Bu yıl 2.si düzenlenen UXistanbul konferansı pek çok profesyonelin bulunduğu çekirdek bir katılımcı profiliyle gerçekleşti. Konferansa, firmalarında UX çalışmalarını mevcut projelerine entegre edebilmiş veya gelecekteki projelere entegre etmek isteyen, firmalarına UX kültürünü yaymak ve uzmanlık alanına UX bakış açısı eklemek isteyen profesyoneller katıldı.
Konferans konuları ve içerikleri UX farkındalığının giderek arttığı günümüze uygun şekilde seçilmişti. UX farkındalığına sahip herkesin vizyonuna katkıda bulunacak bir konferans oldu. UX yaklaşımının bugün nerede olduğunu, nereye yönlenebileceğini tanımlayan, UX çalışmalarının firmalarda ve projelerde nasıl konumlanabileceğine yönelik ipuçları veren, tatmin edici bir konferanstı.
UXservices'tan Barış Sarıalioğlu (Yönetici Ortağı) Turkey User Experience Report'tan veriler paylaştı. Türkiye'de UX açısından gelinen durumu, UX konusuna genel bakış açısını tanımladı. Hangi pozisyonlardaki çalışanların konuyu sahiplendiğini ve yönlendirdiğini, UX çalışmalarının projelere entegre edilmesi/edilmemesi süreçlerini ve bu süreçlerdeki sorunları ve yönelimleri tanımlayan bir açılış konuşması yaptı.
Cathy Wang ( Tasarım ve Dönüşüm Direktörü - Futurice) "Better Services Through Business Design" konulu konuşmasında tasarım odaklı yaklaşım (design thinking) ile iş odaklı yaklaşım (business thinking) arasında bir karşılaştırma yaptı. İki modelin de bir problem çözmek amacıyla yola çıktığını, tasarım odaklı yaklaşımın problemi bütüncül olarak anlamaya yönelik bir pratik sunduğunu belirtti. Bir işi yaparken kullanılacak araçların ve verilerin değişebileceğini, fakat kullanıcıyı odağına alan, tasarım odaklı bütüncül bir yaklaşımın her iş modeline uyarlanabilir bir model olduğunu belirtti. Konuşmanın sonunda, kullanıcının "anlamlı" olarak tanımlayacağı ürünler üretmek hedefininin öneminden bahsettti.
Stijn Nieuwendijk (Kıdemli Kullanıcı Deneyimi Uzmanı- Valsplat) "Embedded UX Research: Agile&Deep" konulu konuşmasında araştırma sürecinin katkılarından bahsetti. Kullanıcı odaklı bir yaklaşım ile kullanıcının kim olduğu, kullanıcı ihtiyaçlarının ne olduğu, ürünün kullanıcının hangi ihtiyacı ile nasıl etkileşim kuracağı gibi soruların hepsinin detaylı bir araştırma sürecinden geçmesi gerektiğini vurguladı. Sorulan her sorunun kanıta dayalı şekilde cevaplanmasının öneminden bahsetti.
UX araştırmalarını takımınıza entegre edin, araştırma yapmanın kullanıcı deneyimine katkısının sürekliliği için probleme/ihtiyaca yönelik yöntemleri, gerekli aşamalarda tekrarlayarak bir "ritm" yakalayın ve bunu bir takım çalışması olarak yapın.
tavsiyeleri ile konuşmasını bitirdi.
Emrah Yayıcı (Yönetici Ortağı - UXservices) "UX & Art How to Apply Artistic Perspectives in UX Design" konulu konuşmasında, cazibeli ürünler geliştirmek için işin içine sanat katmak (artful thinking) gerektiği yaklaşımını sundu. Kullanıcının dışavurduğu duyguları farkedebilmek ve bunları ürüne entegre ederek kullanıcıyı yakalamak amacının UX yaklaşımına özel, yeni bir yaklaşım olmadığını belirtti. UX bakış açısını kavrayabilmek için Paul Klee, Kandinsky gibi sanatçıların eğitim verdiği Bauhaus Okulunu, Paul Cezanne, Da Vinci gibi sanatçıların eserlerini analiz etmenin ve anlamanın UX bakış açısına bulunacağı katkıları işaret etti. Sanatçıların eserleri üretim süreçlerinde, UX uzmanlarıyla benzer bir analiz sürecinden geçtiğini vurguladı. Kullanıcıları anlamak için empati gerektiğinden, tüm süreçlerde mühendislik ile sanatsal bakış açısının birlikte çalışmasının öneminden bahsetti.
Thomas Balduff (Orta Avrupa Mobil Yöneticisi - Adobe) "Mobile: A Catalyst for Digital Transformation" konulu konuşmasında kullanıcı ile daha fazla etkileşim için mobilin yarattığı katalizör etkisinden bahsetti. Mobil cihazların kullanımının masaüstü cihazlara göre daha yaygın olduğu (dijital medyanın %60 olarak mobil cihazlardan görüntüleniyor) ve gittikçe daha fazla yaygınlaştığı (geçen yıla göre %50 oranında artış) konularını verilerle destekleyerek anlattı. Responsive tasarımın mobil deneyim için yeterli olmadığını, ürünün kullanıcı ile daha fazla etkileşime geçebilmesi noktasında aplikasyonların çok değerli olduğunı söyledi. Genel yaklaşımın aksine,
Eğer aplikasyonunuzu ilk kez kullanan kullanıcıya, aplikasyonun nasıl kullanılacağını anlatma ihtiyacı duyuyorsanız, kesinlikle yanlış bir tasarım yapmışsınız demektir.
sözüyle kendi yaklaşımını ortaya koydu. Bunun yanısıra, şirketlerin ürün geliştirmek için UX uzmanlarıyla işbirliği yaptığı durumlarda, karar vericinin günümüzde hala yaygın olan şekilde üst ve orta yönetim olduğunu belirtti. Fakat kullanılabilirliği yüksek ürünler ortaya çıkarabilmek için işin uzmanlarının yaklaşımının dikkate alınmasının gerekliliğini ortaya koydu. Firmaların sürece bakış açısını geliştirmeye yönelik dönüşümsel çalışmaların doğru bir yaklaşım olacağından bahsetti.
"Introducing UX into the Corporate Culture" adlı panelde UXservices'tan Pınar Cinali'nin moderatörlüğünde, Intertech'ten Ceyda Güzel (Kullanıcı Deneyimi ve Standardizasyon Yöneticisi), Garanti Teknoloji'den Ömer Arı (Kıdemli Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı), Arçelik A.Ş.'den Özgür Mutlu Öz (Kıdemli Kullanıcı Deneyimi ve Endüstri Ürünleri Tasarımcısı) ve Tubitak'tan Yavuz İnal (Proje Yöneticisi) ile sürdürülebilir UX stratejisinin takımlara nasıl entegre edildiği, UX kültürünü kurum kültürüne katmak aşamalarında nasıl bir yöntem izlendiği konuşuldu. Bu panel ile, ürün ne olursa olsun kullanılabilirlik ve fonksiyonalitenin gerekli olduğu vurgulandı. Şirketlerin UX kültürünü benimsemesinin ve yönetimlerin bu kültürü oluşturmaya açık olmasının çok önemli olduğunun altı çizildi. Tüm çalışanların UX bakış açısına aşina olmasının, UX uzmanlarının sürece dahil edilmesinin öneminden bahsedildi. UX konusunda yapılan yatırımların geri dönüşünün ölçümlenmesinin de çok önemli olduğu söylendi. Erişilebilirlik açısından toplumun %12'sini oluşturan engelli insanların deneyimini göz ardı etmeyen fakat kalan %88'lik kısımdan da ayrıştırmayan bir deneyim tasarımı yaklaşımının önemi, katılımcıların soruları ve konuşmacıların pozitif ve bilinçli yaklaşımları ile vurgulandı.
Son oturumda Jonah Jones (Ürün Tasarımı Yöneticisi - Facebook) "Riff by Facebook: Lessons Learned From Building a Collaborative Video App" konulu konuşmasında "video paylaşımını arttırmak" hedefiyle yaptıkları Riff uygulamasından bahsetti. Araştırma aşamasında kullanıcının paylaşım yapmasının önündeki psikolojik bariyerlerin tespitinin sorunu çözmekteki kolaylaştırıcı etkisini anlattı. Kullanıcıyı paylaşım yapmaktan alıkoyan psikolojik etkenlerin "arkadaşları spamlıyor olmak, videonun haber akışı içinde nasılsa kaybolacağı düşüncesi, çektiği videonun tepki çekme, tuhaf bulunma ihtimali" olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Kullanıcıları önceden belirlenmiş bir konuda video çekmek ve paylaşmaya yönlendirmek için bir uygulama tasarlamak fikrini , tüm dünyaya hızlıca yayılan "ice bucket challenge"dan ilham alarak bulduklarını söyledi. Bu uygulama sayesinde kullanıcılar, arkadaşlarını spamlamıyorlardı, çünkü sadece videoları izleyen kişilerle etkileşime geçiyorlardı. Bu videolar belirli konularda çekildiği ve aynı konuda bir çok insan video çektiği için, ne kadar çılgınca olursa olsun kullanıcı videoyu paylaşmaktan çekinmiyordu. Böylece süreçten öğrendikleri 3 dersi şu şekilde açıkladı:
İyi bir arayüz ile projeyi destekle, net bir hedefe yönel, psikolojik bariyerleri ortadan kaldır.
Sonuç olarak, kullanılabilirlik, erişilebilirlik, sürdürülebilir UX, fonksiyonalite, kullanıcı odaklılık gibi anahtar kelimelerle, UX kültürünün yaygınlaşması ve projelere entegre edilmesinin öneminin, UX yaklaşımının herkesi ilgilendiren bir konu olduğunun vurgulandığı bir konferans oldu UXistanbul.
Kullanıcı deneyimi konusunda daha fazla farkındalık sahibi olacağımız günlere diyelim :-)