Giyilebilir cihaz alanına odaklanan Whoop, erken doğum riskini önceden tahmin edecek

Whoop, üzerine çalıştıkları yeni cihazın erken doğum riskini önceden tahmin edebileceğini açıkladı. Cihaz, kullanıcıların kalp atış hızı değişkenliği ve hızından erken doğum riskinin olup olmadığını belirleyecek.
Giyilebilir cihaz alanına odaklanan Whoop, erken doğum riskini önceden tahmin edecek

Dünya Sağlık Örgütü 20'nci gebelik haftasından sonra doğumun 37'inci gebelik haftasından önce gerçekleşmesi erken doğum olarak tanımlıyor. Bu, hem anne adayı hem de bebeklerde sağlık sorunlarına yol açıyor. Bebeklerde düşük doğum ağırlığı, büyüme ve zeka geriliği, beyin felci, körlük (retinopati), solunum problemleri, bağırsak problemleri gibi sorunlara yol açtığı için anne adaylarını korkutan risklerin başında geliyor.

ABD merkezli giyilebilir cihaz alanına odaklanan girişim Whoop bu konuyla ilgili çalışmaya başladı. Şirket, üzerine çalıştıkları yeni cihazın erken doğum riskini önceden tahmin edebileceğini açıkladı. Cihaz, kullanıcıların kalp atış hızı değişkenliği ve hızından erken doğum riskinin olup olmadığını belirleyecek.

Geçen Nisan ayında şirket tarafından 21'i erken doğum yapmış 241 hamile kadının üzerinde kalp atış hızı ve kalp atış hızı değişkenliği hakkında bir araştırma yapıldı. Bu araştırma kalp atış hızı değişkenliğinin yaklaşık doğumdan yedi hafta önce düştüğü ortaya konuldu. Fakat kalp atış hızının doğum sırasında artmaya başladığı belirlendi. Böylece sıklarda sık sık baskı hissi ve ağrı hissedilmesi, sık sık idrara gitme hissi, suların gelmesi, kanama gelmesi, aşırı ıslanma hissi erken doğum belirtileri arasına başka bir madde eklenmiş oldu.

Erken doğum riski olan kadınlar için umut verici

California Üniversitesi'nden giyilebilir cihazlar üzerine araştırma yapan veri bilimcisi Ben Smarr, bu araştırmanın erken doğum riski olan kadınlar için umut verici olduğunu belirtti. Ama araştırmanın bitmediğini bu yüzden konuyla ilgili net sonuçların olmadığının altını çizdi. 

20'nci yüzyılın başından itibaren tıp alanında kadınlar üzerine yapılan araştırmalar gebelik hastalıkları ve doğum üzerineydi. Kadınların genel yaşamları içerisinde sağlıklı olabilmeleri ve karşılaştıkları hastalıklar ile nasıl baş edebilecekleri konusunda çeşitli çalışmalar yapıldı. Ama yine de sağlık alanının kadınların ihtiyaçlarını karşılamak konusunda yetersiz kaldı. 2010'lu yılların başında ortaya çıkan Femtech uygulamaları kadın sağlığına yönelik yapılan çalışmaları desteklerken bu alana yapılan yatırımlar ve kadın sağlığı konusuna yönelik farkındalığı artırdı. Bu uygulamalar, erken dönemde regl, hamilelik, doğurganlık ve kadınların cinsel sağlığı üzerine yoğunlaşan uygulamalar, kronik hastalıklar, uzaktan takip ve yaşa göre farklılaşan sorunlara odaklanmaya başladı. Femtech pazar büyüklüğünün 2028 yılına kadar 10,1 milyar dolara ulaşması tahmin ediliyor.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.