Twitter, demokrasinin temel öğelerinden biri olan ifade özgürlüğü için müthiş bir platform. Teoride veya erişim engelleme tecrübelerinden yola çıkarak bunun pratikte de böyle olduğunu söyleyebiliriz. Ancak soru(n) şu: Twitter gerçekten demokratik bir platform mu?
Bu soruyla yola çıkan Cornell Üniversitesi'nden akademisyenler, bireylerin sosyal medyayı ana akım medya dışında bilgi yayabilecekleri ve gündem yaratabilecekleri bir araç olarak kullanacağı, böylelikle sosyal medyanın katılımcılığı arttıracağı hipoteziyle bir araştırma yaptılar.
"Rising Tides or Rising Stars?: Dynamics of Shared Attention on Twitter during Media Events" başlıklı araştırma için 2012 yılında Amerika'da başkanlık seçimi kampanyaları sırasında "politikayı yakından takip eden" 193 bin 522 Twitter kullancısına ait yaklaşık 300 milyon tweet analiz edildi.
Araştırmacıların beklentisi, yılın belki en çok ilgi çeken politik olayında, olabildiğince farklı ses duymaktı. Ancak sonuç, araştırmacıları bile hayal kırıklığına uğrattı. Zira, araştırmacılar, kullanıcıların bu potansiyeli kullanmak yerine, ilgilerini halihazırda var olan "yıldız"lara toplu bir şekilde yönelttiğini buldular.
Yani insanlar, Twitter'da "yıldız"ları retweet etmeyi kendi yorumlarına tercih ettiler. Bu yıldızların en popüleri, liberal komedyen Bill Maher, her 4 aday tartışmasının 3'ünde retweet edilmiş. Kullanıcıların 5'te 1'inden fazlası Twitter'ı politik tartışmalar için kullanıyor olsa da, gözlemlenen 200 bin kişinin ünlüleri retweet ettiği belirtiliyor.
Takipçi sayısı azaldıkça (90'ın altındaki) kullanıcıların başkalarını retweet etmeye daha yatkın olduğunu da belirtiyor araştırma. Bu 1000 takipçiye kadar tipik bir davranış.
Bir diğer önemli hayal kırıklığıysa, kişiler arası iletişim. Araştırma, ünlülerin ya da "elit" kullanıcıların, Twitter'da diğer ünlülerle etkileşime geçtiğini ancak bunlardan pek azının "sıradan" bir kullanıcıyı retweet ettiğini belirtiyor.
Sonuçlar, Twitter'ın demokratik olmaktan çok gerçek dünyanın güç ilişkileriyle şekillenen bir platform olduğu yönünde; en azından seçimler gibi kitleleri ilgilendiren bir konuda. Buna karşılık retweet etme eğiliminin, anlık gelişmeler karşısında insanların arkadaşları yerine otorite olarak kabul ettikleri figürlerin görüşlerine baş vurduğu gibi bir açıklamasının olabileceği de söyleniyor.
Araştırmayı yapanların yorumu ise, Twitter'da elit görüşlerine yoğunlaşılması ve kişiler arası etkileşimin azalmasının, söylentilerin yayılması, inanç kutuplaşması ve dezenformasyon için, ister istemez, koşulları hazırladığı yönünde. Bu yüzden temkinli olmakta fayda var.