Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 23-29 Ekim 2011 sayısında Trendyol'un kurucusu Demet Mutlu ile gerçekleştirilmiş bir röportaj yer alıyor. Röportajı kaleme alan kişi Businessweek'in uluslararası yayınının yazarlarından Alexandra Wolfe.
Röportajda geçen bir cümle vardı ki, bugün e-ticaret sektöründe sinirlerin biraz gerilmesine sebep oldu. Hatta sektörel iç savaşa gidiyorduk diyebilirim...
Cümle şuydu: "Türkiye'de hiçbir saygın online alışveriş sitesi yoktu, o da Harvard'a güle güle deyip bu boşluğu doldurmaya karar verdi."
Demet Mutlu'nun röportajı ile ilgili çeşitli telefonlar ve eposta'lar aldım. Çünkü cümlede geçen "saygın online alışveriş sitesi yoktu" bölümü birçok kişiyi rahatsız etmiş ve tabi ki Türkiye internet pazarı için de dünya basınına verilmiş tatsız bir açıklama olmuştu.
Webrazzi okuyucuları biliyordur ki, Trendyol'un kurulduğu dönemde Türkiye internet pazarında önde gelen online alışveriş siteleri elbette bulunuyordu. Tamamını saymasak bile herhalde herkes Hepsiburada, GittiGidiyor ve Sahibinden gibi önemli şirketlerin Trendyol'un yayına girdiği 2010 başlarında zaten pazarda aktif ve büyük cirolarla yer aldığını hatırlıyordur. Trendyol'un rakipleri Markafoni ve limango da aynı şekilde o dönemde pazarda yer alıyorlardı.
Businessweek Türkiye'de çıkan haberi okurken bir nokta dikkatimi çekti. Haber aslında uluslararası yayın için yapılmıştı ve Businessweek Türkiye tercüme ederek bu haberi kullanmıştı. Bu sebeple asıl kaynağa gittim ve haberin orijinalini buldum. Demet Mutlu'nun röportajının orijinal İngilizce versiyonuna buradan ulaşabilirsiniz.
Haberin can alıcı noktasında orijinalde yer alan İngilizce metin şu şekilde: "Her native Turkey had no decent online fashion outlet, so she bid Harvard güle güle to start Trendyol"
Yani tam karşılığı şöyle: "nezih/saygın online moda outleti yoktu"...
Elbette bu da doğru bir tespit değil. Çünkü Haziran 2008'de yayına giren Markafoni ve Nisan 2009'da yayına giren limango, Trendyol yayına girdiğinde sektörde oldukça büyümüş ve saygın konumdaydılar. Ama en azından haberin olması gerektiği halindeki "saygın online alışveriş sitesi yok" ile "saygın online moda outleti yok" arasındaki büyük fark internet pazarında iç savaşa sebep olmayacaktı.
Sonuç olarak bugün sektörde oluşan gerginliğin temeli Businessweek Türkiye'nin yanlış tercümesinden kaynaklanıyor diyebilirim. Diğer taraftan elbette eğer özel alışveriş kulüpleri arasında "outlet olmak ya da olmamak" gibi bir ayrım yoksa - ki benim bildiğim kadarıyla yok - o zaman Demet Mutlu'nun bir de yanlış demeci söz konusu.
İşin iyi tarafından bakacak olursak, en azından tartışma bu haliyle tüm e-ticaret sektörünü içine çekmeyecek ama sanıyorum ki Markafoni, limango ve Trendyol üçgeninde biraz daha sürecek...