İnternet reklamcılığı, ölçülebilirlik açısından her zaman güvenilir oldu. Dijital pazarlamanın en büyük iddiası, tamamen analitik verilerle ortaya koyulabilen, yorumu olmayan rakamları ortaya çıkarmasıydı. Reklamcılığa çağ atlattı ve normları çok farklı yeni bir internet reklamcılığı alanı böylece doğmuş oldu.
Reklamlarımızın kaç kere tıklandığını, tıklanan reklamdan nasıl bir geri dönüş aldığımızı hep bildik. Yani kısacası yaptığımız yatırımın bize geri dönüşünü (ROI) hesaplayabildik. Ortaya çıkan reklam ağları sorgulanmaya da bu şekilde başladı, reklamların ne kadar görünür olduğu, 'daha tıklanabilir' olmak için ne gibi yollar izlenebileceği tartışılageldi.
Yazının devamında çok önemli bir konu olan reklamlara bakış açımızı, yayınlanan reklamları ne kadar çok gördüğümüze değineceğiz.
Bildiğiniz gibi CPM değerleri verilirken, kullanıcının o sayfayı açtığı ve reklamı gördüğü var sayılır. Fakat gözlerimiz açılan web sayfasının tamamına hakim olmuyor, yani bir internet sitesindeki tüm bu yoğun içeriği ve reklamları görmüyoruz. Aradan kaçan detaylar elbette ki olabiliyor. Hatta çok fazla ziyaretçi alan sitelerdeki CPM değerleri ile CPC değerleri arasındaki 'uçurum'un da çok hoş bir şey olduğunu söyleyemiyoruz, bazen reklamları görmüyoruz bile, ama görüntülenmesine devam ediliyor.
İşin bir de psikolojik boyutu var. Şartlanma. Bazı sitelerde reklamların nerede olduklarını ezberliyoruz ve şartlanmış vaziyette olabiliyoruz. Bir süre sonra algımız bazı sitelerdeki reklamları, ilgi alanlarında değilse görmüyor bile. Belki benim gibi dijital pazarlamacılar değil ama normal bir kullanıcı, bir süre sonra ilgisini çekmeyen reklamlara karşı duyarsızlaşabiliyor ve o reklam alanlarına göz ucu ile dahi bakmıyor. Tabii burada oyunun akışını değiştiren bazı diğer oyuncular da var, reklam kreatifleri ve metinler. Bunlar da çok önemli konular var reklamları görmemizi, 'gerçek CPM' rakamlarının tespit edilmesini en çok bunlar sağlıyor.
Ufak bir ipucu: İnternet reklamcılığının görsel anlamdaki en önemli ipucunu vermek gerekirse, reklam kreatifinde bir insan yüzü kullanmak. Bu, kesinlikle çok kullanılan ve işe yaradığı garantilenmiş bir yol. Eğer bir dijital pazarlamacıysanız, grafikerlerden bu tarz reklamlarınızın hazırlanması aşamasında mutlaka insan yüzlerini kullanmasını isteyin.
Daha önce de belirttiğim gibi, gerçek CPM çok değerli bir konu. Aynı şekilde UX ve reklam performansları açısından da oldukça değerli, bu değerlerin ölçümlenmesi de aslında UX ya da A/B testleri ile çok çok benzer bir şekilde yapılıyor. EyeTrackShop adlı firma, tamamen bu alana yönelmiş bir girişim. Ölçümlemeler web kameralar aracılığı ile yapılıyor, EyeTrackShop web kamera üzerinden gözlerinizi takip ediyor ve siz bir internet sitesindeyken, gözlerinizin nereye baktığını tespit ederek, size bir ısı haritası çıkartıyor. Yukarıdaki ipucumuz da buradan çıkmış bir sonuç. İnternet reklamlarda insan yüzleri oldukça önemli.
EyeTrackShop tam olarak ne yapıyor, aşağıdaki videoda detaylıca izleyebilirsiniz.
Bu durum artık internet reklamı veren herkesi ilgilendiriyor. Kullanıcılar özellikle görsel reklamlarda bununla ilgili raporlamalar da gelecekte isteyecek. Örneğin bir reklamverenden şu şekilde bir soru gelebilecek: "Evet, ben sizden bu reklam alanını satın aldım ancak sitenize giren kullanıcının gözü nerede?" Belki şu anda henüz çok erken ama, EyeTrackShop gibi hizmetler de gelişecek ve iyileşecekler. Daha doğru sonuçlar veren ve göz hareketlerini takip eden algılayıcılarla birlikte, daha doğru sonuçlar elde edilecek ve tasarım değişiklikerine gidilecek, hatta UX süreçlerine, bu konu da dahil edilecek öngörüsündeyim.
Siz bu konu ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Gözlerimiz reklamlara ne kadar takılıyor, herhangi bir internet sitesinde verilen her reklamı görüyor muyuz?