Startupcompass.co girişimcilerin daha iyi ürün ve projeler geliştirmesini sağlamak amacıyla kıyaslamalı ölçümler sunan yeni nesil bir girişim. 10 binden fazla girişimin performans bilgilerini kendi havuzunda toplayan Startup Compass'ın 3 kişilik kurucu ekibinde bir de Türk ortak bulunuyor.
Eren Doğrultan ile Startup Compass ile neler yaptıklarını, yapacaklarını konuştuk ve girişimcilerin dikkat etmesi gereken noktaları sorduk.
Fırat Demirel: Startup Genome ve Startup Compass Projesi’nden ve biraz kendinden bahseder misin? Yolun nasıl San Francisco’ya düştü ve bu girişime nasıl dahil oldun?
Ertan Doğrultan: Amerika'ya UCLA'de Yapay Öğrenme (Machine Learning, Data Mining) alaninda doktora yapmak amacıyla 2009'da gelmistim. İlk senenin sonunda çesitli nedenlerden ötürü doktora programına devam etmekten vazgeçip yüksek lisans diplomamı alarak mezun olmaya ve yeni fırsatları değerlendirmeye karar verdim. Bu sırada hala ilgim olan dersleri almaya ve araştırma yapmaya devam ediyordum.
Okuldaki son dönemimle bir dersin projesi için bildiğim en büyük açık girişim veritabanı olan Crunchbase.com'u kullanarak yazılım şirketleri üzerine bir analiz yapmaya karar verdim. Bu veritabanını biraz inceledikten sonra alalakalı değişkenleri belirleyip şirketlerin performansını tahmin edecek küçük bir yazılım gelistirdim. Bütün bunlar olurken henüz Startup Genome projesiyle herhangi bir alakam yoktu.
Mezun olup Silikon Vadisi’nde ufak bir şirkette yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladım. Birkaç ay sonra anlattığım projeyi yaptığım dersin hocası Startup Genome'un ilk raporunu teknoloji bloglarının birinde görüp benimle iletişime gecti. Projenin Startup Genome'la yakından bağlantılı olduğunu düşündüğünü söyledi ve beni iletişime geçmek için teşvik etti.
Ben de şirketin diğer kurucuları yani simdiki ortaklarımda tanışmış oldum ve yazın yoğun bir çalışmanın sonucunda araştırmalara paralel bir yazılım da geliştirip Eylül'de ilk defa test etmeye başladik.
F. Demirel: Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor?
E. Doğrultan: Şu anda Startup Genome Compass üzerine 3 kişi tam zamanlı çalışıyoruz. Benim haricimde Bjoern Lasse Herrmann ve Max Marmer şirketin diğer kurucuları. Açıkçası Türk, Alman ve Amerikalı 3 kişinin bir şirket kurması benim açımdan çok özgün bir tecrübe. Bizim dışımızda Oxford, Berkeley ve Standford Üniversitelerinde yarı zamanlı olarak bize yardım eden konularında uzman kişilerden yardım almaktayız.
Yatırımcılarla bu yazılım projesi fikrimizi paylaşmaya yeni basladık, amacımız en kısa zamanda 2-3 mühendis ve görsel tasarım uzmanı işe alıp kazandığımız momentumu değerlendirerek şirketi bir sonraki evreye taşımak.
F. Demirel: Startup Compass hakkında güncel bilgiler verebilir misin? Kaç girişim var, coğrafi dağılım vs…
E. Doğrultan: Şu anda 16,500'den fazla şirket kayıt olmuş durumda. Bu şirketlerin yarısından çoğu ABD'de, geri kalan kısmın büyük bir yüzdesi de İngiltere, Israil, Singapur, Kanada'da bulunuyor. Ekosistemler üzerine yazdığımız istatistiksel karşılaştırmaları, "The Rise of Startup Ecosystems: Silicon Valley vs. New York vs. London" başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.
F. Demirel: Ne gibi başlıkları ele alıyorsunuz?
E. Doğrultan: Ekosistemin büyüklüğü, başarılı şirket oranı, yatırımcı potansiyeli, riskler, ürün tipleri, kurucuların tecrübeleri, şirketlerin kuruluş amaçları, vb.
Bu makaledeki yaptığımız ilk 25 sıralama tamamen şirket yoğunlugu baz alınarak yapıldı. Beklediğimizden fazla ilgi gördü ve talep üzerine önümüzdeki aylarda şirket performanslarrını değerlendirerek daha gercekçi bir sıralama yayınlamayi planlıyoruz.
F. Demirel: Girişimleri değerlendirdiğiniz bazı kriterler de var. Biraz bu kriterlerden bahsedebilir misin?
E. Doğrultan: Üzerinde bir süredir çalıştığımız model ve ilgili yazılım ürünü prototip aşamasında. Şu an temel olarak şirketleri birbirlerine benzer diğer yazılım şirketleriyle kıyaslayıp onların metrikleri hakkında fikir sahibi olmalarını sağlıyoruz. İşte bahsettiğim modeli buradaki benzerlik kavramını belirlemek için kullaniyoruz. Şirketlerin kullanıcıları ile ilişkileri temel alarak oluşturduğumuz bir girişim tipi kavramı var.
Örneğin kullanıcıları diğer işletmeler olan girişimlerlerle, sıradan insanlar olan girişimlerin dinamikleri birbirinden çok farklı. Yani kullanıcı elde etme yöntemleri, satış birimine ne kadar odaklanmaları gerektiği gibi özellikleri göz önüne alarak bu ayrımı yapıyoruz. İki uç noktayı şöyle özetleyebiliriz; bir yanda Salesforce, Oracle, Yammer gibi kullanıcıları büyük şirketler olan ve genellikle yüksek ciroya sahip, kullanıcı elde etmenin anlaşmalar aracılığıyla uzun sürede gercekleştiği şirketler, öte yanda Google, Dropbox, Amazon gibi kullanıcıların ürünü kullanırken herhangi bir temsilciyle görüşme ihtiyacı duymadığı, kullanıcı elde etmenin tamamen otomatik olduğu şirketler yer alıyor.
Girişim tiplerine ek olarak, her şirketin kurulduğu andan yetişkin hale gelinceye kadar geçmesi gereken evreler belirledik. Yayınladığımız ilk raporda özellikle ilk dört evre üzerinde duruyoruz. Bu evreler şirketin hangi dönemde ürünün genel hatlarını ortaya çıkardığı, geçerliliğini test ettigi, takımını büyütmeye başladığı, kullanıcı elde etme kanallari araştırdığı vs. üzerine kurulu. Tabi her girişim tipi için geçilmesi beklenen evreler de değişiklik gosteriyor. Az önce anlattığım gibi şirketlerin kullanıcı elde etme biçimleri arasındaki farklar bu evrelerde beklenen kilometre taşlarını önemli oranda değiştiriyor.
Örneklerle birlikte detaylı ve düzenli açıklamaları "Startup Customer Relationship Type Index" ve "Stages of the Startup Lifecycle" yazılarında bulabilirsiniz. Şu infografiğe ve şu yazıya göz atmanız da faydalı olabilir.
F. Demirel: ABD dışında Tel Aviv, Londra ve Berlin’in önemli girişim şehirleri olduğunu biliyoruz. İstanbul’u da bu listeye ekleyebiliriz ama Techcrunch’ta yayınladığınız listede maalesef Türkiye’yi göremiyoruz. Türkiye’den Startup Compass’i keşfeden kimse yok mu henüz?
E. Doğrultan: İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden bazı şirketlerin Startup Compass'tan haberdar olduğunu biliyorum, öte yandan İstanbul'un ilk 25'te yer almamasının bir nedeni de Türkiye'de henüz tanıtım yapmaya başlamamamızdan kaynaklanıyor. Bunun bir nedeni öncelikle ürünümüzün geçerliliğini test etmek için belli bölgeleri seçmemizdir.
Kullanıcılarla sürekli irtibatta bulunarak ne tür bilgilerin onlar için kritik olduğunu öğrenmeye ve bunlar üzerinde odaklanmaya çalışıyoruz. Tabi üzerinde çalıştığımız model tüm yazılım, web girişimleri için faydalı olmak üzerine kurulu, dolayısıyla hedefimiz tüm ekosistemlere zaman içerisinde girip bize sağladıkları metriklerden faydalanarak onlara yardımcı kaynakları göstermek ve başarı oranlarını artırmak. Özellikle son bir aydır değişik ekosistemler tarafindan oldukça ilgi görmekteyiz ve yakın zamanda TC'ta yayınlanan kısa çalışmayı takiben detaylı istatistiklerin yer aldığı üçüncü raporumuzu yayınlayacağız.
Genel olarak ilk 25 ekosisteme baktığımızda ilk 5 ardında kalan diğer şehirlerin birbirine cok yakın olduğunu görüyoruzz yani İstanbul'un da listede yer almasi an meselesi diyebiliriz.
F. Demirel: Türkiye girişim ekosistemini takip ediyorsan bu pazarlar ile bir kıyaslama yapabilir misin?
E. Doğrultan: Son zamanlarda genellikle kendi ürünümüze odaklandığımız için yeni gelişmeleri izleme firsatım olmadı ama bağlantılarım aracılığıyla takip ettiğim kadarıyla İstanbul sevindirici bir şekilde büyümekte. Özellikle son birkaç yıldır ortaya çıkan ve popülerleşen kuluçka merkezleri bunun en önemli göstergelerinden birisi.
F. Demirel: Sence bir girişim ekosisteminin büyümesini etkileyen faktörler nelerdir?
E. Doğrultan: Kişisel görüşüm bir ekosistemin büyümesini etkileyen birkaç önemli faktör var. Bunlardan biri o şehirde bulunan ve aktif halde yazılım yapan büyük şirketlerin yoğunluğu. Genellikle Google, Facebook, Microsoft gibi şirketlerde birkaç sene çalışıp tecrübe kazanan proje yöneticileri ya da yazılım mühendisleri kendilerine ilginç gelen alanları keşfetme şansı bulup bu tür girişimleri başlatmaya daha yatkın oluyorlar. Tabi diğer mühendisleri işe almak açısından da yine avantajlı şehirler bunlar. Bir diğer faktör de o ekosistemden çıkan başarılı olmuş girişimlerin oranı. Biraz pozitif geridönüm söz konusu yani.
Bence İstanbul özellikle müthiş bir potansiyele sahip. Gençleri üniversitede hatta liseden itibaren kendi projelerini başlatmak konusunda kesinlikle teşvik etmek gerekiyor. Başarısız olmak zaten bütün bu tecrübenin bir parçası ama sonuçta önemli olan hedefe ulaşmaktan ziyade o hedefe giden yoldan keyif almak. Sanırım Silikon Vadisi'nin en büyük avantajı burada. İnsanlar yeni fikirlere adapte olmaya cok yatkın ve başarısızlıklar bir girişimcinin özgeçmişinde pozitif değerlendiriliyor. Az önce de belirttiğim gibi kuluçka merkezlerinin bu koşullar altında sağlayacağı fayda göz ardı edilemez. F. Demirel: Yaptığınız kıyaslamalara dayanarak bir girişimin ilk dikkat etmesi gereken faktörleri sıralayabilir misin?
E. Doğrultan: Yayınladığımız makalelerdeki ana fikir, bir girişimin ilk dikkat etmesi gereken faktörün kendisinin hangi evrede olduğunun farkında olması ve buna bağlı olarak zaman ve kaynak dağılımı akıllıca yapması olduğudur. Malesef tüm dünyada birçok girişim kendi evresin için alakasız olan aktivitelere odaklanıp ürünün gelişimini kendi elleriyle sabote etmekte. Bizim de amacımız şirketlerin bu durumdan haberdar olup stratejik kararlar alabilmelerini sağlayacak bir servis geliştirmek.
F. Demirel: Startup Compas’ın önümüzdeki dönemde neler planladığını sormak istiyorum.
E. Doğrultan: Kısa süre önce ekosistemler üzerine yayınladığımız araştırma aslında üzerinde çalıştığımız ürünün bir yan ürünü. Asıl odaklandığımız nokta daha detaylı veri analizi yaparak küçük ve orta dereceli yazılım şirketlerinin başarıi oranını artırmak. Prototip olarak hazırladığımız ürünümüz şu anki haliyle bir yazılım şirketini önceden belirlediğimiz algoritmaları baz alarak kendisine benzer şirketlerle kıyaslıyor ve çeşitli metriklere göre nerede yer aldıklarını gösteriyor. Örneğin şirketin sermaye tüketim hızı (burn rate), cirosu (revenue), kullanıcı elde etmek için harcanan para (customer acquisition cost), kullanıcı elde etme hızı (user growth), kullanıcıyı muhafaza etme oranı (retention) ve bunlar gibi şirketin dikkat etmesi gereken birçok ölçüme hzırladığımız panelde yer veriyoruz.
Şu anki haliyle ürünümüz anket tarzında manuel veri girisine dayanıyor. Öte yandan hedefimiz yakın zamanda Google Analytics, Salesforce ve gibi servisleri entegre etmek ve şirketlerin ürünle olan interaktivitesini hızlandırmak. Asıl amacıımz şirketlerin verdigimiz bilgilere ve çıkarımlara dayanarak stratejik kararlar almasına yardım etmek.
F. Demirel: Webrazzi olarak Cruncbase'in bir benzeri olan Webrazzi Veritabanı'nı açtık kısa süre önce. Startup Compass'a dahil etmeyi düşünüyor musunuz?