Twitter olimpiyatlara ağır geldi

Olimpiyatlar tüm hızıyla devam ediyor. Her ne kadar Türk sporcular şu ana kadar beklendiği kadar büyük başarılar elde edememiş olsa da, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türk sporseverlerin de gözü – kulağı Londra’da. Olimpiyatlardaki gelişmeleri en pratik şekilde takip etmek için pek çok farklı alternatiften biri de Twitter.

O sırada müsabakaları yerinden takip edenlerin gönderdikleri tweet’ler, dünyanın en büyük spor organizasyonunu neredeyse oradaymış gibi takip edebilmenin en iyi yollarından biri. Fakat izleyicilerin mobil ağlar üzerinden gönderdikleri tweet’lerin neden olduğu yoğun veri transferi, olimpiyatların teknik alt yapısı için bir sorun haline geldi ve yetkililer “sadece acil durumlarda tweet atmaları” ricasında bulunmak zorunda kaldılar.

Teknoloji olimpiyatlarda ölçümleme ve canlı yayınlar konusunda büyük önem taşıyor. Pek çok sporcunun performansı minik GPS cihazlar yardımı ile ölçülüyor ve ekranlara yansıtılıyor. Fakat Pazar günü gerçekleşen erkekler bisiklet yarışlarında bu sistemin sağlıklı çalışmaması TV sunucularının zor anlar yaşamasına neden oldu.

Sporcuların aralarındaki zamanları belli aralıklarla merkeze ileten GPS cihazlarının sinyalleri bölgede yaşanan yoğun veri trafiği nedeniyle aksayınca TV kanallarına da bu veri ulaştırılamadı ve sunucular yarışçıların arasındaki mesafeyi izleyenlere “göz kararı” aktarmak zorunda kaldılar.

Olimpiyat komitesine göre bu yoğunluğun nedeni bölgedeki seyircilerin kablosuz ağlar üzerinden çok fazla sayıda veri transferi gerçekleştirmeleri. Diğer bir deyişle; çok fazla tweet atmaları. Bölgedeki alt yapının bir yandan GSM ölçümlemeleri, diğer yandan TV yayınları ve aynı zamanda sosyal medya kullanımı nedeniyle meydana gelen veri trafiğini kaldıramayınca akla gelen ilk çözüm sosyal medya kullanımın azaltılması yönündeki telkin oldu.

Aynı anda yüzlerce kişinin 140 karakterle sınırlı tweet’lerinin veri trafiğine mutlaka etkisi olmuştur ama sanırım artık bu çaptaki organizasyonlarda konvansyonel medyanın yanı sıra yeni nesil yayıncıların varlığının da hesaba katılması bir zorunluluk olarak kabul edilmeli...