Sizlere genellikle internet odaklı ve son kullanıcıya dönük yerli şirketlerden bahsediyoruz. Ancak ülkemizde oldukça değerli, kurumsal işler ve yurtdışına ihracat yapan şirketler de var. Bu tarz şirketleri daha yakından tanımak ve tanıtmak istiyoruz.
Bu fikirden yola çıkarak ilk röportajımızı Medianova'nın kurucusu Serkan Sevim ile yaptık. Umarız teknoloji üretmeye odaklı girişimcilerimiz için faydalı olur.
Fırat Demirel: Merhaba Serkan Bey, sizi girişimci kimliğinizle tanıyoruz. Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Serkan Sevim: Merhaba. Galatasaray Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nü bitirdim. Ardından ABD’de MS in MIS yaptığım dönemde bir arkadaşımla Mezun.com şirketini kurdum. 2000 ve 2005 yılları arasında Mezun çatısı altında büyüme rekorları kırıp ABD’de kendimize ciddi bir yer edindik. 2006 yılında Türkiye’ye döndüm, teknoloji ve e-ticaret alanında işlere yoğunlaştım.
FD: Medianova’yı ilk olarak 2008 Cebit fuarında tanımıştım. Bugün Deloitte Teknoloji Fast50’de 5. sıraya yerleşmiş bir şirket var karşımda. Medianova’nın öyküsünden ve kısaca neler yaptığından bahseder misiniz?
SS: Medianova ruhu itibari ile tipik bir teknolojik inovasyon şirketi. 2004 yılında Mezun.com çatısı altında yeni bir iş kurmuştum. Digiturk lisansı ile internet üzerinden futbol maçlarını satmaya başladık. Henüz YouTube’un olmadığı dönemler diye düşünün. 97 ülkeden binlerce kişi sayemizde internet üzerinden güvenli bir şekilde futbol karşılaşmalarını izliyordu. Çok heyecanlı bir süreçti. Fakat Mezun’daki ortaklarım 'streaming' işinin geleceğine inanmadığı için ayrılıp 2006’da kardeşim Serhan Sevim ve Behiç Uzel ile beraber Medianova şirketini kurdum.
Geçen yıllar sonunda ‘Türkiye’nin en büyük Streaming ve Bulut Bilişim Servis Sağlayıcısı’ olduk. Şu anda günlük 1,5 milyar civarında işlem yapan büyük bir platformumuz var. Tamamı kendi teknolojimiz ile çalışıyor.
FD: Görsel medyanın ve özellikle videoların yükseldiği bir dönemdeyiz. Profesyonel video üretimleri de öne çıkıyor. 2011’de Ortadoğu’ya 1 milyon doların üzerinde bir teknoloji ihracatınız oldu. Video ve müzik tüketiminin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
SS: Bence tüketim ve inovasyon bazında daha işin çok başındayız. 2006 yılından bu yana Türkiye’de 'streaming'in önemini anlatıyoruz. İlk başlarda interneti küçümseyenlere şaka ile karışık, “Matbaa bulundu, haberiniz olsun” diyorduk. Bu yeni ekonomiden kaçış yok. Onun için hepimizin adapte olması ve yeni işler geliştirmesi gerekiyor.
Ben burada Medianova’nın çok farklı bir pozisyonda olduğunu düşünüyorum. Biz teknoloji üreten bir şirketiz. Türkiye’de bu tür şirketlerin sayısı bir elin parmakları kadardır. İhracat gelirlerimiz, ithal ikamemiz ile ülkenin cari açığını finanse eden yapıdayız. Prensip olarak sunucu haricinde hiçbir ekipman almıyoruz ve tüm gücümüz sıfır hatayla çalışan bu altyapıdan geliyor. Bu sayede Türkiye’de müzik streaming pazarında Medianova yüzde 95 pazar payı ile birinci durumda. Aynı şekilde WebTV ve canlı yayınlarda her gün milyonlarca kullanıcıya dokunuyoruz. Farkı gören birçok kurum bizimle çalışmayı tercih ediyor.
FD: Mynet, Fizy, TTNET, Turkcell Müzik gibi platformlara servis sağlayıcılığı yapıyorsunuz. Sanırım okuyucularımızla paylaşabileceğiniz güzel istatistikleriniz vardır?
SS: Evet, Medianova olarak bu konuda çok iddialıyız. Bu saydığınız platformlara geçtiğimiz aylarda bir de MuzikicinEfes.com eklendi. Ayrıca e-Tarab projesi ile Ortadoğu’da da çalışan güzel bir müzik platformuna altyapı sağlıyoruz.
İstatistiklere gelirsek şunlardan bahsedebiliriz: Toplamda 3 milyona yakın şarkıyla dünyada sayılı bir kataloğu yönetiyoruz. Sistemlerde anlık olarak 80 bin ile 100 bin kişi müzik dinliyor. Tekilde ise tam rakam vermemek ile beraber, günlük birkaç milyon kişiye ulaşıyor müzik servisleri. Günlük 200 bin şarkı kapasitesi olan bir 'encoding' sistemimiz var.
Tüm süreç tam otomatik çalışıyor. Web, iPhone, iPad, Android ve SmartTV üzerinden dinlenebilecek şekilde her şarki CD kalitesinde 'encode' ediliyor, şifreleniyor ve yayınlanıyor.
FD: Webrazzi Summit 2011’i de yine Medianova üzerinden canlı olarak okuyucularımıza aktardık. Çeşitli etkinlikler ve konserlerden canlı yayınlar yapıyorsunuz. Sosyal medyanın anlık etkisi canlı yayınların popüleritesini arttırdı mı sizce?
SS: Webrazzi Summit 2011 son derece başarılı bir yayın oldu. Tabii ki sosyal medyanın bu kadar gelişmesi servislere inanılmaz bir “anlık” talep sağlıyor. Bir şirketin Facebook sayfasından yaptığı bir canlı yayına talep korkunç boyutlarda olabiliyor.
Electroworld için yaptığımız bir canlı yayında, bir saat içinde on binlerce kullanıcı, şirketin Facebook sayfasını ‘Beğen’di. İletişim çağında canlı yayınlar son derece önemli. Tabii sağlam bir altyapı ile profesyonel olarak yapılması şart. Yoksa kesik kesik gelen veya yayın esnasında çöken bir yayın, markaya faydadan çok ciddi zarar getiriyor. Bu sefer aynı sosyal medya, tersine çalışıyor ve marka yerlere düşüyor.
Medianova olarak anahtar teslim kurumsal yayınlar yapıyoruz. Tivibu seçim döneminde Türkiye’nin en büyük canlı yayınını Medianova altyapısını kullanarak gerçekleştirdi. Turkcell, müzik sitesinden birçok “özel” konseri canlı yayınladı. Medianova’nın toplamda 80 Gbps’e çıkan altyapısı ve yedekli sistemi tabii ki ciddi bir fayda sağlıyor.
FD: Bir de internet üzerinden iletilen HD kalitesindeki TV yayınlarını televizyon ve bilgisayar ve mobil cihazlar üzerinden dinleme imkanı sunan OTT TV adında bir hizmetiniz var. IPTV’nin geleceği ve Türkiye’deki yaygınlığı nasıl olacak sizce?
SS: Öncelikle OTT servisleri ile IPTV’yi ayırmak gerekiyor. IPTV’nin yatırımı çok büyük, teknolojisi zor ve geri dönüşü çok uzun. Genelde telco’lar tercih ediyor. Dünyada abone rakamları hâlâ son derece düşük. Ama bunun yanında, OTT servisleri çok düşük maliyetler ile kuruluyor, normal internet üzerinden çalışıyor ve hızla geri dönüş sağlıyor. Tam bir interaktif TV olarak çalışıyor.
Şu sıralarda Türkiye’den ve tüm dünyadan OTT için talep alıyoruz. Mısır, Fas, Slovakya, Dubai ve Kanada’da şu anda aktif olarak çalıştığımız projeler var. SmartTV ve OTT gibi servisler önümüzdeki beş yıl içinde çok büyük servisler halini alacak. Tüketiciler artık istedikleri zaman, istedikleri içerikleri seyretmek istiyor. Biz de bu süreçte bu vizyona uygun pozisyonlandık.
FD: Mezun.com ve 444Cicek’ten sonra Medianova ile de başarılı bir çıkış yakalamak var mı aklınızda?
SS: Başarılı bir çıkışın ilk adımı başarılı bir şirket yaratmaktır. Benim misyonum da katma değer sağlayan başarılı şirketler yaratmak. Birçok müşterim de bunu bilir. Katma değerimiz yoksa Medianova olarak orada olmayız.
Hayatımda hiçbir zaman para için çalışmadım. Hep bir işi daha iyi yapmak için ve başarılı olmak için çalıştım. Para zaten başarılı bir yapıda her zaman gelir. Mezun.com’u sattım çünkü eski ortaklarım ile vizyonumuz farklıydı. 444çiçek hızla büyüyordu ve başarılıydı. Birçok yatırımcı fon ortak olup işi büyütmek istiyordu ama ben Medianova’ya odaklanmak için yüzde 100’ünü satmayı tercih ettim. Ciddi bir finansman kaynağı oluştu. 444çiçek sonrası geçen 3 aylık dönemde de görüyorum ki harika bir iş yapmışım.
Şu anda Medianova’nın Türkiye ve Ortadoğu bölgesinde ciddi bir oyuncu olması için çalışıyoruz. Amacımız şirketi satmak değil, değer yaratmak. Tahmin ediyorum beş yıllık bir dönemde 100-150 milyon dolar değerinde bir teknoloji şirketimiz olacak.
FD: Peki bundan sonra hangi alanda bir girişime atılabilirsiniz? Yatırım yaptığınız yeni şirketler var mı?
SS: Var ama su anda bilgi vermek için biraz erken. Ortak olacağımız ve kuracağımız şirketler yine teknoloji ile alakalı, kolay kopyalanamayacak işlerden oluşacak. Bunun yanında, ilk defa burada açıklıyorum, ‘Diskberry’ markası ile yeni bir online storage işine başlıyoruz. Altyapı yatırımları tamamlandı. İlk etapta 500TB bir kapasite ile dağınık yapıda başlayacak. Birkaç ay Beta’da kaldıktan sonra hayata geçecek. Hedefimiz ilk yıl sonunda 1 milyon kullanıcıya ulaşmak. Tabii ki yine depolama dahil tüm teknoloji Medianova tarafından geliştirildi. İlerleyen dönemde bu konuda size daha net bilgiler veriyor olacağım.
FD: Değerli paylaşımlarınız için teşekkürler Serkan Bey. Son olarak girişimcilere neler tavsiye edeceğinizi sormak istiyorum?
SS: Girişimcilere birkaç tavsiyem var. İlk olarak değer yaratmaya odaklansınlar. İnsanlık var olduğu sürece ihtiyaçlar ve sorunlar olacak. Sorun çözen şirketler her zaman başarılı olacaktır. Ekonomi inse de çıksa da ne kadar büyük sorun çözerseniz, finansal ve manevi olarak o kadar başarılı olursunuz.
İkinci olarak, büyük düşünsünler. Harika bir ülkede yaşıyoruz. Halkımızın refahı için küresel anlamda katma değer yaratan işler ve markalar oluşturmalıyız. El ele verirsek yapamayacağımız hiçbir şey yok. Dünyadaki endüstri devrimini kaçırdık, şimdi bilgi devrimi var, teknoloji ve internet var. İyi kullanalım derim.