“KPMG Perspektifinden Web3” raporundan öne çıkanlar

DeFi ve CeFi, CBDC ve Stablecoin, DAO, NFT ve Metaverse kavramlarının detaylı olarak incelendiği “KPMG Perspektifinden Web3” raporundan öne çıkanlara yakından bakalım.
“KPMG Perspektifinden Web3” raporundan öne çıkanlar

KPMG Türkiye“KPMG Perspektifinden Web3” başlıklı araştırma raporunun sonuçlarını paylaştı.  Bu rapor ile blok zinciri teknolojisinin faydalarının, kullanım alanlarının, avantajlarının, dezavantajlarının anlaşılması ve sektörlere olan katkısının gelişmesi amaçlanıyor. Bir rehber niteliği taşıyan rapordan öne çıkan başlıklara birlikte bakalım. 

Web3'de Finans: DeFi ve CeFi 

Raporda CeFi ve DeFi'lar mercek altına alınıyor. Geleneksel finansal hizmetlerin merkezi bir otoritenin kontrolü altında olduğu CeFi(merkezi finans) platformları, belirli yasal gereklilikleri yerine getirme yükümlülüğü altında yer almakta. 

Blok zinciri teknolojisine dayanarak merkezi olmayan bir şekilde çalışan DeFi (merkeziyetsiz finans) ise, kullanıcılarının sorumluluğunda olan bir finans ekosistemi sunuyor.

Raporda yer alan verilere göre; DeFi ekosisteminin temelini oluşturan Ethereum'da toplam kilitlenmiş değer son 2 yıl içerisinde 60 kat arttı ve 90 milyar dolara ulaştı. 2020 yılında DeFi protokolü sayısı 100'ün altındayken, 2021 yılında bu rakam 300'ün üzerine çıktı.

Buna ek olarak 2020 yılında DeFi kullanıcı sayısı 1 milyondan az iken, 2022 yılında bu rakam 10 milyonun üzerine çıktı.  DeFi'nin TVL'si 2020'den bu yana yüzde 6 bin 900'den fazla büyüdü. 2021'in başından bu yana yüzde 264 arttı. Ancak 2022'nin başından bu yana yüzde 76 düştü.

2022 yılı içerisinde piyasada yaşanan düşüşlere rağmen DeFi ekosistemindeki akıllı kontratlarda kilitlenen miktar, geride bıraktığı 3 yıla göre 70 kat artış yaşadı. Buna ek olarak Merkeziyetsiz Borsalar(DEX), 2022 yılında 854 milyar dolarlık işlem hacmine sahipti ve bu işlemler 5.686.713 adet farklı cüzdan üzerinden gerçekleştirildi.

Rapora göreİ CeFi ise kripto alanında kullanıcı tabanının genişlemesine katkıda bulunurken, kullanıcılara çeşitli finansman seçenekleri sunarak, kripto para birimleri ekosistemine daha fazla likidite sağlıyor. Düşük işlem ücretleri ile öne çıkan CeFi'nin merkezi yapıya sahip olması, güvenlik riskleri taşıması ve düzenleyici riskler gibi dezavantajları da beraberinde getiriyor. 

Her iki sistem, finansal işlemleri yönetmek için kullanılsa da aralarında güvenlik, lisans ve yönetmelikler çerçevesinde farklılıklar söz konusu. Örneğin; merkeziyetsiz finans lisans almadan faaliyet gösterebilirken, merkezi finans kurumları lisans doğrultusunda faaliyet göstermekte. Buna ek olarak merkezi finans işlemleri, daha hızlı gerçekleşirken, merkeziyetsiz finansın işlemlerinin doğrulanmasından kaynaklı, işlem hızında yavaşlama söz konusu olmaktadır.

CBDC ve Stablecoin

Bir ülkenin merkez bankası tarafından verilen CBDC'ler, yasal para birimi olarak kabul edilen dijital varlıkları ifade ediyor. Stablecoin ise genellikle sabit veya istikrarlı bir varlık ile ilişkilendirilmiş kripto para birimlerinin bir alt türü olarak konumlanmakta. 

Raporda yer alan verilere göre, CBDC'nin dijital ödeme alanındaki avantajları arasında hızlı ve güvenli işlemler gerçekleştirme, daha düşük işlem maliyetleri, finansal erişimi artırma, para politikası uygulama konusunda daha fazla esneklik sağlaması ve vergi toplama sürecini verimli hale getirmesi yer alıyor. 

Stablecoin ise diğer kripto para birimlerine kıyasla daha stabil fiyatlara sahip olması ve daha az riskli olmasıyla öne çıkıyor. Merkezi bir otoritenin yönettiği ve denetlediği merkezi bir sistem üzerinde çalışan Stablecoin’ler, uluslararası ticaret için uygun bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. 

DAO

Rapora göre, DAO'ların kurumsal yapıların yetersizliklerini ortadan kaldırmak ve belirli sorunları çözmek için operasyonel bir araç olarak kullanılması, dünya genelinde ve ülkemizde yaygınlaşan bir trend hâline geliyor. 

Çoğu ülkede henüz DAO’lar için belirli bir yasal çerçeve oluşturulmamasına rağmen, bazı ülkeler bu konuda öncülük ederek DAO’ları yasal bir kişilik olarak tanımaya başladı. Bazı ülkeler ise DAO’ların yasallığını dolaylı olarak etkileyebilecek dijital para birimleri ve blokzinciri teknolojisine yönelik daha ilerici bir yaklaşım benimsedi. 

Rapora göre; Türkiye'de aktif olan DAO sayısı, kripto benimseme oranlarının benzer olduğu diğer ülkelerdeki DAO sayıları ile karşılaştırıldığında sınırlı kalmakta. Bununla beraber, dünya genelinde üyeleri arasında Türk vatandaşlarının üye sayısı oldukça yüksek olan pek çok DAO mevcut. Türkiye'de kurulan DAO sayısının az olması, ancak Türk üye sayısının yüksek olduğu DAO'ların bulunması ise ülkemizin blokzincirile ilgili yasal düzenlemelerinin belirsizliğinin bir etkisi olarak değerlendiriliyor.

Türrkiye'den katılımcıların yer aldığı bu DAO'ların büyük çoğunluğu, "Yatırım DAO'ları" olarak adlandırılan, kâr amacı güden merkeziyetsiz topluluklardır. Bunların dışında, Türk üyeleri barındıran "Protokol DAO'ları", "Sosyal DAO'lar", "Hizmet DAO'ları", "Medya DAO'ları" ve "Hayırseverlik DAO'ları" gibi kategoriler de bulunmaktadır 

Rapora göre, Türkiye'de yasal düzenlemeler ile kripto piyasalarının gelişmesiyle DAO'ların öncelikli olarak finans sektöründe yükselmesi bekleniyor. Hukuksal ve vergisel alanların netleşmesiyle emlak ve gayrimenkul sektöründeki DAO'ların ülkemizde de yaygınlaşmasının kaçınılmaz olacağı düşünülmekte. 

NFT

Raporda NFT pazarıyla ilgili öne çıkan verilere de yer veriliyor. Buna göre; Küresel NFT pazarındaki toplam işlem hacmi, 2022 yılında 24,7 milyar dolar oldu. Toplam işlem sayısı ise 2022 itibarıyla 2021 yılına kıyasla yüzde 67,57'lik artış ile 101 milyona yükseldi. Kullanıcı sayısı ise yüzde 876,89 artarak 2022 yılında 10,6 milyona ulaşmıştır.

Türkiye'de sanat, oyunlar ve ticaret başta olmak üzere birçok alanda NFT kullanımı giderek artmaktadır. 2018 yılında 3 bin 800 olan NFT kullanıcı sayısı 2022 itibarıyla 578 bin kişiye ulaştı. 2027 yılında Türkiye'deki NFT kullanıcı sayısının 2022 yılına kıyasla yüzde 54'lük artış ile 890 bin kişiye ulaşması beklenmektedir.

Eşsizlik, transfer edilebilme, fikri mülkiyet, ticarileştirilebilme ve metaveri özelliklerini NFT'lerin dikkat çeken yönleri olarak tanımlamak mümkün. 

Metaverse

Rapora göre, savunma sanayi, fuar ve etkinlik, eğitim, sağlık, kamu, telekom, otomotiv, oyun, moda ve reklamcılık gibi birçok sektörde metaverse yatırımları yapılmaya devam ediyor. Goldman Sachs'ın raporuna göre, metaverse alanında 2030 yılına kadar yıllık 1 trilyon dolar gelir bekleniyor.

Metaverse'ün gelişimi, mahremiyet, güvenlik ve teknolojinin toplumdaki rolü gibi konularda da önemli soruları gündeme getirirken, ekonomik riskler, yasa dışı faaliyetler, sahte içerikler ve siber güvenlik gibi riskler de bu gündemin bir parçası haline geliyor. Raporda paylaşılan bilgilere göre;  Metaverse girişimcilerinin dikkat etmesi gereken konuların başında pazar riski, regülasyon riski, finansal risk ve teknolojilik gelişmelere entegre olamama riski geliyor.

Raproda merkeziyetsiz bir bilim projesi olan DeSCI ve daha adil ve sürdürülebilir bir finansal sistem yaratmak amacıyla blockchain ve web3 teknolojilerine odaklanan bir hareket olan Refi da detaylı olarak inceleniyor. Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz. 

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.