Yıllarca Silikon Vadisi’nin başrol oyuncularından biri olan Yahoo’da görev almış ve sonrasında rotasını Türk internet sektörüne çevirmiş olan Yonja Medya’nın CEO’su Dilawar Syed’le uzun soluklu bir söyleşi gerçekleştirdim.
Reyhan Çepik: Bildiğim kadarıyla Yonja’dan önce Yahoo’da çalışıyordunuz. Yahoo gibi global bir servisten, Yonja gibi yerel bir servise geçmeye nasıl karar verdiniz? Herhangi bir tereddüt ya da endişe yaşadınız mı?
Dilawar Syed: Yonja’ya CEO olarak katılmadan önce, profesyonel kariyerimin tamamını Silikon Vadisi’nde geçirdim. Yonja Medya Grubu gelişen pazarlardaki ilk aktif tecrübem. Daha önce çalıştığım şirketler olan Yahoo, SAP ve Siebel Systems’deki çalıştığım pozisyonlarda uluslararası pazarlarla içli dışlı olduğum ve uluslararası ürünler geliştirip sunduğum için bu rolü üstlenmek benim için çok da zor olmadı.
Girmiş olduğunuz her yeni pazar ile yeni şeyler öğreniyorsunuz. Bu günün global ortamının yöneticileri olarak, bu şekilde global atılımlar yapmak konusunda rahat ve mükemmel olmalıyız.
R.Ç: Yonja Medya Grubu’nda başladıktan sonra ne gibi değişiklikler yaptınız?
D.S: Tamamen yeni bir strateji ve hedef belirledik, ben bunu Yonja "Bölüm 2" diye nitelendiriyorum. Türkiye'nin ve bulunduğu bölgenin internet yolculuğunun çok başında olduğunu düşünüyorum. Yonja gibi bir şirketin de 7 yılı aşkın deneyimi ve kullanıcılarla iç içe olmasıyla, yaratıcı servisler kazandırma konusunda önemli bir rola sahip olduğunu düşünüyorum.
Öncü bir sosyal ağ olan Yonja.com’daki yeni stratejimiz, Türkiye’de yeni arkadaşlıklara izin veren, lokal ve niş bir sosyal ağ olarak konumlanmak. Bu stratejik hedefimizi göz önüne aldığımızda global sosyal ağlarla rekabet ettiğimiz değil, onları tamamladığımızı düşünüyorum. Tek başına strateji yeterli değil. Bu strateji doğrultusunda son bir senemizi, bir çok yeni ürün ve Yonja’nın yeniden yapılandırılmasına harcadık.
Birçok popüler Türkçe oyun, lokasyon tabanlı servisler ve mobil uygulamalarla “Sosyal Oyun”, küçük ve orta ölçekli reklam verenleri hedefleyen self servis reklam sistemi “Yonja Sosyal Reklamlar” sunduğumuz ürünlerin birkaçı. Bunların yanında enerjimizin büyük bir kısmını Yonja’nın kullanıcı deneyimi ve güvenliğini artıracak geliştirmelere harcadık. Son olarak bu yaz, Turkcell ve Avea ile birlikte sosyal ağımızın gelir elde etmesini iyileştireceğini düşündüğümüz mobil ödemeyi ve diğer kolay ödeme kanallarını devreye aldık.
Yonja’yı bir üst kademeye taşımak, hikayemizin sadece bir kısmı. 2010 Yonja Medya’nın da genişleme yılı. Yeni bir lokasyon servis markası olan “Nolyo”'yu yayına aldık. “Not Paylaş” ile Online Eğitim alanına giriş yaptık. Not Paylaş, ülkedeki 4 milyonu aşkın üniversite öğrencisine içerik paylaşma hizmeti veren bir servis. Not Paylaş’taki yeni hedef kitlemiz Yonja’nın senelerdir hizmet verdiği genç kitleyle de örtüşüyor.
Son olarak Yonja Medya’yı değerli kılan bir diğer özelliğimiz ise Silikon Vadisi’nde bulunmamız. San Francisco’da bulunan ofisimizin, global yayıncılarla local Türk pazarı arasında bir köprü olması için çalışıyoruz. Yonja Medya olarak global yayıncıların, Türk pazarından da yararlanmaları için uluslararası reklam ve ödeme ağını yayına aldık. Gelecek vaad eden bir diğer iş ortaklığımız ise Facebook’taki Zynga oyunlarının online banka ödemelerinin, Türkiye’de de yapılabilmesi için OfferPal Medya ile gerçekleşti.
R.Ç: Silikon Vadisi’ndeki iş kültürü Türkiye’den biraz farklı. Geldikten sonra Yonja Medya Grubu’nda iş kültürü adına ne gibi değişikliklerde bulundunuz?
D.S: Silikon Vadisi’ndeki kurumsal kültür, yetkiye, sorumluluğa ve inisiyatife büyük önem veriyor. Yonja’da 4 kıtadan çalışanlarımız ile çok renkli bir takıma sahibiz. Silikon Vadisi’ndeki kültürü, İstanbul’a taşımak gibi bir niyetim yok. Bunun yerine CEO olarak, bu değişik kültürleri ve miras olarak aldığımız değer yargılarını anlayarak ve onlar arasında bir köprü kurarak daha verimli bir takım oluşturmaya çalışıyorum.
R.Ç: Yonja’da fark ettiğim değişikliklerden bir tanesi de global ve yerel ağ arasındayken, şu anda tamamen Türkiye’yi hedef pazar olarak seçmiş olması. Bu değişikliğe nasıl karar verdiniz? Facebook ve diğer büyük sosyal ağlar bu değişiklikte bir rol oynadı mı?
D.S: Benim kafamdaki Yonja Türkçe konuşan lokal bir komünite. Yeni stratejimizin bir parçası olarak da bu konumlandırmaya odaklanmış durumdayız. Bu stratejimizi belirlememizde global oyuncuların bir etkisi olmadı. Buna Yonja’yı kimin ve neden kullandığına bakarak karar verdik. Fakat yine de gerek bölgesel gerekse global yeni markalar piyasaya sürebiliriz.
R.Ç: Biraz da rakamlarla Yonja’nın şimdiki durumundan bahsedebilir miyiz? Kaç kayıtlı üyeniz var? Bunların kaçı aktif olarak kullanıyor? Şu anki büyüme oranınız nedir?
D.S: Geçenlerde kayıtlı üye olarak 6 milyon sınırını aştık. Her ay Türkiye’den yaklaşık olarak 60 bin yeni kullanıcı ekliyoruz. Aylık aktif kullanıcımız kabaca 2,5 – 3 milyon civarında. Belirtmekte önem gördüğüm bir diğer nokta ise, Yonja kullanıcılarının ağımızda günde 1,5 saatten fazla zaman harcayarak, Türkiye’deki en sadık kullanıcı profilini oluşturması.
R.Ç: Yonja’yı mobil dünyada da güçlü bir oyuncu yapmak adına ne gibi planlarınız var?
D.S: Bu sene cep telefonları için optimize edilmiş daha hafif bir versiyonu olan Yonja Mobil’i ve iPhone-iPad uygulamalarını yayına alarak iyi bir sıçrayış yaptık. Hem Yonja Mobil hem de iPhone uygulamalarımız kullanıcı tarafından büyük ilgi gördü. Gelecek aylarda mobil uygulama ve servislerimizi artırıyor olacağız.
R.Ç: Yonja’dan bahsettikten sonra biraz da daha önce Webrazzi’de bahsettiğimiz Nolyo hakkında konuşalım. Daha önce Twitter’a benzeyen servis, yönünü Loopt gibi lokasyon tabanlı servislere çevirdi. Bize biraz Nolyo hakkında bilgi verir misiniz? Kullanıcılar Nolyo’dan nasıl faydalanabilirler?
D.S: Nolyo, Google ve Bing haritalarının (Türkiye’deki Google erişim problemlerinden dolayı, alternatif olarak Bing haritalarını da ekledik.) interaktivite ve zenginliğini, Facebook veya Yonja’nın sosyal grafiğiyle birleştiren lokasyon tabanlı bir platform. Kullanıcılar harita üzerinde nerede olduklarını, gerek noktasal olarak gerekse mekanlar vasıtasıyla işaretleyebiliyorlar. Nolyo’yu ilk önce Yonja’da, daha sonra da Facebook’ta, son olarak iPad ve iPhone uygulaması olarak yayına aldık. Şu sıralar ise Nolyo için kendine ait bir site üzerinde çalışıyoruz.
R.Ç: Bir kaç sene içerisinde Nolyo’yu nerede görüyorsunuz? Nolyo’yu ayrı bir servis olarak mı tutacaksınız yoksa bir gün Yonja ile birleştirecek misiniz?
D.S: Nolyo’nun etkinlik paylaşılabilen bir ürün olarak büyük bir potansiyeli var. Türkiye’de Nolyo platformu tarafından desteklenen bir etkinlik paylaşım servisini denemek için bazı partnerlerle görüşme içerisindeyiz.
R.Ç: Yonja Medya Grubu’nun Yonja ve Nolyo haricinde başka servisleri de var mı? Yenilerini de eklemeyi düşünüyor musunuz?
D.S: Yakın zamanda öğrenciler için içerik paylaşım servisi olan “Not Paylaş”'ı yayına alarak, Türkiye’de online eğitim pazarına da girmiş bulunmaktayız. Şaşırtıcı bir şekilde Türkiye’de online eğitim servisi veren çok az servis var. Genç kitleyle olan tecrübemizden dolayı, bu alana büyük bir ilgi duyuyoruz. Türk pazarındaki güçlü akımın ışığında sosyal oyun da ilgilendiğimiz diğer alanlardan bir tanesi. Oyunlar şu anda, Yonja’nın büyük bir kısmını oluşturuyor ve gelecek aylarda da bu alanda hızlanmaya devam edeceğiz.
R.Ç: Yönünüzü global pazara çevirmeyi ya da global pazara yönelik bir ürün çıkartmayı düşünüyor musunuz?
D.S: Yonja bize yeni ürünler geliştirmek, düzeltmek, büyütmek ve daha sonra global olarak büyüyebilecek bir ürün olup olmadığına karar verebilmek adına mükemmel bir fırsat sunuyor. Nolyo, Yonja’nın içinden çıkmış bir ürün. Bundan sonra da yeni çıkan ürünlerimizin, yerel olarak mı yoksa global olarak mı ilgi çekeceğini bu süreç zarfında karar vereceğiz.
R.Ç: Türk internet pazarında bulunduktan sonra, şu anki izleniminiz nasıl ve Yonja’da çalışmaya başlamadan önce nasıldı?
D.S: Türkiye, dünyadaki sosyal ağda büyüyen bir pazar. Son bir kaç yıldaki bireysel deneyimim de bunu doğrular nitelikte. Bence Türkiye’yi kendine has bir pazar olarak değerlendirmemiz büyük önem taşıyor. Amerika’da veya Batı Avrupa’da başarılı olmuş bir ürün ya da iş modeli Türkiye’de çalışmayabiliyor. Kimi zaman yenilikçi olmanın aksine, kopyalamak için büyük bir telaş içinde olunduğunu düşünüyorum. Türkiye gibi büyük, dinamik ve hala önünde uzun bir yol olan pazarda, hangi servislerin ilgi çekeceğini ve pazara hitap edeceğini oturup düşünmemiz gerekiyor. Lokal internet endüstrisi olarak bizler, belli başlı şehirlerin dışında kalan diğer büyük kitlelere de anlamlı bir şekilde hitap etmemiz gerekiyor. Türk kullanıcıları çevrimiçi olmaya başladıkça, bizim de bu kullanıcılara ulaşmamız ve servis sağlamamız gerekiyor. Lokal ve pazarın büyük bir kısmına hitap etmeye odaklanmış bir şirket olarak, Türkiye’nin tamamındaki internet kullanıcılarına yeni deneyimler ve servisler sunmak için her zaman en önde olmayı hedefliyoruz.
R.Ç: Bu keyifli röportaj için teşekkürler.
D.S: Ben teşekkür ederim. Sevgiler.