Online mahremiyet çağımızın en önemli sorunlarından biri. Neyse ki kullanıcılar giderek daha bilinçli hale geliyorlar ve kişisel gizliliklerini kontrol altına almak adına inisiyatiflerini kullanarak farklı çözümlere yöneliyorlar. Fakat şu da bir gerçek ki ne yaparsanız yapın online dünyada mutlak mahremiyetten söz etmek mümkün değil. İnternet üzerindeki aktivitelerinize dair yaydığınız bilgileri, bıraktığınız parmak izlerini kimsenin görmemesi bugün ulaştığımız noktada sadece tatlı bir hayal.
Her ne kadar bazı reklam ağlarından kendinizi korumanız mümkün olsa da, yeterince kararlı ve gerekli donanıma sahip kişi ve kurumlar online parmak izlerinizi tahmin ettiğinizden daha kolay takip edebilirler.
Güzel bir haber ise bu konuda hala yapılabilecek bir şeyler olması. Apple’ın onaylanan son patenti de online mahremiyeti sıra dışı bir yaklaşımla korumayı hedefliyor.
Söz konusu patent kullanıcıların internet üzerindeki mahremiyetlerini korumak için ilk akla gelen yöntem olan saklamak yerine tam tersi bir yaklaşımla tüm bilgileri (ve fazlasını) bir anlamda ortaya saçmayı temel alıyor. Yöntem aslında giderek daha şeffaf hale gelen dijital yaşam mantığına da oldukça uygun. Ama Apple’ın patenti sadece internet aktivitelerinizi gizlemeye çalışmamaktan öte, var olan aktivitlerinizden çok daha fazlasını yayınlamayı hedefliyor.
Kişilerin elektronik ortamlardaki profillerini çıkartmayı hedefleyenleri bilgi kirliliği ile şaşırtma amacını taşıyan yöntem, kullanıcı hakkında aslında geçekleştirmediği online aktiviteleri, söz konusu kullanıcıya aitmiş gibi gösteriyor. Böylece bir kullanıcı için bir gün içerisinde elde edilebilecek veri sayısı örneğin 100’lerden 1000’lere çıkıyor. Fakat bu bilgilerin çok büyük kısmının sahte olması o kullanıcıya ait gerçek bilgileri de gizlemiş oluyor.
Aslında göndermediğiniz e-postalar sizin adresinizden gitmiş gibi gösteriliyor, aslında ziyaret etmediğiniz sitelerde saatler geçirdiğinize dair bilgiler yayılıyor ve sizin hakkınızda bilgi toplayan kişi ya da kurumlar için tüm bu veriler arasında gerçek olanları ayırt etmek dijital bir samanlıkta dijital bir iğne aramaya dönüşüyor.
Bu sayede hakkınızda daha fazla bilgi elde edilebilir ama edinilen bu bilgilerin değeri de toplanan her yeni veri ile birlikte daha da azalarak giderek anlamsız hale geliyor. Bu sayede online aktivitelerinizden gerçek ilgi alanlarınızı tespit etmek giderek zorlaşıyor. Tabi bir de sizin hakkınızda veri toplamaya çalışan sistemlerin, sizinle aynı tekniği kullanan on binlerce farklı kişiye ait benzer şekilde kirletilmiş bilgiyi de ayırt etmeye çalıştığını düşündüğünüzde işin onlar için ne kadar zorlaştığını hayal etmek de zor değil.
Apple bu teknolojiyi nerede ve nasıl kullanacak henüz kesin değil ama online mahremiyet açısından oldukça ilginç bir gelişme olduğu kesin.