Oyun dünyasının en sevilen oyunlarından olan The Last of Us, yeni oyunu ile kısa zaman önce karşımıza çıktı. The Last of Us Part II ismi ile çıkan The Last of Us serisinin devam ikinci oyunu 19 Haziran tarihinde satışa sunuldu. Normal şartlarda Webrazzi'de daha çok mobil oyunlara yer veriyoruz.
Triple A (AAA) olarak tabir edilen büyük bütçeli oyunlara bugüne kadar fazla yer vermedik. Fakat bu durumu yavaş yavaş değiştirmek istiyoruz. The Last of Us Part II oyununa geçmeden önce The Last of Us oyunun benim için oldukça önemli olduğunu belirtmek isterim.
The Last of Us Part II oyunu ile ilgili bir içeriğe yer vermek istememin temel nedeni de The Last of Us oyununun bugüne kadar oynadığım en iyi oyun olması. The Last of Us'ın favori oyunum olması nedeniyle The Last of Us Part II oyununu uzun zamandır merakla bekliyordum.
The Last of Us Part II oyununu çıktığı gün oynamaya başladım ve kısa süre önce de oyunu bitirdim. Öncelikle şunu belirteyim bu yazı bir incelemeden çok deneyim yazısı olacak. Kısacası bu yazıda The Last of Us Part II ile ilgili yaşadığım oyun deneyimini sizlere aktarmaya çalışacağım. Hikaye ile ilgili herhangi bir spoiler vermeyeceğimi de ayrıca belirtelim.
Öncelikle oyunun oldukça başarılı olduğu noktalara bakalım. Oyunu hem orijinal dili olan İngilizce hem de Türkçe seslendirmelerle birlikte oynadım. Hem orijinal dilin hem de Türkçe seslendirmelerin oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.
İlk oyunun en büyük başarılarından biri sunduğu atmosfer ve oyuncuya bu atmosferin içinde yaşıyormuş hissi verebilmesiydi. The Last of Us Part II oyunu da bunu çok iyi bir şekilde başarıyor. The Last of Us Part II oyununu oynarken gerçekten de zombi salgını ile mücadele edilen bir gelecekte yaşadığımızı hissedebiliyoruz. Bence The Last of Us serisini farklı kılan nokta bu ve The Last of Us Part II oyununda bu özellik çok iyi bir şekilde korunmuş.
Oynanış mekanikleri ve grafikler de yine oldukça başarılı. Oynanış konusunda yeni oyunda farklılıklar da mevcut. Birkaç farklı silah seçeneği, yeni düşmanlar, geniş ve keşfedilebilir alanlar ve ikiden fazla karakter ile oynama The Last of Us Part II oyununa eklenen özellikler arasında.
Keşfedilebilir alanlar konusuna biraz daha değinmek istiyorum. The Last of Us Part II bir açık dünya oyunu değil, çizgisel yani lineer bir oynanış sunuyor. Kısacası oyunda dilediğiniz gibi gezemiyorsunuz belli bir noktaya gitmek zorundasınız. İlk oyunda keşif yapabileceğimiz alan ikinci oyuna oranla çok daha kısıtlıydı.
Keşfedilebilecek alanların büyütülmesi oyun atmosferini daha çok benimseyebilmek adına oldukça başarılı bir hamle olmuş. Tabii ki bu noktaları keşfetmek tamamen size kalmış durumda. Oynanış konusunda ise oyuncuya kısıtlı da olsa bir özgürlük sunulmuş durumda. Oyunun çoğu noktasında düşman ile karşılaştığınızda nasıl bir oynanış sergileneceği tamamen size kalmış durumda.
İsterseniz direkt çatışmaya girip tüm düşmanları öldürebilirsiniz. Eğer bunu yapmak istemezseniz ise daha gizli bir şekilde düşmanları tek tek avlayabilirsiniz. Oyunda yer alan bazı noktalardan tüm düşmanları elemine etmeden ilerlemek de mümkün.
Oyunca yer alan müzik seçimlerini de oldukça beğendim. Seçilen müzikler oyunun akışı ile oldukça uyumluydu. Görsel anlamda ise The Last of Us Part II, tek kelimeyle şahane. Oyunun her karesi incelikle işlenmiş bir sanat eseri gibi.
Gelelim oyunun en tartışmalı noktası olan senaryo kısmına. The Last of Us Part II çıktığı ilk günden beri ilk oyun ile kıyaslanıyor ve yeterince iyi olup olmadığı tartışılıyor. Hatta oyuncuların neredeyse iki bölündüğünü de söylemek yanlış olmayacaktır. Oyuncuların bir kısmı oyunun senaryosunu çok beğenirken bir kısım ise oyuncu ise senaryonun ilk oyun kadar iyi olmadığını savunuyor.
Şahsen ben senaryonun ilk oyun kadar iyi olmadığını savunan oyunculardan biriyim. Fakat bu demek değil ki The Last of Us Part II kötü bir senaryoya sahip. Oyunun senaryosu ortalama bir oyuna kıyasla yine çok başarılı fakat The Last of Us ile kıyaslandığında biraz zayıf kalıyor.
Tıpkı ilk oyunda da olduğu gibi The Last of Us Part II oyununda da oyunun ilk dakikasında başlayan gerilim son saniyeye kadar devam ediyor. İlk oyun epik bir yol hikayesiyken ikinci oyun daha çok bir intikam hikayesine dönmüş durumda.
Oyun içinde karakterlerin intikam hikayesini iki farklı taraftan da izliyoruz. İlk oyundaki destansı hikayenin yerini intikam öyküsüne bırakmış olması biraz üzücü. Oyundaki duygusal noktalar yine çok iyi bir şekilde oyuncuya geçtiğini ve diyalogların başarılı olduğunu da ekleyeyim.
Maalesef bence alınan bazı senaryo kararları oyunu zayıflatıyor. Örneğin The Last of Us, inanılmaz bir sona sahipken The Last of Us Part II oyunu ise kolayca unutulacak bir sona sahip. The Last of Us Part II oyunun ilk oyuna oranla daha uzun bir oynanış süresi de sunuyor. Açıkçası bazı noktalarda oyunun gereksiz uzatıldığı da söylenebilir.
Senaryonun en büyük başarısı ise The Last of Us Part evreni ile ilgili yeni detayları öğrenmemize vesile olması. The Last of Us Part II ile birlikte The Last of Us evreni içinde yer alan yeni grupları ve bu grupların nasıl yaşadığını da detaylı bir şekilde görüyoruz.
Fakat genel toplama baktığımızda senaryo konusunda zayıf noktalar olsa da The Last of Us Part II oyunu yine de bir başyapıt olmayı başarıyor. Senaryo konusundaki eksiklikler, oyunun atmosferi, sunduğu muhteşem oynanış ve grafikler tarafından kapatılıyor. Playstation 4 oyun konsoluna özel olarak geliştirilen The Last of Us Part II oyununun fiyatı ise 499 TL.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap