Türkiye'deki en zor iş birine para göndermek. Neyse ki Bitcoin ve PayPal var da bazılarımız işini biraz olsun kolaylaştırabiliyor. Ama geriye kalanlar hala korkunç havale ve EFT sistemlerini kullanmak zorundalar.
Yukarıdaki cümleyi okuduğunuza göre şimdi bu Arda ne diyor diye düşünüyorsunuzdur...
Aslında bu cümleler bana ait değil... Buna benzer bir cümleyi dün gece Mastercard Send ile ilgili haberin giriş cümlesinde TechCrunch'tan John Biggs yazdı. Ben de cümleyi biraz değiştirerek bize uyarladım. Saçma oldu değil mi? Türkiye'de saniyeler içinde havale hesaba geçerken, EFT'ler dakika sürerken haliyle giriş cümlem sizi şaşırtmıştır, mantıksız gelmiştir.
John'un yazdığı metin tam olarak şöyleydi, referans olması için aşağıda paylaşıyorum:
Sending money is hard. Sure we’ve got bitcoin for some and Paypal for some more and the horrible SWIFT and ACH systems for the rest of us schlubs but no one has quite cracked the money transfer trick. MasterCard Send is a good start.
Amerika'da para transferi yapmak ciddi bir sorun ve standart havale, EFT gibi yöntemlerde bile günler sürüyor transferin gerçekleşmesi. Bu sebeple kişiden kişiye (P2P) para göndermek üzerine kurgulanmış modellere ilgi fazlasıyla yüksek. Bankacılık dışı popülasyonun nüfusa oranının da %33 civarında olduğunu göz önüne alacak olursanız, bu tür servislerin neden ilgi gördüğünü anlamak çok daha kolaylaşıyor.
Özetle,
Amerika'dan doğmuş, Silikon Vadisi'nde milyonlarca dolar yatırım almış girişimleri farklı coğrafyalarda özellikle de Türkiye'de klonlarken ya da benzerlerini hayata geçirirken bu gerçeği unutmamak gerekiyor.
İhtiyaçlar ülkeye göre büyük farklılıklar gösterir ve siz girişiminizi planlarken sadece Amerika'da ne kadar yatırım almış, ne kadar değerleme yakalamış diye düşünerek hareket ederseniz başarı için yeterli şansınız olmayacaktır.
Bu yazdıklarımı okurken son zamanlarda Amerika'da büyük ses getirmiş ve Türkiye'de birçok girişimcinin iştahını kabartan birkaç şirketi ve iş modelini düşünün, değerlendirin lütfen. Ben hızlıca sohbeti açmak için birkaç şirket yazayım. Sizce bu şirketlerin Türkiye versiyonları içinde bulunduğumuz coğrafyaya, yaşam kültürüne uygun mudur? Hangileri Türkiye'deki tüketici için elzemdir, hangileri değildir?
Magic SMS ile istediğiniz herşeyi size tedarik edip gönderimini sağlayan servis. Türkiye'deki bir dönemler ismi çok duyulan Backup gibi bir hizmetin SMS üzerinden ilerleyen hali diyebiliriz. Şu anda çok talep gördüğü için aylık 100 dolar ödemeyi kabul edenleri öncelikli olarak hizmete dahil ediyor.
Postmates Evlere servis yapmayan mekanlardan sizin için istediğinizi alıp getiren bir hizmet. Örnek veriyorum, Starbucks'tan kahve istiyorsunuz, 5-10 dolar ek ücret ödeyerek adresinize getirtebiliyorsunuz. Çoğunlukla restoranlar için kullanılıyor şu anda.
LendingClub Kredi pazaryeri. Yatırımcılar kredi ihtiyacı olan kişilere 35 bin dolara kadar kredi sağlıyorlar.
Shyp Sizin için gönderilerinizi teslim alan, paketleyen ve dünyanın istediğiniz yerine gönderimi sağlayan bir tür kargo/kurye şirketi.
Instacart Meyve, sebze siparişlerinizi sizin için yaptıran bir servis.
Alfred Ayda 99 dolara kişisel yardımcınıza sahip olabildiğiniz servis. Ev temizliğinden, market alışverişinize otellerdeki butler hizmetini günlük hayata getiriyor.
Bu şirketlerin hepsinin ya önemli yatırımları var, ya da yakında olacak. Liste uzayarak devam edebilir, ben hızlıca aklıma ilk gelenleri yazdım. Bu yazdıklarım dışında dünyada dikkatinizi çeken şirket var mı? Varsa, Türkiye'de söz konusu modelin başarı potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
(Görsel: Margo Harrison/Shutterstock)