‘Evde kal’, ‘yakın temastan kaçın’ ve ‘hijyene dikkat et’ içinde bulunduğumuz bu dönemi anlatan üç temel cümle. Sadece bunlara bakarak bile birçok sektörün çalışma şekillerini baştan başa değiştirmek zorunda kaldığı görülüyor. Özellikle gıda sektörü, tüm aktörleriyle birlikte yüksek tehdit altında. Tedarik zincirlerinin aksaması, gıda stoklarının tehlikeye girmesi, hijyen sorunsalı ile restoranlara duyulan güvenin azalması sektörü derinden etkiliyor.
ABD'de bağımsız restoranların yüzde 75'inin kapanacağı ve önümüzdeki üç ayda tüm endüstrinin 225 milyar dolar kaybedeceğini tahmin ediliyor. Yavaş yavaş restoranların sıkı düzenlemelerle yeniden açılmasına izin veriliyor. Çin'de ise kişinin durumunu renk kodu (yeşil, sarı veya kırmızı) ile belirten bir sağlık uygulaması kullanıyor. Başlangıçta seyahat etmek isteyenler için kullanılan bu uygulama, artık restoranlar ve kafeler için de geçerli. Türkiye'de 11 Mayıs'tan itibaren kademeli olarak işletmeler açılmaya başladı. Normalleşme takvimine göre restoranlar, cafe ve lokantaların normalleşme sürecinin ikinci yarısı olan haziran ayı ortasında sonra faaliyete geçmesi planlanıyor.
55 bin çalışan ve 2500 restoranla bu süreci yönetmek
Bugün dünya genelindeki operasyonlarında 55 binin üzerinde çalışanı ve 2 bin 500’den fazla restoranı bulunan küresel oyuncu TAB Gıda bu normalleşmeye ayak uydurma konusunda şanslı. Çatısı altında Burger King, Arby's, Popeyes, Usta Dönerci, Sbarro ve Usta Pideci bulunan TAB Gıda'nın bu konudaki tecrübesi Çin'den geliyor. Çünkü salgının çıkış noktası olarak kabul edilen Çin’de (sekiz sene önce Burger King ile girdikleri ülkede) binden fazla restoran işletiyorlar. Dolayısıyla Çin'de yaşadıkları deneyim ve edindikleri bilgi Türkiye’deki sürece daha hazırlıklı girmelerini sağladı.
"AVM ya da farklı lokasyon fark etmeksizin yeni döneme uygun şekilde hizmet vermeye hazırız" diyen TFI TAB Gıda Yatırımları CMO’su Sinan Ünal, sosyal mesafe, hijyen, dezenfektasyon, çalışan ve toplum sağlığına yönelik Çin’deki tüm önlem ve uygulamaları burada da hızla hayata geçirdiklerini anlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
Türkiye genelindeki neredeyse bütün AVM mağazalarımız kapalı. Cadde restoranlarımız da gel al hizmeti ve paket servisle hizmet vermeye devam ediyor. Tabi ki bu trafikte bir azalma oldu. Keza pandeminin ilk günlerinde paket serviste de bir düşüş yaşadık.
Fakat süre ilerledikçe hem biz alınan önlemleri daha iyi anlatabilmeye, içinde bulunduğumuz döneme uygun, müşterilerimizin beklentilerini karşılamaya yönelik kampanyalar kurgulamaya başladık hem de bilirkişilerin hastalığın gıda yoluyla bulaşmadığından yana olan açıklamaları bizi daha fazla insanın tercih etmesi için bir sebep oluşturdu.
Şu anda paket satışlarımız pandemi öncesi dönemdeki seviyeye ulaşmış durumda. Ancak tabii ki toplam ciromuz kapalı lokasyonlarımızın etkisi ile geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda düşmüş durumda.
Hangi önlemler ön plana çıkıyor?
Ürünlerin üretim, hazırlanma, servis edilme aşamalarının tamamını bu güvenliği sağlayacak şekilde yeniden düzenledi. Halihazırda hijyen ve sağlık prosedürlerini daha da kuvvetlendirdi.Tıkla Gelsin, Yemeksepeti, mobil ve online sipariş platformları ve gel-al uygulamalarıyla, sosyal mesafe kuralına uygun olarak müşterilerini ürünlerle buluşturuyor. Dijital uygulama Tıkla Gelsin ile birlikte “Siparişimi Kapıya As’’, ‘’Temassız Teslimat’’ ve ‘’Güvenli Paket’’ çalışan ve kuryelere maske ve eldiven zorunluluğu gibi uygulamaları devreye aldı. Bu uygulamalarla, ürünlerin restoranlardan müşterilerine kadar tamamen kapalı ve güvenli bir şekilde teslimatını sağladı. Hem çalışanları hem de siparişleri teslim eden kuryelerin ateşini düzenli olarak ve sipariş yola çıkmadan hemen önce ölçerek, bilgi kartları aracılığıyla müşterilerle paylaşmaya başladı.
Mobil ödemelerde yüzde 10'luk artış
Gerçekten insanların evde kalmasını istediklerini ve bu dönem için var olan çabalarımızın hepsini “EvdeK®al” isimli bir platformun etrafında topladıklarını anlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
Bu platform aslında Burger King® logosunu çatı altına almaktan çok daha fazlasını içeriyor. Daha büyük bir proje. Salgının birinci gününden başlayarak tüm çalışmaları paket servise yönelik şekillendirdi. Bunu yaparken de başta Coca-Cola, Algida, Yemeksepeti, Fiyuu gibi iş ortaklarımızla birlikte hareket etti. Bu stratejik yaklaşımımızın bir sonucu olarak yeme içme sektörü ciddi düşüşler yaşarken online ciromuz sabit kalabildi. Mobil ödemelerinde önemli bir artış oldu. Son iki ayda mobil ödemelerde aylık ortalamaya göre yüzde 10’a yakın yükselme yaşandı.
Tedarik zincirleri de hazır
Tedarik konusu her sektörde olduğu gibi gıda sektöründe de yaşandı. Özellikle soğuk zincir yönetimi çok önemli ve kritik bir süreç. Ama TAB Gıda'nın bu konuda donanımlı ve her senaryoya hazır olduğunu söyleyen Sinan Ünal, "Et, ekmek, patates, sebze ve dağıtım dahil tüm ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Ürünlerimizin üretim, hazırlanma, servis edilme aşamalarının tamamı kendi gözetimimiz altında gerçekleşiyor. Bu aynı zamanda hijyen ve sağlık açısından da müşterilerimiz karşısında bize ciddi bir güvenirlilik sağlıyor. TAB Gıda olarak tüm anlattığım bu konularda hazırlıklıydık ve uyum zorluğu çekmedik" diye konuşuyor.
Salgın sonrası...
Salgın sonrasında da hijyen hassasiyeti ivme kazanarak devam edecek. Müşteriler, sektör oyuncularını değerlendirirken kaliteye ve hijyeni göz önünde bulunduracak. Ünal, bu süreçte tedarik zincirini doğru yönetebilen, kalite ve hijyenden taviz vermeyen firmaların ciddi fark yaratacağını düşünüyor. Ona göre bu sürece sektörün hazır olmayan temsilcilerini zorlayan bir dönemdi ve bir şekilde sosyal, dijital inovasyonlar ve topluma katkının daha değerli olduğu bir sürece girilecek.
Yukarıda da belirtildiği gibi gıda sektöründe yeni normale alışıldığı ve paket servis cirolarının da kalıcı olarak şirketlerin daha büyük gelir kalemini oluşturduğu bir döneme girecek. Pandemi sonrası oluşacak ekonomik ortamda ulaşılabilir fiyata kaliteli, güvenilir ve lezzetli gıdaya olan talep de her geçen gün daha artacak ve pek çok fırsatı içinde barındıracak.