Oğlum Çınar’ın, henüz 5 yaşındayken o meşhur tekerlemeyi “Bir robot bir robota gel beraber robotistanda bir robot dükkanı açalım demiş” şeklinde söylediğini duyunca küçük bir irkilme yaşamıştım. Robotlar gümbür gümbür geliyorlar ve biz buna gerçekten hazır mıyız?
Patronunuz bir gün sizi odasına çağırıp yerinize bir robotu işe aldığını söylediğinde şimdiki kadar robotsever olacak mısınız? R2-D2’si olsun, Asimo’su olsun, Wall-e’si Chappie’si olsun; tüm iyi niyetli ve sevimlilik muskası robotlara sinkaflı küfürler savuracak mısınız? Daha fenası, sevgilinizin sizi bir robot için terk ettiğini (olmaz demeyin) düşünün. Tamam, böyle dedim diye lütfen kesme tahtasıyla mutfak robotunu dövmeyi düşünmeyin.
Geçmişte çoğunlukla korkunç ve tehditkâr bir surette tasvir edilmişti robotlar. Galiba son korkunç robot Terminatör idi. Robocop bize belki de ilk defa “robotlar da sever” diye düşündürttü. Daha pek çok kötü ve iyi robot geldi geçti yazı, çizgi ve sinema dünyamızdan. Hayali değil de, gerçek robotlar hayatımıza ufak ufak sokuldukça ne denli sevimli ve dünyalar tatlısı olabileceğini görmeye başladık. Kim derdi ki şarj etmesek toz içinde kenarda duracak bu robotlar gün gelecek işimizi elimizden alacak. Bakmayın makara yapıyor göründüğüme. Durum ciddi. Birkaç 10 yıl sonra bunun gibi satırları size benim yerime bir robot arkadaş yazıyor olabilir.
Ne robotlar sövdüm zaten yoktular
İnsan yapımı robotlar, insanların iyi ve kötü özelliklerini taşıyacak bunda hemfikiriz sanırım. Günümüz bilim-kurgu eserlerinde de büyük etkisi olan ve robot fikrini var eden Isaac Asimov’un o ünlü “3 Robot Yasası” çiğneneli epey oldu. Ne demişti Asimov?
- Bir robot her ne için olursa olsun, insanlığa zarar veremez veya hareketsiz kalarak insanlığın zarar görmesine izin veremez.
- Bir robot, birinci kurallarla çelişmediği sürece, insanlar tarafından verilen komutlara itaat etmek zorundadır.
- Bir robot, kendi varlığını ve bütünlüğünü korumak zorundadır. Çünkü üretimi çok pahalıdır.
Robotların, faaliyetleriyle bir kesimi mutlu ederken, başka insanları mutsuz ettiğini kavrayabilecek bir kapasiteye ulaşmalarını beklemek günümüz koşullarında fazla safça olur. Robot Yasası, insanlığın terk etmek üzere olduğu pek çok romantik kuralların küçücük bir parçası. Son 10 yıldır savaşlarda kullanılan ve giderek görevleri artırılan “asker robotlar” bir başka yazının konusu. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, işimizi elimizden almak için gün sayan hain robotlardan bahsediyoruz bu yazıda. Vahşi kapitalizmin yılmaz neferlerine dönüşecek robot arkadaşlar hangimizin papucunu dama attıracak, meslek değiştirmeye ne zaman başlamalıyız, ileri robot dövme teknikleri nelerdir gibi konulara bu yazımızda değineceğiz. (Sonuncusu elbette şaka, şiddeti sevmiyoruz!)
Robotlar, 2020’de milyonlarca iş kolunu etkileyecek
Geçtiğimiz hafta Davos’un buz gibi sularından gelen haberlerden biri, “2020’de 5 milyon iş kolunda çalışanların yapay zeka, biyoteknoloji ve robotlar yüzünden işsiz kalacağı” oldu. Dünya Ekonomik Forumu’nda duyurulan bu rapor, özellikle beyaz yakalı çalışanların “dördüncü sanayi devrimi”nin tehdidi aldında olduğunu bildiriyordu. Robotların uzun süredir otomasyon alanında ciddi görevler üstlendiğini, şirketlere önemli avantajlar sağlarken, milyonlarca insanı işsiz bıraktığını biliyoruz. En azından bir defa televizyonda otomobil fabrikasında robotların nasıl üretim yaptığını görmüşsünüzdür. Bu gelişmenini hem robot donanımları hem de yapay zeka alanında katlandığını hesap edersek, yakın zamanda sizlerin de işini tehlikeye atabileceğini söyleyebiliriz. Davos’ta, uzun vadede istihdam sorununun ortaya çıkmaması için alınması gereken tedbirler üzerine de konuşuldu.
Bugün ilkokula giden çocukların %65’i, henüz var olmayan işlerde çalışacak. Yani çocuklara “büyüyünce ne olacaksın” diye sorduğunuzda cevap verememesini anlayışla karşılamalısınız.
Yaparsa yine Google yapar
“Benim yaptığım işi bir robot nasıl yapacak Allah’ını seversen” dediğinizi duyar gibiyim. Gelecekte çok daha vasıflı robot nesilleri gelecek. Hızlı öğrenecekler, şikayet etmeyecekler, pazartesi sendromu yaşamayacaklar, sıkılmayacaklar ve sizi sinirlendirmek istemediğim için buraya yazmadığım pek çok şeyi daha yapmayacaklar. Yani patronlar için ideal çalışan. Fotokopi makinesi gibi çalışanlar da demirbaş olacak yani.
Şimdiye kadar robotlar çoğunlukla el emeği göz nuru gerektiren işler yerine rutin, tekrara dayalı ve temel işleri yaptılar. Akıllı makineler işin rengini değiştirmek üzere. Teknoloji devleri robot işine önemli yatırımlar yapıyor. Google, dünyanın en hızlı robotunu geliştiren Boston Dynamics’i Aralık 2013’te satın almıştı. Sonrasında şaşırtıcı ve muhteşem videolar yayımlamaya başladılar. Cheetah adlı robot, adının hakkını vererek Usain Bolt'tan daha hızlı koşabiliyor. Google’ın zamanı ve parası bol. 10 yıllık bir robot stratejisi belirlediler. Drone’larla paket dağıtımı yapmayı planlayan Amazon örneğinde olduğu gibi Google'ın amacı da bir internet şirketi olmaktan çıkıp teknoloji şirketine dönüşmek. Ev ve ofislerde asistan robotlar ve temizlikçi robotlar da uzak olmayan gelecek planları arasında yer alıyor. Elindeki milyarlarca dolar birikimle bolca deneme yapma lüksüne sahip. Günümüzde pratik olmayan bir uygulama, gelecekte son derece kârlı bir seçeneğe dönüşebilir.
İşsiz kalacaklar yeni beceriler geliştirecek
Bank of America tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, robotların üretimde bugün üstlendiği %10’luk görev oranı, 2025 yılında % 45’e ulaşacak. Risk sıralamasında ilk sırayı veri analistleri ve bankacılar alıyor. İşinin ehli robotların ticarileşmeye başlamasından sonra, yaygınlık kazanmalarını sağlayacak ses süreç, fiyatlarının düşmesi olacak. Yani istihdam konusunda tehdit ilk küçük dalgadan sonra dev bir tsunamiye dönüşecek.
Günümüzün işçi robotlarının fiyatlarında son 10 yıl içinde %22 oranında düşüş yaşandığı da raporda yer alan bilgiler arasında yer alıyor. Robotların öğrenme, ses ve yüz tanıma, konuşma yeteneklerinin artması, kullanım alanının çok hızlı biçimde artmasını sağlayacak. Düşük işgücü maliyeti ve yüksek verimlilik için şirketler pozisyon alırken, benzer bir durum ülke ekonomileri için de geçerli. Günümüzün üretim devi ülkeleri (evet Çin) robot faktörü karşısında nasıl refleks geliştirecek, bunu göreceğiz.
Robotların iş gücü olarak kullanımı, pek çok olumlu ve olumsuz gelişmeyi tetikleyecek ve kuvvetle muhtemel ki, insanlar arasındaki eşitsizliği dramatik biçimde artıracak. Düşük ve orta beceriler gerektiren işler robotların ilk hedefi olacak. Benzer bir durum Sanayi Devrimi sırasında da yaşandı. Makinelerin üretimde kullanılmaya başlanması, pek çok el işçisini zor durumda bıraktı. Onlar da kendilerini farklı beceriler konusunda geliştirmek durumunda kaldılar. Bu defa da benzer bir çıkış ve yeni beceriler için itekleyici olur mu bilemiyorum.
İşçi katili robot!
Geçtiğimiz yaz Volkswagen'in, Almanya'nın Baunatal kentindeki fabrikasında bir işçi, üretim robotu tarafından öldürüldü. Volkswagen'den yapılan açıklamada, "hayatını kaybeden işçinin üretim robotunun montajı için tesise geldiğini, montaj sırasında robot kolunun işçiyi yakalayıp metal levhaya çarptığını" belirtti.
Şirket yönetimi her ne kadar bu kazanın insan hatası sebebiyle meydana geldiğini söylese de bu olayı bir kenara not edelim derim.
Hangi meslek grupları topun ağzında?
Gelelim yazının en civcivli kısmına. Raporda yer alan bilgilere göre, risk grubundaki iş kolları farklı yüzdelerle gruplandırılmış. İdari personel, spor hakemleri, modeller (oyuncu olurlar), el işçileri (zanaatkarlar), tamirciler, bilgi işlemciler ve emlakçılar (ay inşallah!) %90’lık risk grubunda yer alıyor. Yine bu yüksek dilimde yer alan iş kolları arasında rehberler, kasiyerler, sigorta satış acenteleri, perakende satış elemanları, vergi denetimcileri, tele marketçiler, muhasebeciler ve katipler yer alıyor.
Bir süre daha idare edebilecek meslek grupları ise %80’lik riskle taksi şoförleri, fırıncılar, kasaplar, eczacılar, garsonlar ve bunlara yakın hizmet sektörü çalışanları yer alıyor.
Yelpazenin diğer ucunda, yani risk oranı en düşük meslek ise doktorlar, psikologlar ve din adamları. Empati, sezgi ve sosyal beceri gerektiren işler teknolojik tehditten en uzak olanlar. Listede psikolog/psikiyatrlar, güvenlik görevlileri, öğretmenler ve sanatçılar da yer alıyor fakat ben bu ikinci kısım konusunda emin değilim. Yani uzun lafın kısası, robotlar hepimizi döver.