Bu yılın Mayıs hayatında hayata geçmiş olan Tictail, tamamen ücretsiz ve çok basit bir şekilde online mağazanızı açabileceğiniz bir e-ticaret platformu.
İsveç merkezli girişim, White Bull ödülünü almış ve bu yılki Dublin Web Summit'te de finalistler arasında yer alıyordu. Ekim ayında, Balderton Capital ve Klause Hommels'den aldığı 1.2 milyon €'luk ( yaklaşık 1.6 milyon dolar) yatırımla adını çokça duyurmuştu.
Girişimin danışma kurulu üyelerinden olan Spotify CPO'su Gustav Söderström ve Tumblr COO'su Fredrik Nylander'ın kişisel yatırımları da yer alıyor. Hatta Tumblr'dan Fredrik Nylander'ın yatırımcılar arasında bulunması, Tictail'i "e-ticaret'in Tumblr'ı" (bu ithaf ilk defa Wired dergisinden gelmiş) olarak nitelendirilmesine de yol açmış.
Tictail ile kendi online mağazanızı açmak oldukça basit ve keyifli. Facebook, Twitter ya da sadece e-posta adresiniz ile üye olabileceğiniz Tictail'e girdikten sonra, sade, basit ama 'İsveç esintilerinin' hissedildiği şık tasarımıyla sizi karşılıyor. Burada yapılan yönlendirmelerle mağazanızı açmanız yaklaşık 2-3 dakikanızı alıyor. Hatta bir karşılaştırma yapmam gerekirse, herhangi bir ilan sitesine bir ürünü satışa koymanızdan çok daha kısa bir süre içerisinde Tictail'de mağaza açmanız mümkün.
Tictail'in rakipleri var ancak Tictail'in onlardan çok büyük bir farkı var. O da ücretsiz olması ve aylık bir abonelik bedeli talep etmemesi. Bu çok ayırt edici bir unsur çünkü benzer DIY (Do It Yourself) e-ticaret platformları, genellikle aylık bir bedel talep ediyor. Bu da, ürünlerini satmak isteyen kişiler, Tictail ile satış yapmak isteyen firmalar ya da KOBİ'lere pek de çekici gelmiyor. Abonelik bedelleri ödenmesine rağmen satış olmaması durumunda bu tarz küçük ya da orta ölçekli firmalar e-ticaret'ten uzaklaşıyor. Rakiplerinin aksine Tictail, zorlu ve kendisi için riskli olan bu yolu seçmiş.
Tictail'in hedefledikleri pazarlar arasında Nordik ülkeleri, Almanya ve Birleşik Krallık yer alıyor. Aldıkları yatırımın ardından genişleme politikalarını sürdürüyorlar ve aslında tüm Avrupa şu anda hedef kitleleri.
Tictail aslında sizin için bir asistan, online mağaza sahibine tavsiyelerde de bulunuyor ve size hatırlatmalar yapıyor. Online mağazalarda farklılaşmak için tabii ki bazı eklenti ve uygulamalara ihtiyaç var. Tictail'in gelir modeli de bunun üzerine kurulu olacak, Apps sekmesi altında 30 Nisan 2013'e kadar ücretsiz olarak kullanabileceğiniz bazı uygulamalar bulunuyor. Örneğin -indirim kodları oluşturabileceğiniz- Discounts adlı uygulama bunlardan biri. Yine Tictail altyapısını kullanarak kendi özel alan adınız üzerinden de yayın yapabiliyorsunuz.
Satış sözleşmesi, iadeler, kargo gönderim bilgileri online mağazanızı açarken sizin tarafınızdan belirleniyor. Ödemeler ise PayPal üzerinden geçiyor, ödeme yapmak için MasterCard, Visa ya da American Express kredi kartlarınızı kullanabiliyorsunuz. Tictail'in özel bir satış sayfası var, sizi PayPal'a yönlendirmeden hemen önce, müşteriler, satıcıya olan mesajlarını iletebiliyor ve alıcı bilgilerini bu sayfada ekleyebiliyor. Ardından ödeme için PayPal sayfasına yönlendiriliyor, ödeme sonrasında satıcıya da parası PayPal aracılığıyla aktarılıyor.
Kendi tabiriyle, "yarının perakendecilerine" yardım eden Tictail, oldukça yardımsever olduğunu da kanıtlıyor. Yeni bir mağaza açtığınızda karşılaşacağınız şu mesaj sanırım bunun da en büyük kanıtı. :)
"You don't have any orders yet, but don't worry neither did Amazon in 1993 ;)"
Özellikle Türkiye'den de ilgi göreceğini düşündüğümüz bu e-ticaret platformunu sizlere tanıtmak istedik. Ben kişisel olarak çok beğendim. İçerisinde barındırdığı oyunlaştırma öğeleri ile de hızlıca kendi online mağazanızı açmanızı sağlıyor. Son olarak elinizin altında satacak bir şeyleriniz varsa Tictail'i denemenizi tavsiye ediyor, deneyimlerinizi de yorum olarak bekliyoruz!