Kripto paralar ile ilgilenen veya yatırımcı olan herkesin bir fikri var bu konuda. Ethereum ve Ethereum-Classic arasındaki kavga hem ideolojik hem de etik üzerinden yürüyor. Ama kendi fikrimizi oluşturmadan önce biraz geçmişe yolculuk yapıp ethereumun geçmişindeki kilit olaylara bir göz atalım istedik.
The DAO’nun oluşumu
Bütün ethereum ekosistemi akıllı sözleşmeler üzerine kuruludur. Daha önce hiç duymamış olanlar için; akıllı sözleşmeler, sözleşme şartlarının otomatik olarak kendi kendine uygulandığı ve ethereum ekosisteminde işlerin nasıl yürüdüğünü belirleyen programcıklarıdır.
The DAO-Decentralized Autonomous Organization(merkezcil olmayan otonom organizasyon) ise birden çok akıllı sözleşmenin bir arada çalışarak oluşturduğu ve ethereumu devrimsel bir değişikliğe sürükleyecek bir konsept olarak ortaya çıktı. Basitçe ethereum blockchainindeki DAPPlar (decentralised autonomous applications) için risk sermayesi fonlaması sağlayacak bir platform.
Finanse edilecek DAPP için söz sahibi olmak isteyenin ethereum karşılığında DAO Token satın alıp DAO ekosisteminin bir parçası olması gerekiyor. Daha sonra DAPPın, ethereum ekosisteminin küratörleri olarak adlandırılan, bilinen ve güvenilen isimler tarafından onaylanması gerekiyor. Onay alıp listelenen DAPP, DAO Token sahipleri tarafından oylanırlar ve yüzde 20 üzerinde oy alan DAPPlar fon alma hakkı kazanırlar. (kick-starter platformunun kripto para ekosistemi üzerine kurulmuş hali diyebiliriz)
DAO projesinin sunduğu şeffaflık, esneklik ve kontrol mekanizması daha önce örneğine rastlanmamış bir yatırımcı akını yarattı. Herkes pastandan payını almak istiyordu. Kurulduğu 28 gün içerisinde, platform 150 milyon dolar değerinde ethereum toplamıştı. Başka bir bakış açısı ile; o tarihte piyasada bulunan ethereumların yüzde 14’ü DAO projesinin elindeydi.
Yatırımcının beğenmediği bir DAPP onay alıp fonlama kazanırsa, ayrılmak isteyen kişi için ayrılma fonksiyonu adı ile bir çıkış kapısı da yaratılmıştı. Bu fonksiyon ile yatırımcı, DAO ya aktardığı ethereumları geri alabilir hatta isterse kendi kardeş DAO platformunu oluşturarak yeni proje teklifleri kabul etmeye bile başlayabilirdi. Tek bir şart ile; eğer DAO’dan ayrılıyorsanız geri aldığınız ethereumları 28 gün boyunca harcayamıyordunuz. Ethereum ekosisteminde ki birçok kişi bu şartın çok büyük sorunlar yaratacağına dair endişelerini bildirmiş, DAO projesi geliştiricileri ise bunu bir sorun olmayacağına dair güvence vermeye çalışmıştı ama öyle olmadı, ethereumun, ethereum ve ethereum-classic olarak ayrılmasına neden olacak fırtınanın başlangıcı oldu.
The DAO saldırısı
17 Haziran 2016 tarihinde bu açığı sömürmenin yolunu bulan birileri ortaya çıktı ve The DAO içerisinde bulunan ethereumların 3’te 1’ini çekmeyi başardı. O tarihte çalınana ethereumlar 50 milyon dolar değerinde idi.
The DAO projesinden ayrılmak isteyenin, sisteme basit bir ayrılma talebi göndermesi gerekiyor. Daha sonra ayrılma fonksiyonu iki adım takip ediyor;
- Yatırımcıya ethereumlarını elinde ki DAO Tokenlar karşılığında geri ver,
- Kayıt defterinde bu transferi kaydet ve iç hesabın mutabakatını yap.
Bilgisayar korsanının yaptığı ise ayrılma talebi içerisine bir tekrar fonksiyonu eklemek oldu ve sonuç şu şekilde gelişti;
- Yatırımcıya ethereumlarını elinde ki DAO Tokenlar karşılığında geri ver;
- Kayıt defterine transfer işlemi kayıt ettirilemeden önce tekrar fonksiyonu devreye girer ve daha fazla ethereum karşılıksız olarak saldırgana aktarılır.
Bu olay toplamda 50 milyon dolar değerinde ethereumun, kelimenin tam anlamıyla bütün yatırımcıların gözü önünde bilgisayar korsanı tarafından yaratılmış kardeş DAO’ya akmasını sağladı.
Burada bir konuya açıklık getirmek gerek; bu saldırı The DAO’nun kodundaki bir açık sayesinde gerçekleşti. Ethereum ana blockchaini ile hiçbir ilgisi yok. The DAO projesi ethereum blockchaini üzerinde çalışan bir program sadece. Ethereum kurucularından Gavin Wood’un söylediği gibi; The DAO saldırısı için ethereumu suçlamak, her web sitesi çöktüğünde internet çöktü demek gibi.
The DAO saldırısının ardından
Bu olayda suçlanacak olan her ne kadar ethereum olmasa da, insanların kripto para ekosistemine güveni genel olarak sarsılmış ve ethereumun değeri 20 dolardan 13 dolara inmişti.
Bilgisayar korsanı 50 milyon dolar değerinde ethereum çalmış ve yarattığı kardeş DAO’ya aktarmış olsa da, bunu mümkün kılan akıllı sözleşmenin kodunda bulunan, geri alınan ethereumların 28 gün boyunca kullanılamayacağı şartı sebebi ile hareketsiz bir şekilde duruyordu. Bunu fırsat bilen ethereum geliştiricileri çözüm yolları aramaya başladılar ve üç potansiyel çözüm önerisi öne çıktı:
- Kimse bir şey yapmasın
- Soft fork
- Hard fork
Kimse bir şey yapmasın
Ethereum ekosistemi içerisinde ki bir bölüm, hiçbir şey yapılmaması taraftarı idi. Nede olsa ethereum felsefesinin doğasına aykırı. Yazılmış olan kod kanundur. Çoğunluk ise bu fikirden pek memnun değildi ve soft fork için oy kullandılar.
Soft Fork Nedir?
Herhangi bir blockchainin güncellenmesi gerektiğinde bunun iki yöntemi var; soft fork ve hard fork. Soft forku, geriye dönük uyumluluğu olan bir yazılım güncellemesi gibi düşünebiliriz. Bilgisayarınızda MS Exel 2005 kurulu olsun ve 2015 sürüm Exel ile yaratılmış bir dosyayı açmak isterseniz, Exel geriye doğru uyumlu olduğu için bunu başarırsınız ancak Exel 2015 sürümü ile gelen bir özelliği görüntüleyemezsiniz.
Basitçe ethereum geliştiricilerinin planladığı, kullanıcıların güncelleyip güncellememeye kendi karar verdiği ama güncellesin güncellemesin herkesin birbiri ile iletişimde kalabildiği bir soft fork idi. Bilgisayar korsanları tarafından çalınan ethereumların tamamen devreden çıkartılıp yok sayıldığı bir çözüm planlanıyordu. Ethereum ekosisteminin büyük çoğunluğunun hemfikir olduğu bu plan başarılı olacak gibi görünüyordu ancak başka bir tehlikeyi beraberinde getiriyordu: DOS (denial of service) saldırısı.
Soft Fork DOS saldırısı
Ethereum ekosisteminde ki madencilik işlemleri GAS ile ödüllendiriliyor. Bu sistem DOS saldırılarının önüne geçiyor. Eğer kötü amaçlı birileri ağı yoğun işlem gerektiren transferler ile doldurarak saldırmak ister ise işlemler için yüklü miktarda GAS ödemesi gerekeceğinden pekte pratik bir yaklaşım değil. Ancak gerçekleştirilmesi planlanan soft fork sırasında saldırgan bu sistemin arkasından dolanmanın bir yolunu bulabilir ve neredeyse hiç GAS ödemeden kötü amaçlı kodunu madencilere çalıştırtabilirdi. Bu sebeple soft fork seçeneği tamamen ortadan kalkmış oldu ve geriye sadece hard fork seçeneği kaldı.
Hard Fork nedir?
Sof fork ve hard fork arasında ki en temel fark, hard forkun geriye dönük uyumluluğunun olmaması. Bir kere uygulandığı zaman geri dönmenin herhangi bir yolu yok. Güncellemeye katılmadıysanız güncelleme yapan kullanıcılar ile herhangi bir iletişiminiz olamaz.
Ana ethereum blok zincirinin DAO saldırısının hemen öncesinde ki bloğundan (blok 1.920.000) bir ayrılma gerçekleşti ve tamamen ayrı iki blockchain ortaya çıktı. Yeni yaratılan blockchain Ethereum (ETH) ismini aldı.
Bu hard forkun temel amacı, The DAO projesine ethereum göndermiş herkese tek bir ödeme fonksiyonu olan bir akıllı sözleşme ile geri ödeme yapılması idi. Her 100 DAO için 1 ETH geri ödeme yapılacaktı ve bu durum ciddi tartışmalara yol açtı. Hard fork karşıtı olanlar güncelleme yapmayı reddetti ve orijinal blockchaine sadık kalarak Ethereum-Classic(ETC) adı ile yollarına devam etme kararı aldılar.
İşte bu nokta ethereum ve ethereum-classic arasında gitgide alevlenen kavganın çıkış anı idi. Ethereum kurucularından Gavin Wood’un, bitcoinin doğumundan beri gerçekleşen en önemli olay olarak nitelendirdiği bu ayrım sonucu çıkan kavga hem etik hem de ideolojik açıdan çok önemli.
Peki ethereum kurucuları Vitalik Buterin ve Gavin Wood gibi ağır isimlerin bir yaratılan yeni blockchaini desteklemelerine rağmen eski blockchain neden devam ediyor? Bu sorunun cevabı biraz kripto para felsefesi ile ilgili. Kripto paralar ilk duyurulduklarında temel olarak mevcut finans siteminde ki çürümeye bir tepki olarak ortaya çıkmışlardı. Blockchainlerin susturulamaz yapısı insanların kaprislerinden ve hırslarından etkilenmemesi içindi. Bu sebeple hard-fork karşıtları, eğer tek bir saldırı ile blockchaini değiştirebiliyorsanız bunun neresi susturulamaz argümanı ile ortaya çıkıyorlardı. Greyscale CEO’su Barry Silber gibi kripto-idealistlerinin ethereum-classic arkasında toplanmasının nedeni bu görüştür. Ama ethereum-classic te de göz ardı edilemeyecek sorunlar vardı.
En temel sorun ETC’nin geriye dönük uyumluluğunun hard fork ile ortadan kalkması. Buterin ve Wood gibi ağır isimlerin ETH’e geçmesi demek gerçekleşecek yeni güncellemelerden yararlanamayacakları anlamına geliyor ki böyle de oldu. Hard fork sonrasında ETH Proof of Work (POW) algoritmasından Proof of Stake(POS) algoritmasına geçiş yaptı ve ETC bu güncellemeyi yapamadı.
Bunun da ötesinde bazı komplo teorisyenleri ETC’yi ethereuma yapılmış bir saldırı olarak gördüler. ETH karşıtlarının ethereumun gözden düşmesi için planlanmış olduğu savunuldu.
Kim ne derse desin ethereumun yeni formu ETH. Geliştiricilerinin en önemli isimlerinin de ETH’e geçmesi bunu gösteriyor. Ayrıca ETH çatallanmadan beri bir çok yenilikle güncellenirken ETC’de pek bir hareket yok. ETH’in oluşmasının tek bir nedeni var; kripto para tarihi boyunca gerçekleşmiş en büyük saldırıdan zarar görmüş kişilere yatırımlarını geri verebilmek. ETH aynı zamanda böyle kötü bir olay karşısında topluluğun bir araya gelerek beraberce bir çözüm üretip zafere ulaşması açısından da önem arz eder.
Ama önceden de söylediğimiz gibi ETH, blockchain felsefesinin susturulamaz ilkesine tamamen zıt bir çözüm. Kodun kanun olduğu fikrine tutunanlar için ETH ethereum a yapılmış bir darbe idi ve blockchain olduğu gibi kalmalıydı. Önümüzde ki yıllarda başka bir hard fork olmayacağının garantisini kim verebilirdi. Ya başka başka ethereumların oluşmasını sağlayacak birçok hard fork olursa? (gerçi ethereum ekosistemindeki çoğunluğun bu konuda oy kullanması gibi düşük bir olasılık ama gerçekleşebilir) bu durum ethereumun değerini genel olarak düşürmeyecek mi?
Ethereum ve Ethereum-Classic’in artılarını ve eksilerine bakalım
Ethereum-Classic
Artılar
- Blockchainlerin susturulamaz olduğu ilkesinin arkasında duruyor
- Son dönemde birkaç ağır isim desteklemeye başladı
Eksiler
- ETH blockchaininde yapılan yeniliklerin hiç birine erişimi yok.
- Ethereumun ağır isimleri Buterin ve Wood ETH tarafına geçti
- Ethereuma bir saldırı ve hakaret olarak kabul ediliyor
- Sahtekarlarla dolu olduğu iddia ediliyor
Ethereum
Artılar
- Çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve büyüyor.
- Ethereumu yaratan ekip bu yoldan ilerliyor
- DAO saldırısında zarar görenlerin zararlarını karşıladılar
- Sürekli güncelleniyor
- ETC’den çok daha yüksek hesaplama gücüne sahip (Hash Rate)
- Ethereum toplumununu bir sorun karşısında nasıl bir araya gelerek başarılı bir çözüm ürettiğinin örneği
- Enterprise Ethereum Alliance (EEA) ismi ile 200 den fazla şirketin bir araya gelerek kurduğu grup blockchain ve akıllı sözleşme teknolojisini Fortune 500 şirketlerine uygulamak için çalışıyor. Üyeler arasında Microsoft, JP Morgan, Toyota ve ING gibi isimler var.
Eksiler
- Susturulamaz ilkesine karşı çıktı
Ethereum tarihi içerisinde her iki tarafı da inceledikten sonra yatırımcı elbette kendi kararlarını vermeli. Ancak ethereumun blockchain ve akıllı sözleşme teknolojisi ile dünyaya kazandıracakları içerisinde yer almak isteyen ETH tarafında durmalı. ETH karşıtlarının tartışmalara sundukları ideolojik argüman tabii ki kabul edilmelidir ancak bu ölçekte bir saldırıya karşı böyle bir topluluğun da sessiz kalması beklenemez.
Sonuç olarak Ethereum çok ciddi bir felaketten sonra muhteşem bir dönüş sergiledi ve vaat ettiği şeyleri gerçekleştirmek için emin adımlarla yoluna devam ediyor. Ethereum sadece bir kripto para birimi değil, üzerinde projelerin geliştirilebildiği çok ciddi bir platform. EEA gibi bir organizasyonu da arkasına alarak ciddi gelişmelere ön ayak olacak. ETC için aynısını söylemek pek mümkün değil. Ethereum ailesi içerisinde hep kara koyun damgasını taşıyacak.