Son dönemlerde finans dünyasını en çok meşgul eden konular arasında teknoloji firmalarının halka arz sonrası durumları başı çekiyor. Facebook, Zynga ve Groupon’un gidişatları endişe verici görünüyor. LinkedIn diğerlerine göre çok daha iyi durumda. Tüm teknoloji firmaları arasında en istikrarlı artış sağlayan ise kuşkusuz Apple.
Dün borsa kapanış rakamlarında iki dev teknoloji firması birbirinin tam zıttı iki durum yaşadılar. Apple ulaştığı 636,34 dolarlık kapanış değeri ile tarihinin en yüksek hisse değerine ulaştı. Bundan önceki rekor Nisan ayındaki 636,23 dolarlık orandı.
Diğer yandan Facebook ise dünkü kapanışla birlikte tarihinin en düşük hisse değerini gördü…
Hisse başına 42 dolardan halka arz olan Facebook’un dünkü kapanış değeri 19,87 dolar oldu. Bu da Facebook’un gördüğü en düşük rakam. Ama bu düşüşün beklenmedik bir durum olmadığının da altını çizmekte fayda var. Halka arz öncesi yatırımcı anlaşmalarında, yatırımcıların bir kısmı için sahip oldukları hislerin satış yasağı dün doldu.
Böylece aralarında Goldman Sachs, Microsoft, Tiger Global ve Accel’in de bulunduğu bazı önemli yatırımcıların ellerindeki yaklaşık 270 milyon Facebook hissesinin satışının önünde bir engel kalmadı. Bu da zaten hala yüksek bir değere sahip olduğu iddia edilen Facebook’un hisselerinin daha da çok değer kaybetmesine neden oldu.
Facebook dışındaki çoğu internet şirketi de borsa da zor zamanlar yaşıyor. Örneğin Zynga gelir kaynaklarını çeşitlendirmek ve çok eleştirilen Facebook bağımlılığından kurtulmak yönünde önemli atıyor olsa da, tüm bu çabalar henüz borsaya olumlu şekilde yansımış değil. Bunun başlıca nedeni Zynga’nın henüz yatırımcıları bu hamlelerin etkileri konusunda ikna edememiş olması.
Groupon ise bambaşka bir konu. İlk ortaya çıktığı zamanlarda arkasına aldığı büyük rüzgarın dinmeye başlaması ile birlikte yatırımcılar da bir bir Groupon’a sırtlarını dönmeye başladılar. Şu anda finans dünyasında Groupon “diğer bir fırsat sitesi” algısından kurtulmaya çalışıyor. Planladığı yenilikler henüz hedefine ulaşmış değil ve küçük orta ölçekteki işletmeler için önemli bir değer sağlayacağı ve bunun da sürdürülebilir olacağına onun da yatırımcıları ikna etmesi gerekiyor.
Diğer yandan birden fazla farklı gelir modeli bulunan LinkedIn ile borsaların arası daha iyi gibi görünüyor. Bir yandan sektör profesyonelleri için ücretli çözümler sunan LinkedIn, diğer yandan Adobe gibi müşterilerin yıllık 500 bin dolar civarı ödeme alıyor olması firmanın finansal yapısının diğerlerine göre çok daha sağlam algılanmasını sağlıyor. Belki de bu yüzden son dönem borsada yaşanan internet şirketleri krizinden etkilenmeyen ender firmalardan biri olmayı başarıyor.
Sonuç olarak istisnalar dışında internet sektörü ile borsanın yıldızları bir türlü barışmıyor. Bunda hem borsanın köklü kurallarının esnek internet ekonomisini henüz yeterince kavrayamamış olmasının da, internet şirketlerinin geleneksel finans dünyasına ayak uydurmakta zorlanması ve dertlerini anlatmayı bir türlü başaramamış olmasının da etkisi var. Şu an bu anlamda bir geçiş dönemindeyiz gibi görünüyor ve tüm bunlar yerine oturacak. Ama bunun olması birkaç yılı daha bulabilir ve bu tip radikal iniş çıkışlara bir süre daha şahit olabiliriz gibi görünüyor.