Son zamanlarda Silikon Vadisi'nden haberlerini yaptığımız, Facebook'un WhatsApp satın alması, Airbnb'nin 10 milyar dolarlık değerlemeye ulaşması gibi gelişmeler, şirket değerlemesi konusunu sık sık gündeme getiriyor. Bu konuda Andreessen Horowitz Kurucu ortağı Marc Andreessen de bunlara bir cevap niteliğinde yaklaşık 45 adetlik bir tweet serisi paylaştı.
Andressen, yeni başlayanlar için şirket değerlemesi tadındaki notlarında, özel ve kamuya ait şirketlerin birleşme satın almalar sırasındaki (M&A) değerlemesiyle ilgili bazı yanlış bulduğu genel kanıları düzeltiyor.
Bu konuda üç temel yanlış anlaşılma belirleyen Andreessen'e göre, birinci sorun, teknoloji şirketlerinin, diğer başka şirketler gibi nakit akışının iskonto edilmesi (discounted cash flow) sorunu.
Teknoloji şirketleri, diğer "çorba ve tuğla" şirketleri gibi nakit akışını var olan ürünlerden değil gelecekte oluşturacağı ürünlerden sağlıyor. Bu yüzden akıllı bir teknoloji yatırımcısının eğilmesi gereken üç nokta: Gelecekte geliştirilmek istenen ürünler ve fırsatlar, pazar büyüklüğü / büyüme potansiyeli ve insan kaynağının yetenek ve becerileri.
2/First, ask any MBA how to value tech companies, she'll say "discounted cash flow, just like any other company": http://t.co/xbvruoYB0Z
— Marc Andreessen (@pmarca) April 17, 2014
Tabi burada yatırım yapılacak şirketin CEO'su ve takımının bu yol haritasını gerçekleştirebilir kapasitede olması gerekiyor. Bu yüzden teknoloji şirketlerinin yatırım yapıldığı andaki nakit akılşarı çok da önemli değil, hatta yüksek nakit akışına sahip teknoloji şirketlerinin genellikle uçurumdan aşağı yuvarlanmanın eşiğinde olduğunu söylüyor Andreessen. Ünlü yatırımcının tavsiyesi şöyle: "Sizi kurtaracak olan marka, pazarlama, kanallar ya da hesaplar değil, ürünler".
İkinci önemli sorunsa M&A yapan şirketlerin, yatırım yaptıkları şirketlere ne kadar ödeyeceklerini belirlemek. Burada yatırım yapılan şirkete X, satın alan şirkete de Y dersek, X'in değeri, tamamen Y'nin işini nasıl etkilediğine bağlı. Andreeseen şöyle bir örnek veriyor: 20 milyar dolarlık satış yapan Y sunucu şirketi, yıllık 100 milyon dolarlık gelir elde eden X'in ürünlerini kendi satışlarına yüzde 20 oranında birleştirebiliyor olsun. Bu durumda X'in Y'nin işine etkisinin değeri 4 milyar dolardır. Yani X'in değeri 4 milyar dolar olabilir, görüldüğü üzere bu, X'ten tamamen bağımsız bir değerlemedir.
5/Ex: I sell $20B of servers/year; I buy storage company X doing $100M revenue/year; & I can attach X's product to 20% of my server sales.
— Marc Andreessen (@pmarca) April 17, 2014
Bunun yanında Y, X'ten nasıl para kazanacağını çok daha iyi biliyor olabilir. Ancak start-up'ların böyle bir hesapla yola çıkmamaları gerekiyor. Andreessen, yatırımlarını, kendi başlarına büyük, bağımsız bir şirket vizyonuyla hareket eden start-up'lara yaptıklarını söylüyor. Bu stratejinin start-up'ları büyük şirketler için daha çekici hale getirdiğini söylüyor Andreessen.
Üçüncü ve son yanlış anlaşılma ise, girşim sermayeleri (VC) ve bireysel yatırımcılar tarafından yapılan değerlemelerle ilgili. Bir şirketin azınlık hisselerini alan bir yatırımcı, hisse başına X dolar ödüyorsa, şirketin değeri X çarpı toplam hisse değeri olmayabilir. Çünkü öncelikle şirketin geri kalanı eğer açılsaydı ne kadara değerleneceğini bilemiyoruz. Yatırım turlarında yatırımcılara sağlanan özel haklar vs. nedeniyle anılan sayılara şirketlerin gerçek değeriymiş gibi muamele etmemek gerekiyor.
Andreessen'in Twitter'dan şirket değerlemesine giriş niteliğindeki notları, elbette kesinlik hükmü taşıımıyor ve bu konuda binlerce farklı yaklaşım olabilir. Yine de kulak vermek belki faydalı olabilir.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap