Türkiye’nin dijital ekonomisi hızla büyüyor. 2026 yılı, bölgedeki işletmelerin İnternet’i çok daha yenilikçi biçimlerde kullanabilmeleri için eşsiz bir fırsat sunacak. İnternet Tahsisli İsimler ve Numaralar Kurumu (ICANN), Nisan 2026’da yeni alan adı uzantıları için başvuruları başlatacak. Böylece şirketler ve markalar kimliklerini dijital ortamlarda kontrol edebilecek ve inovatif çözümlerle yeni iş modelleri oluşturabilecek.
Yeni alan adı uzantıları şirketlerin genel üst düzey alan adı (gTLD) olarak bilinen kendilerine özel bir alan adı uzantısını işleterek kendi çevrimiçi alanlarına ‘sahip olmaları’ için önemli bir fırsattır. Bu alan adları, .tech gibi genel terimlerden .istanbul gibi coğrafi isimlere ve .google gibi marka alan adlarına kadar uzanıyor. Bugün birçok küresel şirket, yönettikleri gTLD’ler aracılığıyla çevrimiçi ortamda güvenilir varlıklarını oluşturuyor.
Adının ima ettiğinin aksine, yeni gTLD’ler aslında yeni değil. 2012’deki son başvuru döneminden bu yana 1.200’den fazla gTLD aktif olarak kullanılmaktadır. Apple, Audi, BNP Paribas, Microsoft, Nike, Sky News ve Toyota gibi şirketler bu başvuru döneminde başvuruda bulunan şirketler arasında yer aldı. Bu şirketlerin her biri gTLD’lerini farklı amaçlarla kullanıyor. Bazıları marka bilinirliklerini artırmak ve küresel kitlelere ulaşmak için, bazıları müşterileri ve çalışanları için güvenli platformlar sağlamak için, bazıları ise pazarlama ve kampanya faaliyetlerine yönelik güvenli bir çevrimiçi alan oluşturmak amacıyla kullanıyor.
Marka gTLD’leri bu esnekliği sunuyor. Örneğin Webrazzi gibi bir şirket, .webrazzi’yi dijital ekosistemini dahili ya da harici olarak düzenlemek için kullanabilir. .webrazzi uzantısı altında summit.webrazzi etkinliklere, news.webrazzi ise katkı sağlayanlara yönelik özel alanlar olarak yapılandırılabilir.
Barclays gibi finansal kurumlar ise gTLD’lerini ek bir güvenlik katmanı olarak kullanıyor. Çevrimiçi işlem yapan müşteriler doğru sitede olduklarını sorgulamak zorunda kalmaz, çünkü marka gTLD’siyle biten her internet sitesi doğrulanmış bir kurum sitesidir. Bu şekilde bir gTLD işletmek, kullanıcılara ve müşterilere sitenin güvenliği ve meşruiyeti konusunda güven verir. Bu da kuruma duyulan güvenin doğrudan artmasını sağlar.
Yeni gTLD’ler, küçük şirketler ve start-up’lar dahil olmak üzere işletmelere dijital varlıkları üzerinde kontrol, güvenilirlik ve uzun vadede güçlü bir duruş kazandırır. Kendi gTLD’nizi işletmek, güvenliğe verdiğiniz önemi net bir şekilde ortaya koyar; aynı zamanda uzun vadeli bağlılık ve istikrar mesajı verir. Güvenilirlik büyümeyi ve yatırımcı güvenini beraberinde getirir, doğrulanmış bir çevrimiçi kimlik ise kurumu stratejik olarak ayrıştıran önemli bir unsurdur.
Bir gTLD işletmek, aynı zamanda gelir yaratma potansiyeli de sunar. Alan adı kayıt ve yenileme süreçlerini yöneterek gelir elde etmek mümkündür. Örneğin .startup uzantısı için başvuruda bulunmanız halinde, bu gTLD altında alan adı kaydı yaptırmak isteyen kullanıcılardan ücret talep edebilirsiniz.
gTLD’nin işletilmesi için gereken teknik hizmetleri yönetecek teknik altyapıya sahip olmayan kuruluşlar, bu “back-end” hizmetler için Kayıt Hizmeti Sağlayıcıları olarak adlandırılan ve ön değerlendirmeden geçmiş sağlayıcılara başvurabilir. ICANN, 30 Ocak’ta onaylı sağlayıcıların listesini yayımlayacaktır; böylece başvuru sahipleri, başvuruda bulunmadan önce bir sağlayıcıyla anlaşabilecektir.
Programın 2026 dönemi, aynı zamanda Uluslararasılaştırılmış Alan Adlarının sayısını da artıracaktır. Bu alan adları, dünya genelinde kullanılan 300’ün üzerinde dili temsil eden, iki düzineden fazla yazı sistemine ait karakterleri kullanıyor. Yeni bir gTLD’nin iş yapış şeklinizi nasıl dönüştürebileceğini bir düşünün!
Yeni gTLD Programı’nın 30 Nisan 2026’da başlatılması bekleniyor. Daha fazla bilgi edinmek için newgtldprogram.icann.org/en sitesini ziyaret edebilirsiniz.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap