Son zamanlarda dünyada 2 global şirket tarafından 2 önemli karar alındı:
1- Pepsi 43 milyar dolarlık cirosu ve 5 milyar dolarlık karı ile Fortune listesinde 52 numarada. Ve Pepsi 20 milyon dolarlık Super Bowl reklamı vermek yerine bir sosyal medya kampanyası yapmaya başladı. Super Bowl, Ulusal Amerikan Futbolu Finali dünyada en fazla izlenen televizyon programı ve Şükran gününden sonra en fazla ulusal yiyecek tüketiminin yapıldığı gün. Bu açıdan bakarsak sanırım Pepsi'nin bu kararı almasındaki stratejik karar daha da anlamlı hale gelecektir.
2- Procter and Gamble ise Fortune 500 listesinde 20 numarada. Geçen sene 83,5 milyar dolar ciro ve 12 milyar dolar kar elde ettiler. P&G'nin kararı ise Facebook'u pazarlama planının büyük parçası olarak kabul etmesi. Bunun anlamı şu: P&G'nin 2010 hedeflerinden bir tanesi her markasının Facebook'ta anlamlı bir varlığı olması.
Peki neden? İşte ana sebepleri:
1- Facebook 350 milyon nufüsu geçti. Bu 350 milyon kişinin yarısı (175 milyon kişi) her gün Facebook sayfasını ziyaret ediyor. Bu büyüme inanılmaz gibi gözükse de asıl fırsat daha başlamadı bile. Uzun vadedeki projeksiyonlarda, Facebook'un dünyada 5 milyar üyeye ulaşacağını ve her marka için en önemli pazarlama kanalı haline geleceğinin altı çiziliyor. Yarının pazarlamasında söz sahibi olmak isteyen şirketlerin bugünden bu cesur kararları almalarının ana sebebi bu.
2- Sosyal medyayı sadece Facebook'tan ibaret saymak büyük hata olur. Twitter, dünyada 75 milyon hesaba ulaştı. Bu kişilerden 15 milyonu hesabını aktif olarak kullanıyor.
Bunlar gerçekten inanılması zor istatistikler. Peki ülkemizde durum ne?
1- Facebook nüfusunda dünya üçüncüsüyüz. Facebook'taki Türklerin sayısı 18 milyon civarında. Bu, İstanbul nüfusunun neredeyse 1,5 katı. Artık Facebook hesabı olmayan Türk gittikçe azalıyor. Genç nüfusumuz ve sosyal medyaya olan ilgimiz bizi dünyada çok avantajlı bir konuma getiriyor.
2- Twitter; özellikle medya, ünlü kişiler ve gazeteciler tarafından sürekli destekleniyor. Tam olarak sayısı bilenmese de Türk Twitter kullanıcılarının sayısı hızla artıyor.
3- Türkiye Friendfeed kullanımında çok önde. Türk Friendfeed kullanıcıları, Amerika'yı da geçerek dünyada bu siteyi en fazla ziyaret eden grup konumunda.
Peki yakın gelecekte ne olacak?
Türkiye, sosyal medyanın bireysel kullanımında değil ama ticari anlamda kullanımında henüz emekleme sürecinde. Başarılı olmuş diyebileceğimiz bir kampanya göstermek bile zor. Yakın zamanda bu gelişmelerin ülkemize yansımalarının arttığını göreceğiz. Henüz çok istenilen seviyede olmasa da, uluslararası şirketlerin lokal Facebook sayfalarına ilgi göstermeye başladıklarını gözlemliyoruz. Firmaların global stratejilerinin bir parçası olarak Türkiye'deki uluslararası markaların bu konuya ilgisinin artacağını tahmin etmek güç değil. Daha sonra ise belli başlı büyük holdinglerin sosyal medyaya daha büyük bütçeler ayırdığına şahitlik edeceğiz.
Bu sürecin ülkemizde çok hızlı gelişmesi normal. Zira, bunun en güzel örneği P&G sözcüsünün (firma adına değil, kendi adına konuştuğunu belirtmiştir) açıklamaları: "Henüz sosyal medyayı çözmüş değiliz ama markalarımızın genel stratejisinde sosyal medya stratejilerinin olmasını destekliyoruz."
Sonuç olarak, bu kanalı kullanan en etkin markalar bile henüz sosyal medya konusunda bilgi olarak çok eksikler. Ama pazarda ilk olmanın avantajını kullanmak için risk alıyorlar. Ve bu riskin potansiyel faydaları çok yüksek.
Dünyadaki tüm müşterilerinize tek kanaldan ulaşma şansı gibi...