Corona virüs salgını, her geçen gün etkisini daha fazla hissettiriyor. Globalde an itibarıyla 1 buçuk milyona yakın enfekte vakaya ve 89 bine yakın ölüme neden olan Covid-19, bazı alanlarda teknolojinin faydalarını hissetmemize neden oldu. Bu alanlardan biri de hiç şüphesiz sağlık. Zira teknolojinin sağlıkla buluştuğu nokta, şu anda birçok kişiye ciddi anlamda kolaylık sağlıyor.
Şu günlerde, yetkililer acil durumlar dışında hastanelere gidilmesini önermiyor, çünkü Covid-19'un hastanelerde daha hızlı bir yayılma hızına sahip olduğu söyleniyor. Durum böyle olunca insanların bazı hastalıkları için uzaktan yardım almaya ihtiyaçları oluyor. Bu sebepten ülkemizde de online doktor hizmetlerinin yaygınlaşmaya başladığını sizlere aktarmıştık. Aslında teknolojinin salgına sağladığı tek fayda bu değil. Zürih Üniversitesi'nden epidemiyolog Vasileios Nittas da bir salgının ortasında sağlık teknolojisinin önemini ana hatlarıyla açıkladı.
Tıbbi mesafenin önemi
CDC ve Dünya Sağlık Örgütü gibi sağlık yetkilileri, hastalar ve sağlık hizmeti sağlayıcıları arasındaki fiziksel teması en aza indirmenin yolları için yoğun bir çaba sarf ediyorlar. Bu noktada teletıp hizmetleri, Covid-19 bulaşmalarını azaltma ve sonuç olarak sağlık personelini koruma çabasında büyük bir güç haline geliyor. Teletıpın etkinliği diyabetik bakım, dermatoloji ve kardiyoloji dahil olmak üzere birçok sağlık alanı için umut verici diyebiliriz, çünkü zamandan ve fiziksel alandan tasarruf ettirirken yüksek kaliteli uzaktan bakım sağlıyor. Teletıp ile semptomlar ve hastalık iyileşmesi, aynı zamanda virüsü evde yayma olasılığı daha düşük olan hafif semptomlu hastalar uzaktan, aramalar veya görüntülü sohbetler yoluyla izlenebiliyor.
Online anketler ve platformlar ile bilgi yayılımı
Covid-19'un yayılım hızı, enfekte olanların ve bu kişilerin temaslarının zamanında izlenmesine duyulan ihtiyacı artırıyor. Bu noktada ise kalabalık kaynaklı hastalık izleme karşımıza çıkıyor. "Kalabalık kaynaklı” tabiri, ilgili sağlık bilgilerinin öncelikle internet üzerinden çok sayıda insan tarafından sağlandığı anlamına gelir. Kişiler online anketleri yanıtlarken veya akıllı telefon uygulamaları ve giyilebilir sensörler aracılığıyla veri paylaşırken; kamuya açık sosyal medya verileri de pasif bir bilgi kaynağı olabiliyor.
Aktif bir kitle kaynaklı gözetim sistemine başarılı bir örnek olarak Avustralya ve Yeni Zelanda'nın FluTracking platformunu gösterebiliriz. FluTracking, “FluTracker” olarak adlandırılan çok sayıda gönüllünün haftalık sunumlarına dayanan basit ve hızlı bir online anket. Son zamanlarda Covid-19'a ayarlanan sistem, erken salgın uyarıları sağlarken ve araştırmaya katkıda bulunurken geleneksel grip izlemesini tamamlamayı amaçlıyor.
Covid-19'u hedefleyen benzer çabalar şu anda dünya çapında tanıtılıyor ve hastalık yayılımının daha iyi bir resmini ve gelecekteki dalgaların erken uyarılarını sağlamayı amaçlıyor. Kitle kaynak kullanımının gerçek gücü, gerçek zamanlıya yakın bilgi sunma yeteneğinde yatıyor ve bu da öngörüleri düşük maliyetli, hızlı ve ilgi çekici bir şekilde sağlıyor.
Sonuç olarak Covid-19 bağlamında sağlık teknolojilerinin günlük kullanımı için iyi tanımlanmış ve anlaşılması kolay ilkelere ihtiyacımız var. Bunların en savunmasız durumlara ve ihtiyaçlarına göre ayarlanması gerekiyor. Bu yönergelerin, ister hasta ister sağlık hizmeti sağlayıcısı olsun, kullanıcıların beklentilerini gerçekçi tutması da gereklilikler arasında yer alıyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap