Geçtiğimiz hafta Almanya'nın Münih kentinde yapılan DLD konferansının Türkiye'ye ayrılmış bölümündeki Digital Bosphorus adlı oturum büyük heyecan yarattı. Bunun sebebi ise tam olarak Türk internet sektörünün yürümeyi çoktan öğrendiği ve artık koşmaya başladığı zamanları yaşıyor oluşumuz.
Öncelikle sizlere anlık olarak aktardığımız DLD konferansında olup biteni kısaca hatırlatmak istiyorum. Daha doğrusu, DLD konferansı gerçekleştirilen Digital Bosphorus oturumundan.
Moderatörlüğünü geçtiğimiz yıl Webrazzi Summit'te bizlerle birlikte olan TechCrunch yazarı Robin Wauters'ın üstlendiği oturumun konuklarını hepimiz tanıyoruz; 41? 29!'dan Alemşah Öztürk, Turkcell'den Cenk Bayrakdar, YemekSepeti'nden Nevzat Aydın, Peak Games'den Sidar Şahin ve Markafoni'den Sina Afra. Oturumda konuşulan konuların hepsi de Türkiye internet sektörünün geldiği noktayı özetliyordu. Tüm yorumlar olumluydu, başarıyı vurguluyordu. En önemlisi hissettiğim kadarıyla başarıya doygunluk seviyesinin çok uzağında oluşumuz ki, bu da çok iyi bir şey. Webrazzi için hissettiğim heyecanı, Türkiye internet sektörü için de hissettiğimi söylemeliyim. Çünkü daha çok büyüyeceğiz, gelişeceğiz, dış dünyaya daha çok açılacağız ve tüm dünyanın ilgisini çekeceğiz. Kısacası artık misafirlikten çok, evsahipliği yapacağız.
Size Silikon Vadisi'nin hikayesinden bahsetmek istiyorum biraz. San Jose'deki o meşhur vadi... Merak ediyorum teknoloji, internet ya da yazılımla ilgilenip de orada çalıştığını düşlemeyen birileri var mıdır? Hepimizin hayali dedikleri yer işte. Vadinin o isimle anılması da rastlantısal değil bildiğiniz üzere; bölgede yoğun olarak üretim ve ar-ge faaliyetleri yapan silikon yonga üreticileri bulunduğu için ve elbette kullanılan silisyum adlı madde yüzünden vadinin adı "Silikon" olarak yerleşiyor. O vadiden dünyanın en büyük teknolojik firmaları çıkıyor, yeni doğanlar o bölgeye konuşlanıyor. Firmaların, girişimlerin adlarını saymaya kalksak sonu gelmez...
Dijital Boğaz da neyin nesi?
Bahsettiğim Silikon Vadisi bizler için güzel bir model. Düşünsenize, bir coğrafi şeklin adı teknoloji firmaları yüzünden değişiyor. İşte Dijital Boğaz da, dünyada Türk internet sektörünün bu şekilde anılmasını sağlayacak bir ad. İsim babası Markafoni CEO'su Sina Afra. Şu ana kadar takip ettiğim kadarı ile sosyal medyada da çok destek gördü Dijital Boğaz kavramı. Twitter'da bu adı destekleyenler var, İstanbul'un herkesi kendine hayran bırakan eşsiz boğazı ile Türk internet sektörünün dünyadaki tilt'i olabilir. Kişisel görüşüm desteklenmesi yönünde çünkü bu ismi ancak bizler de sahiplenirsek oturtabiliriz. Elbette sadece İstanbul'a yönelik değil. Bunu özellikle belirtmek ve savunmak gerekir sanırım. Dijital Boğaz, sadece İstanbul' değil, Ankara'yı, İzmir'i, Bursa'yı, Antalya'yı; tüm Anadolu'yu kapsayan bir isim olarak kullanılmalı. Kullanılmalı ki, Türkiye'nin önemi ve konumu belli olsun. Yani işi Silikon Vadisinden de öteye geçirmek, sadece Boğaziçi'ni değil, tüm Türkiye'yi Dijital Boğaz adı etrafında toplayabiliriz.
Oturum boyunca konuşulanlar ne kadar büyük bir pazar oluşumuz, ne kadar genç ve istekli oluşumuz, büyümeye, dünyaya açılmaya ne kadar müsait oluşumuzdu. Oluşan sinerji, koşmaya başlayacağımız hatta başladığımızın da habercisiydi aynı zamanda. Yazıyı yazarken düşüncelerim de acaba çok mu iyimser bir pencereden bakıp bakmadığım yönündeydi. Belki çok toz pembe gözükebilir ama büyük potansiyelimiz var. Fakat bu potansiyel de tek başına yetmiyor. Daha çok çabalamamız, daha çok çalışmamız gerekiyor. Potansiyelin bu denli büyük olmasının değerinin de her zaman bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Hemen canlı bir örnek vermek gerekirse, Webrazzi'nin Silikon Vadisi yazarı Reyhan Çepik de geçenlerde bir tweet atmıştı. Kendisine sorulan bir soru niçin sadece silikon vadisindeki iş yapmadıkları yönündeymiş. Sorunun cevabı ise kısa ve net olmuş; Türkiye'deki potansiyelin farkındayız. Yani Silikon Vadisi'nin de bizden haberi var! Yurtdışının da dikkatini çekiyoruz. Ülkemize büyük yatırımlar ve ciddi satın almalar gelmeye başladı. Webrazzi olarak Dijital Boğaz'a desteğimizi esirgemiyoruz, bu tarz satın alma haberlerinin tümünü size aktarıyoruz. Bir yandan gelen yabancı yatırımlar, diğer yandan dünyaya açılan Türk markaları... Bunların hepsi de Dijital Boğaz'ın eseri.
Türkiye'deki potansiyelin herkes farkında diyoruz ya, şimdilerde de adını biz koyuyoruz işte. Gerçekten büyük bir pazar olabiliriz. Hayal edilen bir pazar olabiliriz. Gerek girişimcilerimiz ile gerek yatırımcılarımız ile vizyonumuzu genişletebilir, geleceğe daha güçlü ve umutlu bakabiliriz. Herkes Dijital Boğaz ismini sahiplenmeli bence. Boğaz'ın akıntısında kaybolmak istemeyenler, Türk internet sektörü için bir şeyler yapmak isteyenler Dijital Boğaz ismini kesinlikle kullanmalı. İstedikten sonra Silikon Vadisi kadar ünlü olmamızı engelleyecek hiçbir şey yok. Çünkü değişiyor ve gelişiyoruz... Lütfen Dijital Boğaz'ı sahiplenmeyi unutmayın. Çünkü hepimiz bunun bir parçayız.
Not: Dijital Boğaz için hazırladığı logoyu kullanmamıza izin veren grafiker Ali Bozkurt'a teşekkürler.