Tinder Avcısı'ndan sosyal medya avcısına: Catfishing ve diğer şeyler

Sosyal medya hesabı açık olanlar nelere dikkat etmeli? Sadece sosyal medyadan tanıdığımız insanlar aslında yapay zeka ile varolmuş olabilir mi? Deepfake hayatlarımıza nasıl etki eder?
Tinder Avcısı'ndan sosyal medya avcısına: Catfishing ve diğer şeyler

Şu anda dünyanın içinde bulunduğu durum malum; ülkemizin kuzeyinde özellikle Avrupa'yı etkileyen bir savaş var. Bu savaşla ilgili haberleri medyadan takip etmeye çalışsak da asıl birliğin sosyal medya üzerinden kurulduğunu; bu şekilde birçok kişiye erişim sağlandığını görüyoruz. Bu nedenle sosyal medya, bildiğimiz ve ortaya çıkarıldığı zamanki işlevinin ötesinde bir iletişim aracı olma özelliğini taşıyor. Olağanüstü durumlarda insanların hayatını kolaylaştıran sosyal ağlar, kimi zaman bazı kişilerin başını da ağrıtabiliyor.

Teknolojik gelişmeler insanların hayatlarını kolaylaştırmayı odağına alsa bile, her şeyde olduğu gibi kötü niyetli kişilerin elinde teknoloji de olumsuzlukları beraberinde getirebiliyor. Sosyal medya hesapları çalınan kişiler adına suçlar işlenebiliyor, yapay zeka ile gerçekte var olmayan kişiler oluşturuluyor, deepfake ile insanların söylemedikleri şeyler o kişiler söylemiş gibi gösteriliyor ve bunlar da kişilerin çeşitli sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. 

Sosyal medya, hayatı gözler önünde yaşamanın en kolay ve ulaşılabilir yolu olsa da bilhassa bazı noktalarda dikkatli olunması gerekiyor, özellikle fotoğraflarınızın ve videolarınızın kimlerin eline geçtiği bu noktada büyük önem taşıyor. Zira gizlilik konusunda oluşan algı yazdıklarımızdan ziyade gösterdiklerimiz odağında ilerliyor. Bunun en önemli örneklerinden biri ise son dönemde hayatımıza giren "catfishing" kavramı. 

Catfishing nedir?

Catfishing nedir, öncelikle bu sorunun cevabını vermek gerekiyor. Cambridge Dictionary'ye göre bu kavram "başka birini kandırmak veya cezbetmek için sosyal medyada farklı biriymiş gibi davranma" olarak açıklanıyor. Urban Dictionary'ye göre ise "insanları duygusal ve romantik ilişkiler konusunda kandırmak için online kimlikler ve sosyal çevreler üreten internet avcıları" catfishing kavramını karşılıyor. Son dönemde Netflix'in en popüler içeriklerinden birine dönüşen Tinder Avcısı'nı sanırım birçok kişi izlemiştir. Program, kendini jet sosyeteden zengin bir iş insanı gibi tanıtarak etkilediği kadınların milyonlarca dolarını alıp kaçan bir adamı anlatıyor, üstelik bu adam bunu Tinder üzerinden gerçekleştiriyor. İşte catfishing dediğimiz şey tam da bu.

Bu örnekteki catfishing aslında birinin sosyal medya hesabını çalmak olarak nitelendirilemez, zira kişi tamamen kendi fotoğraflarıyla bunu gerçekleştiriyor. Ancak bazı durumlarda öyle sahte hesaplar oluşturuluyor ki insanın bu hesapların sahte olduğundan şüphelenmesi bile imkansız hale geliyor. Çünkü bu profillerde stok görseller veya ünlülerin fotoğrafları değil, alelade insanların fotoğrafları yer alıyor. İşte burada da ilk paragrafta bahsettiğim gibi olaylar yaşanıyor. Hesabı açık olan kişinin fotoğrafları çalınıyor, kimi zaman bu fotoğraflarla oynanıyor ve sosyal medyada yeni bir kimlik yaratılıyor. Bu yaratılan kimlikle de kişiler gerçek hesaplarında yapamadığı birçok şeyi yapma imkanı buluyor. Üstelik insanlar sahte hesap oluşturmanın artık çok normal bir şey olduğunu savunuyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir haber bülteninde yapılan röportajlarda birçok kişinin sahte hesabı olduğunun ve bu hesaplarla bilhassa eski sevgililerin takip edildiğini öğrenmiştim ve herkesin bu durumu böylesine normalleştirmesi biraz da ilginç gelmişti. Çünkü bunun dolandırıcılıktan hiçbir farklı yok, ister para kazanın ister kazanmayın.

Yapay zeka ile oluşturulan görseller ile sahte hesap oluşturmak

Aslında sahte hesap ve görsel oluşturmanın da artık farklı yolları var ve burada yapay zeka devreye giriyor. Artık gerçekte olmayan kişilerin fotoğrafları makine öğrenimi ve yapay zeka ile oluşturabiliyor. Sizlere daha önce detaylı olarak aktardığımız Generated Photos da bu işi yapıyordu. Yani kötü niyetli bir kişi sadece bu yöntemle oluşturduğu fotoğraflarla bile insanları kolaylıkla kandırabilir. Bunun önüne hiçbir zaman tam olarak geçilebilir gibi durmasa da kişilerin kişisel fotoğraflarını gizlemesi bir nebze koruyuculuk sağlayabilir gibi duruyor.

Deepfake ile oluşturulan sahte içerikler hayatlarımızı zindan edebilir mi?

Sosyal medya hesaplarının herkese açık olmasını anlayabilirim, çünkü bunun birden fazla nedeni bulunuyor. Kişiler yaptığı işi sergilemek, giydiklerini göstermek, dinlediklerini, izlediklerini, okuduklarını paylaşmak isteyebilir ya da hiçbir nedeni olmadan hesabının herkese açık olmasını istiyor olabilir. Bunda kesinlikle bir yanlış yok. Ancak günümüzde teknoloji öyle hızlı ilerliyor ki bu durum bir noktada korkutucu bir hal alabiliyor. Deepfake videoları bunun bir örneği. Yine geçtiğimiz günlerde sosyal medyada tehdit edilen bir kadının paylaştıklarını okumuştum. Sapık kişi, kadının fotoğraflarını photoshop ve deepfake kullanarak müstehcen hale getirip çeşitli yerlerde paylaşıyordu ve bu bana o kadar korkunç, aynı zamanda içinden çıkılmaz bir durum gibi geldi. Hatta bunun akabinde tüm sosyal medya hesaplarımı kalıcı olarak kapatmayı bile düşündüm. Yani en ufak bir yerde yer alan herhangi bir fotoğrafın üzerinde oynanarak neler yapılabilir ve bu işin sonu nerelere gidebilir bir düşünün.

Bir kadının tüm çevresine Instagram'dan ulaşmak: Inventing Anna

Artık herkes her bilgiye rahatça ulaşabiliyor. Bunun önüne geçmek gerçekten mümkün değil. Bunun için en başından akıllı telefon kullanmamak ve hatta belki de hiçbir şekilde internete bulaşmamak gerekiyordu, fakat bunun bile garantisi yok. Sadece hayatlarımızı artık dışarıda olduğu kadar sosyal medyada da yaşıyoruz. Yediklerimizi, içtiklerimizi, sevdiklerimizi, eğlendiklerimizi hemen hemen her şeyi "aman canım ne olacak? zaten herkes paylaşıyor." diye düşünerek her yere koyuyoruz. Geçtiğimiz günlerde yine Netflix'teki Inventing Anna adlı yapımı izliyordum. Gazeteci kadın, dolandırıcı olan Anna'nın tüm çevresine açık olan Instagram hesabından ulaşıyordu. Böylelikle bir kadının hayat hikayesi şekillenebilmişti. Yani sadece bir Instagram hesabı ve etiketlenen birkaç kişi bir insanın hayatının anlaşılmasına sebebiyet vermişti.

Asıl problem şirketlerin gizliliğe yeterli önemi vermemesi 

Bu yazı sosyal medya hesaplarınızı gizlemelisiniz, gizlilik ayarlarınıza özen göstermelisiniz düşüncesiyle ortaya çıkmadı, açıkçası kimsenin bunu bir başkasından talep etmeye de hakkı yok. Fakat bazı noktalarda dikkatli olmakta fayda var.

Öncelikle çocukları denetim altında tutmak şart. Hatta bunu bireylerin dışında sosyal medya devlerinin de daha dikkatli bir şekilde yapması gerekiyor. Her ne kadar Instagram 16 yaşından küçük hesapların default olarak gizli hesap sayılacağını söylese de bunları atlatmanın birçok yolu var. Forbes'un haberine göre sosyal medyada yeterli gizlilik bulunmuyor ve asıl sorunu da bu oluşturuyor. Forbes yazarı Peter Suciu, uzmanların herkesin mahremiyet konusunda daha titiz olması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu dile getiriyor. Zira her gün binlerce kişinin hesabı internet korsanlarının eline geçiyor ve bu noktada şirketlerin yanı sıra kişilerin de kendi önlemini alması gerekiyor. Habere göre kişisel ayrıntıların kişisel olarak kalması, aşırı paylaşım uygulamasına karşı dikkatli olunması şart. 

Kimseyi bu devirde sosyal medyadan uzak tutmak mümkün değil. Ancak mahremiyet konusunda biraz daha dikkatli davranılması oluşabilecek her türlü zararın önlenmesinde bir nebze de olsa etkili olacaktır.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.