Teknoloji dünyasında son birkaç yıldır en dikkat çeken şirketlerden bir tanesi şüphesiz Uber. Yaptığı hamleler, girdiği rekabetler ve stratejileriyle şirket hakkında konuşturmaya da devam ediyor. Peki Uber'i bu başarıya taşıyan en önemli faktörler neler?
Uber'i başarıya taşıyan stratejinin başında ''her zaman, her yerde'' ol hedefi geliyor. Bugün birçok girişim veya şirket kullanıcıların en fazla olduğu platformlarda olmayı tercih ederken geri kalan görecili olarak daha düşük kullanıcıya sahip platformlarda olmayı tercih etmiyor. Bugün ise Uber aracını Apple Watch, Pebble, Microsoft Band 2'den çağırmanın ötesinde Slack ve HipChat gibi uygulamalar üstünden bile çağırabiliyorsunuz. Bu da Uber'i her zaman platformdan erişilebilir bir uygulama yaparak rakipleriyle rekabetinde elini güçlendiriyor.
Bir fikir ortaya çıkarmak ardından taslaklarını hazırlamak ve son olarak hayata geçirmek girişimler için göründüğü kadar kolay bir başlangıç değil. Uber'in bir diğer avantajı da planladığı hamleleri sahip olduğu geliştirici ekibi ve ürün ekibiyle birlikte hayata geçirmekte oldukça başarılı olması. Ürünün hayata geçirmesiyle birlikte takibi işler bitmiyor, birden fazla platformda yer alan uygulamanızın aynı performansta çalıştığından da emin olmalısınız. İşte bu noktada Uber bunu doğru bir şekilde sağlıyor. Uygulama onlarca farklı platformda yer alıyor ve doğru bir şekilde çalışıyor. Bugün iOS ve Android'e kıyasla çok az kullanıcıya sahip olan Windows Phone platformunda bile uygulama doğru bir şekilde çalışıyor ve Uber tarafından ciddiye alınıyor. Bu da alternatif platformlarda yer alan kullanıcılar tarafından tercih edilmesini sağlıyor, çünkü rakipleri her durumda Uber kadar alternatif platformlara eğilemiyor.
Bir tarafı fiziksel durumlara bağlı diğer tarafı tamamen teknolojiyle iç içe olarak Uber'in bir diğer doğru hamlesini de yazılım geliştiricilerle kurmaya çalıştığı işbirliği strateji olarak gösterebiliriz. Yazılım geliştiricilere açtığı API ile geliştiricilerin kendi uygulamaları içerisinde Uber aracı çağrılabilmesinin önünü açan şirket hem kendi içinde onlarca platformdaki uygulamalarını geliştirirken diğer yandan da önemli derece eforunu dışarıdaki geliştiricilere ayırıyor. Ancak bu tabi ki şirkete daha fazla kullanıcı, bilinirlik ve pazar payı olarak geri geliyor.
Son olarak ise söyleyebileceği Uber'in ''kapsamı''. Şirket teknolojisini ve uygulamalarına bu kadar fazla efor harcarken diğer tarafta dünyanın tüm büyük şehirlerinde sıklıkla Uber aracı görebiliyorsunuz. Örnek vermem gerekirse şu an yaşadığım New York'ta dışarıdaki reklam panolarının büyük bölümünde sizi Uber şoförü olmaya çağıran reklamlar var. Hatta şirket düzenli çalışma saati sözü verdiğinizde aylık 7 bin dolar garanti para ödeyeceğini dahi bu reklamlarda belirtiyor. Yollarda en az sarı taksi kadar Uber aracı görüyorsunuz. Şirket erişebilirliğini arttırmak için araç sayısına çok büyük boyutlarda yatırım yapıyor ve bu da onu kullanıcıların gözünde her zaman ve her yerde erişilebilir bir şirket yapıyor. Tüm bu stratejiler toplandığında ise değerlemesi 50 milyar dolardan fazla ulaşmış ve ulaşımın kurallarını yeniden tanımlamış bir şirket ortaya çıkıyor.
Görsel Kaynak: Prathan Chorruangsak / Shutterstock.com