Sosyal Medya’yı etkin kullanmak adına bir çok marka ve işletme dijital medya ajanslarından destek alıyor. Bu destekle birlikte ortaya başarılı sosyal medya çalışmaları çıkıyor. Sizlerle yıllar önce sosyal medyayı hiç bir profesyonel destek almadan kullanan ve sonucunda müthiş geri dönüşler alan pizzacı Ramon’un hikayesini paylaşacağım.
Bol görsellerle destekleyeceğim bir nevi sunum şeklinde olan bu başarı hikayesinden, umarım keyif alırsınız.
Öncelikle Ramon’dan kısaca bahsetmek istiyorum. Kendisi Latin Amerikalı. Chicago’da büyüyor ve eğitimini liseye kadar devam ettiriyor. Okuldan sonra senelerce restorantlarda garson olarak çalışıyor. Yıllar sonra hayaline kavuşuyor ve Domino's Pizza’nın bir şubesini Chicago’da açıyor.
Bilindiği üzere bir markanın bayisi olmak, o markanın kuralları ve pazarlama politikası üzerinden işletmek anlamına geliyor. Hal böyle iken, işletmeci kendinden çok şey katamıyor. Ama Ramon bilinen işletme kurallarının aksine bir yöntemle, işlettiği Domino's şubesini kişiselleştirmeyi başarıyor.
Nasıl mı?
'1 dolara pizza satarak para kazanamam ama insanlarla iletişim kurarak para kazanabilirim.' diyor ve başlıyor.
İlk olarak, 1998'de bir aracı firma ile anlaşarak online sipariş sistemini kuruyor. 2004'de Twitter’dan önce AOL İnstant Messenger’i micro blog olarak kullanmaya başlıyor. 2005 yılında ise üniversite öğrencileri ile anlaşarak işlettiği Domino's Pizza şubesinin Facebook grubunu kuruyor.
Bununla beraber çevredeki lise ve üniversitelerdeki bir çok etkinliğe pizza sponsoru oluyor. Buna karşılık öğrencilerden pizza yerken, pizza standının başında kuyrukta beklerken ve eğlenirken çektirdikleri fotoğrafları internetteki gruplarda paylaşmalarını istiyor.
Ayrıca Ramon bu etkinliklere katılıyor ve kendi elleriyle pizza servisi yapıyor.
Yukarıda bahsettiğim gibi Ramon, öğrencilerden fotoğrafları paylaşmalarını istiyor. Facebook’ta etkinlik fotoğraflarının paylaşımını kendisi yapamıyor. Çünkü o dönemler Facebook sadece .edu uzantılı maillerle üyelik kabul ediyor.
Bir süre sonra bu duruma bozulan Ramon, en yakındaki bir koleje giderek kendini okula yazdırıyor. Okuldan aldığı .edu uzantılı mail adresi ile kendine bir Facebook profili açıyor. Ve şubede çalışırken ilgi çekmek için yakasına aşağıdaki rozeti asıyor :)
Kendi Facebook profilini açtıktan sonra heyecanla başlıyor fotoğraf paylaşımlarına.
Ramon kendi sosyal medya kurallarını koyuyor.
- Seni anlatacak ve işletmeni en iyi temsil edecek kelimeleri ve görseli seç.
- İstikrar göster.
- Transparan ol.
- Samimi ol hatta olabiliyorsan sempatik ol.
- iletişimin bir parçası ol.
- Oluşturduğun çevre için kategorizasyon yap.
- Senden ürün satın alan müşterileri elinde tut, yenileri için gayret et.
- Senden ürün almadıkları için insanları ve rakiplerini asla sosyal ortamda yargılama.
- Markanı takip et.
Ne kadar doğru değil mi? Sanki pazarlama kitabından alıntı gibi.
Hikaye devam ediyor...
Ve Ramon Twitter'ı keşfediyor :)
Ramon monitter.com’u kullanarak sosyal medyada şubesini yakın takibe alıyor.
Ramon’un takipleri boşa çıkmıyor ve yanlış pizza gönderimi yapan şubesi hakkında olumsuz bir tweet'e rastlıyor.
Peki böyle bir durumda Ramon ne yapıyor? Direk şubeye gidiyor ve o saatte o siparişi hazırlayan personelini buluyor. Özür mesaji taşıyan bir video hazırlıyor ve internette yayınlıyor.
Bu özür videosu yerli-yabancı basında ve pazarlama bloglarında paylaşıyor. Video 906,908 kez izleniyor.
Ramon’un sosyal medya maceraları bunlarla sınırlı kalmıyor. Bastırdığı kataloglara en aktif Twitter takipçilerinin isimlerini yazdırıyor. Ramon bu çalışması ile müşterilerine 'Bizi Twitter’da takip edin', 'Siz de aramıza katılın', 'Kampanyalarımızdan haberdar olun' mesajı veriyor. Sonra bu katolugun resmini çekerek TweetPhoto sitesinde paylaşıyor. Bu fotoğraf 703 kez görüntüleniyor. Lokal bir pizzacı için rakam oldukça başarılı bulunuyor.
Diğer ikinci broşürde Twitter sayfasındaki yazışmaları paylaşıyor. Ramon bu şekilde hem yeni menülerini paylaşıyor hem de sosyal medyayı kullanarak, nasıl pizza sipariş vermeyi zevkli hale getirdiklerini anlatıyor.
Yine başka bir örnek, 21 Temmuz’da saat 16.00 ve 20.00 arası pizza sipariş edeceklere bedava dilim pizza promosyonunu paylaşıyor ve hemen geri dönüşlerini alıyor.
Anında bir cok müşteri tarafindan bu kampanya Twitter'da paylaşılıyor.
Ramon sadece internet ortamında değil, şubesinde de etkinlikler düzenliyor. Bunlardan bir tanesinde ise şubeye her gün bir müşterisini konuk ediyor ve beraber favori pizzalarını yapıyorlar. Etkinlik sonunda Ramon müşterilerine hediye çeki armağan ediyor ve etkinligin detaylarını Twitter ve Youtube’ta paylaşıyor.
Trafik kazası sonucu, bir araba Ramon’un pizza şubesinden içeriye giriyor. Sipariş verilen alan ve bekleme bölümü kullanılmayacak hale geliyor. Ramon bu boş durur mu hemen bir afiş bastırıyor online sipariş ile çalışıyoruz diyor. Nazar :)
Ramon işi biraz ilerletiyor ve Google gibi büyük markaların sponsor olduğu etkinliklere yemek sponsoru oluyor.
Senelerce sosyal medyayı kullanan Ramon, en sonunda müthiş bir pazarlama stratejisi geliştiriyor. Uyguladığı son afiş ile ödüle layık görülüyor. İşte o yaratıcı afiş tasarımı.
Afişte;
Pizzanızı beklerken yapılacak şeyler: -Alışkanlık yapan peynirli ekmekten sipariş ver. -Yanında duran şu posterin fotoğrafını çek ve Facbook’ta paylaş. -Bizi Twitter’dan takip et. -Dünya nerede olduğunu bilsin ve durumunu güncelle.
Ramon’un emekleri sonuçsuz kalmıyor ve işletmesi, Amerika genelinde en iyi müşteri hizmeti sunan Domino's şubesi seçiliyor.
Ramon’un sosyal medya macerası o kadar uzun ki burada hepsini paylaşmam mümkün değil. Ramon’un hikayesi üniversitelerde örnek proje olarak anlatılıyor ve bir çok pazarlama konferansına konuşmacı olarak davet ediliyor. Ramon'un medyada son görüldüğü yer CNN'de yayınlanan bir ekonomi programı oluyor. :)
Ramon’un hikayesi işte böyle renkli ve heyecanlı. Şuan Ramon ne yapıyor diye merak ediyorsanız eğer, Ramon 3. şubesini açtı ve sosyal medya aktivitelerine devam ediyor. Ve hepimizi şubesine bekliyor :)
Kendisini buradan takip edebilirsiniz. Son olarak, Markanız için Facebook’ta sayfa Twitter’da hesap açma önerileri bir nevi sosyal medya öğüdü oldu.Bence dijital medya ajansları ve uzmanlar bu öğüdü Ramon’un ki gibi gerçek başarı hikayeleri ile örneklendirmeliler. Aksi halde şuan sosyal medyada gördüğümüz gibi onlarca açılan içi boş hesap ve başarısız marka uygulamaları ile küçük işletmeleri bu platformlara çekmek çok kolay olmayacak.
Umarım paylaştığım başarı hikayesi diğer küçük işletmelere ilham kaynağı olur ve en kısa zamanda bir çok küçük işletmeyi keyifli internet ortamından takip edebilme şansımız olur.