Arama motorları internet üzerindeki içerik, ürün ve hizmetleri webden toplayan, kullanıcılar için talep ettikleri sonuçları düzenleyen ve listeleyen online servisler...
Arama motorları sayesinde bir sorgulama yaptığımızda, bulmaya çalıştığımız cevap ile en iyi eşleşen sonuçlar hızlı bir şekilde listelenir ve böylece kullanıcılara kolaylık sağlanır. Diğer taraftan, ticaret yapan markalar ve işletmeler açısından, arama motorlarının sunduğu hizmet önemlidir. Çünkü ürün, hizmet aramalarını bu arama motorları ile yapan tüketiciler, online listelerde gördükleri seçenekleri değerlendirir ve tercihlerini şekillendirirler. İşletmeler ve markalar Google tarafından objektif bir takım performans kriterlerine göre düzenlenen arama listelerinde organik olarak yer alabilirler veya Google’ın sunduğu alışveriş reklamı hizmetinden faydalanarak kendilerini listelerde üst sıralarda konumlayabilir. Google arama motoru pazarındaki yüksek pazar payı konumuyla, işletmelere, markalara ‘Google Alışveriş’ ürünü ile reklam hizmeti sunuyor. Bu hizmet kapsamında Google, reklam veren işletmelerin Google arama sayfasının en üstünde yer almasını sağlarken, markaların hedef kitlelerine ulaşmasını ve görünür olmasını sağlıyor. Bunu yaparken, ürün ve hizmetleri bir karşılaştırma hizmeti kapsamında da sergileyerek tüketicilere alternatifler gösteriyor.
Ancak, pazarda Google’un sergilediği davranışlar ile ilgili, işletmeler, tüketiciler, karşılaştırma hizmeti veren diğer teknoloji şirketleri açısından sakıncalı durumlara işaret ediliyor. Bu sakıncalar yaklaşık 10 senedir Avrupa Birliği’nde tartışılıyor. Halen kesin bir çözüm bulunamadığını iddia eden kuruluşlar var. Konu pek çok ülkede düzenleyici kurumların gündeminde ve Google soruşturmalara tabi tutuluyor.
Avrupa Birliği Komisyonu Google’a hakim durumunu kötüye kullanıyorsun dedi
Avrupa Komisyonu Google’a, bir arama motoru olarak, kendi hizmeti olan Google alışveriş karşılaştırma hizmeti ile, daha çok kendine avantaj sağladığını belirterek, hâkim durumunu kötüye kullandığı kararına vardı ve AB rekabet hukuku kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 27.07.2017 tarihinde 2,42 milyar Euro ceza kesti. AB Rekabet Politikasından Sorumlu Komisyon Başkanı Vestager, söz konusu karar ile ilgili yaptığı değerlendirmede, Google’un hayatları değiştiren birçok yenilikçi ürün ortaya koyduğunu ancak Google’un alışveriş karşılaştırma hizmetine yönelik stratejisi ile listelemelerde rakiplerini aşağıya iterek gücünü kötüye kullandığını ve bu durumun AB Rekabet Hukuku kuralları çerçevesinde yasadışı olduğunu belirtti. İlave olarak, diğer şirketlerin adil bir çerçevede rekabet etmelerini ve yenilik ortaya koymalarını engellediğini söyledi. Ve en önemlisi, Avrupalı tüketicilerin hizmet tercihlerinde yeniliklere ve faydalara ulaşmalarını engellediğini söyledi..
Türkiye’de Rekabet Kurulu ne diyor?
Google alışveriş hizmetine yönelik Türkiye’de de benzer iddialar geçerli. Rekabet Kurulu kayıtlarında bunlar mevcut. Bu nedenle tekrar etmeyelim. Ancak isteyenler Rekabet Kurulu web sitesinde bulunan 144 sayfalık rapora ulaşabilirler. Rekabet Kurulu’nun yapmış olduğu değerlendirme ile çok önemli ayrıntılara yer verdiğini ve doğru tespitler yaptığını söylemek mümkün. Özet olarak Rekabet Kurulu iddialara yönelik yapmış olduğu inceleme sonrasında, Mayıs 2020'de kararını açıkladı. Bu karar, AB Komisyonu kararı ile paralellik gösteriyor. Rekabet Kurumu, Google’un genel arama hizmetleri ve online alışveriş karşılaştırma hizmetleri pazarlarında hâkim durumda olduğuna ve Google’ın, alışveriş karşılaştırma hizmeti sunan rakiplerini rekabette dezavantajlı konuma düşürdüğüne karar verdi. Haksızlığı gidermek üzere çeşitli tedbirlerin alınmasını istedi.
Tedbirlerin başında, Google’ın genel arama sonuç sayfasında rakip alışveriş karşılaştırma hizmetlerinin kendi ilgili hizmetlerinden daha az avantajlı olmayacakları koşulunu sağlaması geliyor. Ayrıca, bir reklam bedeli karşılığı verilen hizmetin net bir şekilde reklam ifadesi ile sergilenmesinin sağlanması isteniyor. Buna karşılık Google ne yapıyor? Alınması gereken tedbirler Google Türkiye’ye Mayıs ayında tebliğ edilmesine rağmen Google Türkiye tedbirlere uymadı. Rekabet Kurumu’na kendi yaptıkları çözüm önerilerinin kabulü ile ilgili belirsizlikten bahisle, 10 Ağustos 2020 tarihinden itibaren (bugün) Google alışveriş reklam hizmetini Türkiye’deki arama sayfalarından kaldıracaklarını bildirdi. Anlaşılan Google sağladığı ticari hakim durum ve arkasındaki iş modelinden pek ödün vermek istemiyor.
Nitekim Avrupa Birliği’ndeki süreçler yıllarca sürdü ve geçen süre zarfında yeni girişimler ve ilgili hizmetler bir türlü Google’a karşı güçlü alternatif olamadı. Bazı sektör analizlerine göre, AB’de alınan tedbirler (rakip karşılaştırma servislerinin arama sonuçlarına dahil edilmesi vb.) yaşanan sorunlara henüz kesin çare olmuş değil. Görünen o ki, süreç Türkiye’de de uzayacak. Ancak, Türkiye’nin özellikle teknoloji şirketleri ile her alanda gelişimi ve teknolojinin işletmelere sağladığı dijital dönüşüm ve destekler açısından vakit kaybına tahammülü yok. Bu nedenle Google’un Rekabet Kurumu kararlarına göre süratle hareket etmesi en makbul yol.
ABD Kongresi de baskıyı arttırıyor
Amerikan kongresinde başlatılan süreç açısından baktığımda Google ve diğer adı geçen teknoloji şirketleri, bir noktada iş modellerinde gerekli değişiklikleri yapmak durumunda kalacaklar. Temmuz ayı sonunda, Kongre’nin teknoloji şirketlerine (Google, Apple, Facebook, Amazon) yönelik başlattığı soruşturma sürecinin çok önemli sonuçları olacaktır. Özellikle Trump, Kasım ayında Amerikan seçimlerini tekrar kazanırsa.
Öncelikle belirteyim ki, Kongre’nin bir film tadında tam altı saat süren sorgulama süreci ve şirket CEO’larının kendilerine sunulan delillere karşı verdikleri cevaplarda çektikleri sıkıntılar izlemeye değerdi. Bu çaptaki CEO’larının böyle bir sürece daha iyi hazırlanmış olmalarını beklerdim.
Süreci izleyemeyenler için: Amerikan Kongresi, şirketlerin hakim durumlarını kötüye kullanmaları ile ilgili bir çok yeni iddiayı gündeme taşıdı. Bu süreçler, muhatap şirketlerin politikalarında ve yapılarında bir takım değişiklikleri mutlaka getirecektir. Kongre’de bir Senatör’ün, iddialarla ilgili değerlendirmeleri sırasında, Telekom şirketi AT&T’nin 1984’de devlet tarafından 6 şirkete bölünmesini hatırlatması manidar oldu.
Bu tür politika ve yapısal değişikliklerin küresel şirketlere ve dolayısı ile Türkiye’ye yansıması farklı ve uzun bir süreç elbette. Türkiye’nin bu süreçlerin tamamlanmasını beklemesi mümkün değil. Bu nedenle, pazar koşullarını tüm online oyuncular açısından iyileştirmeye devam etmemiz lazım. Rekabet Kurumu bu anlamda Google’a yönelik doğru adımları atıyor. Google’ın birçok ülkede yaptığı gibi, Türkiye’de de hızla yükümlülüklerini yerine getirmesinde yarar var. Ayrıca, uzun bir süredir gündemde olan başka bir konu, Google’ın ve Türkiye’de yerleşik olmadığı halde Türkiye’den kazanç elde eden tüm global oyuncuların, hizmet verdiği bütün iş kolları ilgili olarak, Türkiye’de yerleşik şirket olmaları konusu.. Google öncelikle bunu yaparsa, Türkiye pazarına verdiği önemin altını çizmiş olur ve Türkiye pazarını ticarette canlanmasına destek olur. Bu nedenle daha önce yaptığım ‘Yerleşik Ol’ çağrısını bir kez daha yineliyorum...