Bloglar yıllardır hayatımızda ve artık bloglarını birincil işleri yapan bloggerlarla sık sık karşılaşıyoruz. Buse Terim de onlardan.
Henüz üniversite öğrencisiyken başladığı blog macerasına şu anda profesyonel bir şekilde devam eden Buse Terim'le şu anda tek odağı olan, birincil işi kabul ettiği buseterim.com.tr'yi, moda bloglarını ve gelecek planlarını konuştuk.
Yaptığımız röportajda Buse Terim aynı zamanda gelecek planları arasında e-ticaret'in de yer aldığını söyledi. Şimdi yaptığımız röportajla siz Webrazzi okurlarını baş başa bırakıyorum:
Sami Eyidilli: Merhaba Buse, eğitimini Moda Pazarlama ve Yöneticiliği bölümünde aldın ve orada dünyaca ünlü markalarda çalışma fırsatı buldun. Türkiye'ye dönüşün, burada Türkçe bir moda blogu açma fikri nasıl çıktı ortaya bizlerle paylaşır mısın?
Buse Terim: Daha üniversitede okurken blogumu açmıştım ve o zamanda dili yine Türkçeydi. Türkiye'ye döndüğümde aldığım olumlu tepkileri görünce blogumu devam ettirmeye karar verdim. Geçen Nisan ayında daha da profesyonel bir web sitesi haline getirdik. Şu anda sitemizin ana dili Türkçe ama aynı zamanda İngilizce seçeneği de var.
Sami: Moda blogunla çıktığın yolda şu anda kendi adını taşıyan bir marka yarattığını görmek mümkün. Bu marka için nasıl bir ekip çalışıyor, yoksa tüm iş senin omzunda mı? Biraz bahsedebilir misin günlük akıştaki işlerinden?
Buse: Bu marka için benimle birlikte çalışan 3 kişi daha var. Ekibimiz Marka Müdürü, Kreatif Direktör ve Grafik Tasarımcısından oluşuyor.. Yaptığımız işlerin aksamadan başarıyla bitebiliyor olması ekip başarısında yatıyor . Her hafta başında toplanıp hafta boyunca yazacağımız konulara karar veriyoruz. Yazılarımızda o haftaki durumları göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz. Örneğin kış sezonuna geçerken kış trendlerini ele alıyoruz veya yılbaşı döneminde yılbaşı akşamı giyilebilecek öneriler, saç stilleri, makyajlar öneriyoruz. Bir de kendin yap projelerimiz var. Her hafta farklı bir şey yapmaya çalışıyoruz. Haftamız genelde toplantılar, çekimler, yeni konseptler yaratarak geçiyor. Beraber çok keyifle ve eğlenerek çalışan bir ekibiz, benim için en önemlisi de bu.
Sami: Biraz da açtığın beauty pop-up store'lara getirmek istiyorum konuyu. Bildiğim kadarıyla kozmetik ithalatı konusunda ülkemizde bazı kısıtlamalar var. Ancak sen takipçilerini dünyaca ünlü markalarla buluşturuyor ve özel indirimler sağlıyorsun. Nereden geldi bu fikir aklına? İleride moda blogundan sonra bir e-ticaret girişimine imza atabilir misin?
Buse: Aslında bu fikir geçtiğimiz sene Haziran ayında ortaya çıktı. O zamanki pop-up store bakım ürünleriyle değil kıyafet, aksesuar, ve ayakkabı ürünleri satışı üzerineydi. Ayrıca mağazada benim gardrobumdan seçtiğim ikinci el ürünler de satıldı ve çok ilgi gördü. Bu ilgi ve talebi gördükten sonra biz de bunu ekipçe bir kez daha tekrarlamaya karar verdik. Aynısını yapmak yerine daha farklı bir konsept yaratalım istedik. Benimde kullanmaktan keyif duyduğum ünlü bakım markalarıyla bir araya geldik ve Buse's Beauty Pop up Store'u yarattık. Ben aslında şu anda bile kendi sitemin içerisinde ufak ufak e-ticaret'e başlamak istiyorum.
Sami: Moda blogları konusunda düşüncelerin neler? Yerli ve yabancı moda bloglarını takip ettiğine eminim. Sence Türkiye'deki moda bloglarının dünyadaki yeri nasıl? Bu konuda blogger'larımız iyi mi sence?
Buse: Moda blogları herkesin kabullenmeye başladığı bir meslek haline geliyor yavaş yavaş. Yurtdışında moda blogları artık çok iyi oturdu ve oradaki bloggerlar bloglarından gerçekten çok ciddi paralar kazanıyor. Türkiye'de bu algı henüz daha tam anlamıyla oturmadı o yüzden biraz daha zamana ihtiyacımız var bence. Türkiye'de blog yazmayı tutkuyla ve severek yapan bütün bloggerlarımız çok başarılılar. Blog yazmak dışarıdan bakıldığı zaman çok basit gözükebilir ama gerçekten zaman, fikir ve emek gerektiren bir iş.
Sami: Blogger olmanın bir meslek olup olamayacağı bugüne dek çokça tartışıldı. Senin bu konuda fikirlerin neler? Gerçekten ticari bir modele çevirip sadece blogger olarak hayat sürdürülebilir mi?
Buse: Bloggerlığın bir meslek olduğunu, ve bunun da yalnızca moda alanıyla sınırlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bloglar medyada eşi benzeri görülmemiş bir devrim yarattı. Benim de önümde uzun bir yol, çok hayallerim, hedeflerim var. Bilişim Teknolojileri Zirvesi kapsamında düzenlenen Sosyal Medya Ödülleri’nde aldığım en aktif blog yazarı ödülü bana işimi doğru ve en iyi şekilde yaptığımı gösteren bir işaret oldu. Açıkçası tek bir hedef belirleyip, diğer şeyleri ıskalamak istemem. Ama tabii ki önüme koyduğum hedeflerim, projelerim var.
Sami: Şu ana dek ciddi bir yol kat etmiş gözüküyorsun ve ben de merak ediyorum, gelecekte takipçilerini neler bekliyor? Yaratığın markaya özel tasarımlar gelecek mi, kendin tasarımlar yapıyor musun?
Buse: Şu anda markalar ve özel projeler için tasarımlar yaptım ve çok olumlu tepkiler aldım. 250 bine ulaşmış tekil ziyaretçi sayım var. Gelecekte de takipçilerimi her gün çok daha iyiye giden bir internet sitesi, yapılmamışları yapan bir marka ve daha güçlü bir Buse Terim bekliyor. Her gün daha iyi, daha yeni, daha güzel ne yapabilirim diye düşünerek başlıyorum günlerime. Hayal ettigim hiç bir şeyden korkmuyorum tam tersi üstüne gidip hayallerimin benden korkmasını sağlıyorum.
Sami: Röportaj için çok teşekkürler, takipçilerine ya da bloguna ilk kez girecek ziyaretçilere bir şeyler söylemek ister misin?
Buse: Takipçilerime bugüne kadar olan destekleri icin teşekkür ediyorum ve onları çok seviyorum :) Bizleri yeni keşfedecek olan takipçilerimize ise keyif alacakları ve kendilerine bir şeyler katacakları eğlenceli bir dünya onları bekliyor diyebilirim.