Rusya, bugün itibarıyla 24 gündür Ukrayna'yı işgal ediyor. Bu süreç içinde kafaları kurculayan en büyük sorulardan birisi "Rusya, Ukrayna'da kimyasal silah kullanacak?" mı idi. Hatta üç gün önce NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, bu konuyla ilgili yaptığı bir açıklamayla gündeme geldi. Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'da kimyasal silah kullanıp saldırılara bahane yaratmak için suçu karşı tarafa atmasından endişe duyduklarını belirterek, Rus güçlerini kimyasal silah kullanmaması için uyardı.
Bir taraftan Almanya'nın ülkenin dış politikasından ve Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu Federal Dışişleri Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Spiez Convergence'de yapay zeka teknolojisini kullanarak sadece 6 saat içinde 40 bin kimyasal silah molekülü bulundu. Konferansın amacı, bu teknolojilerin kimyasal ve biyolojik silahlar üzerine etkisini göstermekti. Bu, tehdit açıkça gözler önüne serildi.
Konferansta Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un üvey kardeşi Kim Jong-nam'ı öldüren gazın VX adında, 'kitle imha silahı' olan bir sinir gazı referans gösterildi. VX sinir gazı, bilinen en zehirli kimyasal silahlardan biri. Sarin gazından çok daha kuvvetli olduğu biliniyor. Güney Kore, bu gazla ilgili önemli bilgilere sahip. Ülkenin savunma bakanlığı 2014'te yayımladığı Defence White Paper belgesine göre, Kuzey Kore'nin 1980'lerde kimyasal silah üretmeye başladığı biliniyor. Bu gazdan 2500 ila 5000 ton depoladıkları kaydediliyor.
Otonom, kimyasal ya da biyolojik silahlar bugün yapay zeka ve robotik alanlarındaki hızlı gelişmelere paralel olarak insanlık için korkutucu noktalara ulaştı. Yapay zeka olumlu amaçlar için kullanılıyor olsa da olumsuz etkilerini göz ardı edilmemesi gerekiyor. Endişeler bir kenara ülkeler arası rekabetin de etkisiyle yapay zekanın savunmada kullanımı gittikçe güçleniyor.
Üçüncü devrim
Yapay zeka destekli otonom silahlar, barut ve nükleer silahların ardından savaş alanında "üçüncü devrim" olarak nitelendiriliyor. Bunun milyonlarca insanın hayatını riske atabileceği konuşuluyor. Yapay zekanın saldırı ve savunma sistemlerinde kullanılmasıyla birlikte sınırların ortadan kalktığı ve insanların dahil olmadığı savaşların olacağı öngörülüyor. Bir taraftan ülkeler, sınırlarına yakın gemilere ve denizaltılarına, çeşitli silahlara yapılan sürpriz saldırıların yol açtığı tehditlere karşı yapay zeka sisteminin hızlı karar verme yeteneğinden yararlanıyor.
Yapay zeka kavramından ilk defa 1956 yılında söz edildi. İngiltere'de New Hampshire'da bulunan Dartmouth College'da yapılan bir konferansta ilk defa ortaya atıldı. Bu teknoloji yıllar içinde tıp, siber güvenlik, ulaşım gibi çeşitli alanlarda kendini gösterdi.
Yapay zeka sektörüne asıl öncelik eden alan ise yıllık 10 milyar dolarlık hacme sahip olan askeri teknoloji alanıydı. 1960'lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı tarafından bilgisayarları eğitme yöntemi ile ivme kazanmaya başladığı biliniyor. ABD, Güney Kore, Rusya, İsrail ve Avusturya gibi ülkeler ordularının saldırı ve savunma sistemlerine yapay zekayı entegre etmek için ciddi çalışmalar yapıyor. Amaçları savaş sürecini insandan arındırıp makineleştirmek.
116 teknoloji şirketi karşıydı
Yapay zeka, nükleer silah tehlikesini gölgede bırakacak büyüklükte bir tehlikeye dönüşebileceğinden endişe ediliyor. Hatta teknoloji dünyasının önemli isimlerinden biri olan Elon Musk yapay zekayı insanlığın kaçamayacağı ölümsüz bir diktatör olara tanımlıyor.
Musk bu konuda oldukça endişeli... 2017'de 116 teknoloji şirketiyle “Belli Konvansiyonel Silahlarla İlgili Birleşmiş Milletler Konvansiyonuna Açık Mektup” (An Open Letter to the United Nations Convention on Certain Conventional Weapons) başlıklı bir çağrıya imza attı. Açık Mektup, yapay zeka teknolojisindeki gelişmelerle öldürücü otonom silah sistemlerinin kontrolü meselesinin hiç olmadığı kadar zorlu bir sürece girdiğini vurguladı.
Geliştiriciler ve hükümetler tarafından bu durumun dikkatle ele alınması, etik kurallara bağlanması ve öldürme kabiliyeti olan Yapay zekanın yasaklanması gerektiği belirtildi. İmzacılar, otonom sistem teknolojilerinin öldürme kabiliyeti kazanmasıyla Pandora’nın kutusunun açılacağından ve insanlık için felaketle sonuçlanacağı konusunda endişeliydi. Çünkü onlarda bilimkurgu filmlerinde görmeye alışkın olduğumuz robot askerlerin, insan müdahalesi olmadan hedef vurabilen savaş uçaklarının veya insanları tanıyabilen tüfeklerin yakın zamanda gündemi meşgul edeceğinin farkında.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap