
Sonuç
Tüm bu bilgiler ışığında ilk yapmanız gereken girişiminizin yukarıdaki 3 temel alandan hangisine veya hangilerine dahil olduğunu ayırt etmek. Bu sayede hedef kitleniz için de anlamınızı daha kolay tespit edebilir ve pazarlamadan satışa farklı çalışmalarınızı bu eksende konumlandırabilirsiniz.
Diğer yandan hangi alanda olduğunuzu bilmek, ürün ya da hizmetinizi diğer alanın sunuğu avantajları da kazanacak şekilde geliştirebilip geliştiremeyeceğinize kafa yorma şansı da tanıyor. 3 alanda birden yer alma ihtimaliniz düşük olsa bile, vazgeçilmez bir ürünün aynı zamanda bir de konusuyla ilgili bir sorun giderme özelliğine sahip olmasını sağlamak girişimizin başarı şansını artırabilir.