Konuk yazarımız Can Orhun, e-imza alanında uzmanlaşan E-Güven'in Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor.
Yeni Türk Ticaret Kanunu ticaret dünyasının çehresini ne kadar değiştirecek? 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu kararlarında, ticari sicil kayıtlarında e-imzanın önünü açmasıyla ve e-imzalı tebligatı mümkün kılan Kayıtlı Elektronik Posta-KEP sistemini getirmesiyle Türk ticaret hayatında değişim yaşanacağının sinyallerini veriyor.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Türk ticaret hayatına getireceği yenilikler ümit verici olmakla beraber, etkili değişimlerin yaşanabilmesi için bu konudaki düzenlemelerin e-fatura ve e-defterdekinden farklı olarak daha ileriye dönük ve geniş çaplı planlamanın yapılması gerekiyor. Aksi takdirde e-imza gerekli ölçüde yaygınlaşmayacağı gibi Türk ticaret hayatında da beklenen ve ihtiyaç duyulan değişimin gerçekleşmesi mümkün olmaz.
E-imza Türk ticaret hayatına neler getiriyor? İlgili düzenlemelerin vizyoner bir anlayışla yapılacağı varsayarak yönetim kurulu kararlarında, ticari sicil kayıtlarında e-imza kullanımının önünü açan kanun Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte Türk ticaret hayatında daha kolay, hızlı ve güvenli yeni bir dönemin başlayacağını söyleyebiliriz.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle beraber şirketlerde yönetim kurulu kararları için notere gitmeye gerek kalmayacak, taranmış imza sirküleri e-imzalanarak ilgili yerlere gönderilebilecek. Bunun yanı sıra şirket kayıtları ve mahkemeye delil olarak verilebilen her şey için e-imza kullanılabilecek. Ayrıca ticaret odalarının yayınladığı noter onaylı ticari sicil kayıtları da artık e-imzalı gönderebilecek. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği önemli yeniliklerden biri de Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi. Kayıtlı Elektronik Posta- KEP’te hizmet sağlayıcı yetkisi ve düzenleme de e-imza ile yapılabilecek. Bankalar kişi ve kurumların e-postalarına doğrudan e-imzalı tebligat yapabilecek.
Peki günlük hayatımızda kimliğimizi belirlemek için her an kullandığımız ıslak imza ile aynı işleve ve hukuki geçerliliğe sahip olan, dijital ortamda kimliğin belirlenmesini ve güvenli bir şekilde bilgi paylaşılmasını sağlayan e-imzanın ticaret hayatında yaygınlaşması ne kazandıracak?
E-imzanın kazandırdıkları Dijital ortamda bilgi güvenliğinin sağlanması için vazgeçilmez olan elektronik imza, devlet kuruluşları ve özel sektörde yaygın olarak kullanılması halinde zamandan, enerjiden ve kağıttan tasarruf sağlıyor.Günümüzde, yaklaşık bir tahminle, kurum ve kuruluşların yüzde 90’ından fazlasının, iş süreçlerini kağıt belge ile yürüttüğü, dokümanların azımsanmayacak bir kısmının yanlış yerleştirilmiş ve bir daha bulunamayacak durumda olduğu, kullanıcıların haftada en az 8 saatini belge işlemleri için bedensel hareket ile kaybettiği, belgelerin zaman içinde ortalama çok sayıda kopyasının yaratıldığı ve çalışanların zamanlarının büyük bir kısmını doküman yönetimine yönelik çalışmalara harcadığı söylenebilir. Özellikle kamu kurumları göz önüne alındığında bu kayıplar daha da artmaktadır. E-imza bu anlamda birçok açıdan kurumlara ama özellikle kamu kurumlarına israf önleme ve verimlilik açısından büyük faydalar sağlamaktadır.
Amerikan şirketleri arasında yapılan bir araştırma, ıslak imzaya dayalı geleneksel yöntemlerin kurumlara çok pahalıya mâl olduğunu ortaya koyuyor. Bir sayfalık formun kullanım, süreç ve işleme maliyetleri 30 ila 165 dolar arasında değişiyor. 100 kişinin çalıştığı bir ofisin yıllık 30 bin dolar kağıt, 105 bin dolar baskı, 135 bin dolar fotokopi, 20 bin dolar faks, 27 bin dolar posta, 70 bin dolar veri saklama, 50 bin dolar kurye ve 10 bin dolar basılı dokümanları elden çıkarma maliyeti oluyor! Yalnızca A.B.D.’de, basılı formlara yılda 22,5 milyar dolar harcanıyor ve bu formların yüzde 30’luk kısmı boşa gidiyor. Yani yılda 6,75 milyar dolar boşa harcanıyor. Tüm yazışmaları elektronik ortamda yapma imkanı tanıyan e-imza, bu savurganlığa dur diyor. Yeni Türk Ticaret Kanunu e-imza açısından da bir dönüm noktası olabilir!
Türk ticaret hayatının çehresini değiştirecek Yeni Türk Ticaret Kanunu, e-imzanın Türkiye’deki yolculuğu açısından da önemli bir dönüm noktası olmaya aday. 2004 yılında çıkartılan Elektronik İmza Kanunu ile hayatımıza giren elektronik imzanın kullanımı, 2007 yılında önemli e-devlet uygulamalarının hayata geçirilmesiyle ivme kazanmıştı. Bu yeni kanun da kamu tarafında belli bir yaygın kullanıma ulaşmış e-imzanın ticaret hayatına yayılması açısından umut verici. Ancak yazının başında da söylediğim gibi bunun gerçekleşebilmesi için ileriye dönük ve geniş çaplı uygulamaların hayata geçirilmesi şart.
2011 yılında verilen elektronik imzalarında yüzde 64’ünü Marmara bölgesi oluşturuyor. Marmara bölgesini ise İç Anadolu ve Ege bölgeleri izliyor. Türkiye’de e-imzanın en az kullanıldığı bölgeler ise Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte önümüzdeki dönemde sadece Marmara Bölgesi’nde değil, tüm bölgelerde e-imzanın ticaret hayatının vazgeçilmez bir parçası olacağını ümit ediyorum.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap