Son zamanlarda Amerika’daki başarılı ve başarısız şirketleri inceledim. Yaşadığımız coğrafyada iş kültürü ve yapılanma oldukça farklı. Farklı bir bakış açısı olması maksadıyla da buradaki örnekleri incelemeye devam edeceğim. Fakat biraz da kendi internet girişimlerimizi incelemek istiyorum.
Türkiye’de yaşamıyorum. Türk internet pazarını uzaktan da olsa takip etmeye çalışıyorum. Başarısız örnekleri incelemek için, sektörde bulunan bir çok kişiyle iletişime geçip, bu örnekleri beraber inceleyelim dedim. Ne yazık ki kimse bu şekilde bir inceleme yapmayı kabul etmedi. Gösterilen gerekçe ise, başarısızlıkları incelersek girişimcileri üzebiliriz ve heveslerini kırabiliriz oldu.
Peki, başarısızlık bu kadar kötü bir şey mi? Kim diyebilir ki ben hiç başarısız olmadım diye!
Mesela Silikon Vadisi’nde kuluçka merkezlerinden ya da yatırımcılardan destek görmüş fakat beklenen başarıyı yakalayamamış girişimciler, ilgili kurula rapor veriyorlar. Raporda neden başarısız olduklarını, neleri yapmaları ve yapmamaları gerektiğini sunum şeklinde raporluyorlar. Hatta bazı girişimciler bu deneyimlerini kişisel bloglarında paylaşıyorlar. Mesela Wesabe.com’un kurucusu Marc Hedlund, rakipleri olan Mint.com karşısında neden başarısız olduklarını kişisel blogunda paylaşmıştı. Yine ek olarak paylaşımlarını samimi bulduğum Laurent Kretz’in başarısızlık deneyimlerini buradan okuyabilirsiniz. Aynı şekilde bir çok girişimcilik konferansında başarısız girişimler üzerine incelemelerde bulunuluyor.
Ben bu yazımda uzaktan gözlemlediğim ve genel olarak yapılan hatalara değineceğim.
Mükemmel Ürün: Bir kaç girişimci bir araya gelerek aylarca ürünü geliştiriyor. Bu zaman zarfında pazara başka rakipler girmiş ya da hali hazırda pazar sıcaklığını kaybetmiş oluyor.
Linkedin’in kurucusu Reid Hoffman, `Eğer ürününüzün ilk versiyonundan utanmıyorsanız, ürününüzü çok geç çıkartmışsınız demektir.` diyor.
Sanırım bu söz tam olarak ne demek istediğimi anlatmıştır. Ürünün mükemmelleşmesi ancak kullanıcı geri dönüşümleri ile oluyor. Kullanıcının işine yaramayacak özellikler, sizin için zaman kaybı olarak kalacaktır. Özellikle internet projeleri sürekli olarak geliştirilebilir bir yapıya sahip. Mesela araba üreticisi olsaydınız, müşteri geri dönüşümleri için ikinci seri üretimi bekliyor olacaktınız. Ama bir internet projesi için aynı şey söz konusu değil. Müşteri dönüşlerine istinaden hızlı bir yenileme ile ürününüzü daha sağlıklı bir biçimde geliştirilebilirsiniz.
Salt mühendis girişimciler: Uzun geliştirme dönemlerinden sonra ortaya çıkan ürün için sadece teknik olarak değerlendiriliyor. Girişimcilerin, özellikle de mühendis olan girişimcilerin yaptıkları en büyük hatalardan biri de bu. Ortaya çıkan ürün sadece teknik olarak geliştiriliyor. Pazarlama, müşteri ilişkileri, iş geliştirme gibi ürünün değerini artıracak diğer çalışmalar arka plana atılıyor. İyi bir teknik elden çıkan ürün, sadece salt mühendis ürünü olarak kalıyor.
Eğer geliştirdiğiniz ürün için yeterli iş geliştirme ve pazarlama bilginiz yoksa mutlaka takımınıza konusunda uzman birini dahil etmelisiniz. Mesela, Silikon Vadisi’ndeki bir çok yeni girişim teknik ortak bulmanın yanı sıra, çok iyi pazarlama becerisi ve çevresi olan pazarlama uzmanlarıyla çalışmayı tercih ediyorlar. İlk aşamada onları işe alacak güçleri olmadığı zaman ise ortaklık ya da hisse veriyorlar. Türkiye’de böyle bir çalışma şekline hisse kaybı olarak bakılıyor. Ortaya çıkan ürünün hedef kitle ile iletişimi bir ürünü ortaya çıkarmak kadar önemli. Projenize dahil edeceğiniz iş geliştirme ve pazarlama uzmanı, ürünün değerini arttırır. Doğru iletişim ve strateji her zaman kazandırır.
Büyük şirket gibi düşün küçük şirket gibi hareket et: Yeni girişimlerde büyük bir hevesle ofisler açılıyor, teknik donanımlar en iyisinden alınıyor. Paranın kazanılmasıyla beraber yaşam standartları çok hızlı bir şekilde değişiyor. Ne yazık ki bu konuda çok başarısızlık örneğine denk geldim. Girişimci bir arkadaşımız ve ortağı, hibe olarak aldıkları ödeneği ofise harcadıkları için projeleri için kaynak sıkıntısı çekmişler. Daha sonra arada proje bazlı çalışarak açığı kapatmaya çalışmışlar. Tabi bu süre zarfında esas projeleri için motivasyonu kaybedip, projelerini yarıda bırakmışlar. Özenle dekor edilen ofis fotoğraflarına, sosyal medyada o kadar çok denk geliyorum ki, bu konuya değinmeden edemedim. Unutmayın Google bile garajda kuruldu. :)
Fokus: İnternet sektörü ülkemizde çok sıcak. Takip ettiğiniz sürece sürekli yeni bir iş fikrine denk gelebilirsiniz. Üzerinde çalıştığınız projeye ara verip ya da her ikisini bir arada sürdürmeyi sakın denemeyin, Yoksa her ikisinden de olursunuz.
Şimdilik kendi gözlemlerim bunlar. Diğer yazımda geri kalan önemli noktalara da değineceğim.
`İnsanlar başarısızlıklarından birşeyler öğrenir. Başarılarından ise çoğunlukla pek bir şey öğrenmezler.’Harold S. Geneen
Yazımı Harold Geneen’in bu sözüyle kapatmak istedim. Harold sözünde başarısızlıklarımızdan bir şeyler öğreniyoruz diyor. Evet çok doğru. Ben de diyorum ki, bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda başarısızlıklarımızı paylaşırsak, hepimiz bu başarısızlıklardan ders çıkartıp bir sonraki başarısızlıklarımızı en aza indirebiliriz.