Peer.fm internetten müzik dinlemenin en popüler servislerinden Napster'ın ruhuyla yeniden doğan (Napster'la organik bir bağı yok) açık kaynaklı bir girişim ve şu sıralarda dünya çapında popülerite kazanmayı hedefliyor.
İlk olarak Napster.fm olarak kendini duyuyan Peer.fm, sosyal etkileşimi de işin içine katan bir müzik servisi. Naspster'ı BestBuy'dan satın alan Rhapsody'nin konuya el atmasıyla adını değiştiren girişim içeriğini YouTube'un bazı eksikliklerinden faydalanarak sağlıyor.
Kullanıcılar arasında şarkı paylaşımı ve sohbet imkanı sunuyor. Şimdilik farklı listeler oluşturma imkanı sunmuyor, sadece seçtiğiniz şarkılardan oluşan tek müzik havuzunu dinleyebiliyorsunuz. Mobil veya masaüstü uygulamaları da henüz yok.
Trafiğin yüzde 64'ü ABD dışından
Girişimin genç kurucusu Ryan Lester eksiklerin farkında ama öncelikle Peer.fm'i farklı dillere çevirmek istediğini söylüyor. Zira sitenin trafiğinin yüzde 64'ü ABD dışından geliyormuş. Peer.fm'in şu anda ulaştığı kitle 100 bin ziyaretçi ve 59 bin üye olarak geçiyor.
Peer.fm'in hayatını devam ettirebilmesi YouTube'un söz konusu boşluğu kapatacağı güne kadar sürebilir ama Lester yakında kullanıcıların kendi arşivlerini de siteye yükleyebileceğine işaret ediyor. Kaynak kodları paylaşıldığı için sitenin kapatılması durumunda kısa sürede kopyalanması da mümkün. Yani teorik olarak sistem şartta ayakta kalacak şekilde geliştiriliyor.
Peer.fm gerçekten ayakta kalan bir servis olabilir ama bir de Napster'ın çıktığı zamanki boş pazarın olmadığı gerçeği var. Apple, Google, Facebook ve son olarak Twitter'ın dijital müzik pastasından pay alması, Spotify vb. diğer girişimlerin uygun fiyatla kaliteli müzik deneyimi sunması Peer.fm'in geleceği için büyük bir soru işareti doğuruyor. Her ne kadar açık kaynaklı projelerin sayısı katlanarak artsa da Peer.fm gibi projeler ticari modellere karşı koyamayacak gibi görünüyor.