Apple kuşkusuz dünyanın en önemli şirketlerinden biri. Bugüne kadar türlü badireler atlatan, kurucusunu şirketten çıkartıp sonra geri alan, batma tehlikeleri atlatan ama sonucunda gelirlerini ABD ekonomisi ile yarışır hale getiren Apple’ın borsadaki yükselişi de dünyanın sayılı şirketlerine parmak ısırtıyor.
Buna rağmen herkes Apple için geleceğin son derece parlak olduğu görüşünde değil. BusinessInsider’ın gündeme getirdiği habere göre Stifel Nicolaus, Apple’ın hisselerinin seyrinde daha önce felaketle sonuçlanan farklı iki durum ile benzerlikler olduğunu keşfetmiş.
Borsada işlem gören hisselerin hareketlerinin geleceğe ışık tutabilmek amacıyla incelenerek, tekrar eden kalıpların anlamlandırılmaya çalışması ekonomi dünyasında sık başvurulan bir yöntem olsa da, bu sefer söz konusu olan başarının doruğundaki Apple olunca işler değişiyor.
Peki bu veriler ne anlama geliyor? Apple gerçekten patlamaya doğru ilerleyen bir balon olabilir mi?
Bu soruya yanıt aramadan önce Stifel’in ortaya koyduğu iddiaya biraz daha yakından bakalım. Aşağıda da görebileceğiniz tabloya göre Apple’ın hisselerinin yükselişi iki farklı durum ile benzerlik gösteriyor. Aşağıda soldaki tablo NASDAQ’taki teknoloji şirketlerinin hisselerinin 2000 yılında yaptığı zirveyi siyah ile gösteriyor. Aynı tabloda Apple’ın hisselerinin yükselişi de kırmızı ile belirtilmiş.
Sağ taraftaki tablo ise konut üreticilerinin 2005 yılında zirve yapan hisse değerlerinin birkaç yıl içerisinde nasıl düştüğünü siyah ile gösteriyor. Yine Apple’ın hisse hareketleri kırmızı ile gösterilmiş.
Her iki tabloda da bir benzerlik olduğu açık. Apple hisse hareketleri şu anda aynen Stifel’in söylediği şekilde teknoloji ve konut üreticileri balonlarının patlamadan hemen önceki hallerini andırıyor. Peki üç yıllık bu hareketlerin benzerliği, sonraki üç yıl içinde bir işaret olabilir mi?
Bir ekonomi uzmanı olmadığım için bu konuya haddimi aşacak bilimsel bir yanıt veremem ama konuyu yakından takip etmeye çalışan biri olarak benim 2000’lerdeki teknoloji dünyası ile 2010’lardaki Apple’ın durumu arasında görebildiğim en çarpıcı benzerlik bu grafikle sınırlı.
O zamanın ekonomik yapısı ile bugünün ekonomik yapısı arasındaki farklılıklar, teknolojinin yanı sıra pazarlama anlayışlarının da çok büyük oranda değişim göstermiş olması, bana göre iki örneğin birbirinden çok ayrı şekillerde değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.
O zamanki “altına hücum” olarak nitelendirilebilecek anlayış yerini daha sağlam adımların atıldığı bir yapıya bıraktı. O zaman hisselerin inanılması zor şekilde yükselmiş olmasının nedeni, pek çok kişinin geleceği net bir şekilde görememesine rağmen tüm umutlarını internetin göz kamaştırıcı potansiyeline bağlamasıydı.
Fakat bugün Apple’ın elinde somut ürünler, sayısız örnek ve başarılı bir iş modeli var. Öyle ki bugün Apple sadece teknoloji dünyasının önemli firmalarından biri olmanın ötesinde, bu sektörün kurallarını koyan, çok az sayıda rakibi ile arasındaki farkı korumayı başaran bir konumda.
Hatta Apple’ı Apple yapan Steve Jobs’tan sonra bile olumlu gidişat devam edebiliyor. Çünkü Apple bir liderin sürüklediği bir şirket olmanın ötesinde sistemini kurmuş ve kişiler değişse bile sistemi sürekli kılabilen bir yapıya sahip.
Peki Apple hisseleri daha ne kadar yükselmeye devam edecek? Muhtemelen bir süre daha devam edecek ama mutlaka bir doygunluk noktasına erişilecek ve bu yükselme hızı önce yavaşlayacak sonrasında da duracak. Hatta büyük ihtimalle belli bir noktadan sonra gerilemeye bile başlayabilir ama Stifel’in aksine bu gerileme döneminin Apple için bir son olacağını düşünmüyorum.
Apple benzerleri gibi yeni nesil teknoloji şirketlerinin en başarılı örneklerinden biri. Sadık kullanıcı kitlesinin de kısa zamanda ona sırt çevirmeyeceğini varsayarsak Apple’ın bir balon değil, yeni nesil ekonomik istikrarın başarılı örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.