Silikon Vadisi'nin başarılı Türk girişimcileri ile yaptığım röportaj serime, Mubi.com'un kurucusu Efe Çakarel ile devam ediyorum. Efe Bey'den kısaca bahsedecek olursak, üniversite eğitimini M.I.T'de Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri üzerine çift diploma alarak tamamlıyor. Stanford'ta MBA'sını bitirir bitirmez iş hayatına atılmış. Bir çok büyük şirkette hatırı sayılır görevlerde yer aldıktan sonra girişimcilik ruhunun baskın çıkmasıyla 2 yıl önce kendi şirketini kurmaya karar veriyor. Silikon Vadisi'nde iş ortakları ile birbirinden başarılı projelere imza atıyor.
Efe Çakarel ile hem Mubi'yi hem de yeni gelişmeleri konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Reyhan Çepik: Merhaba Efe bey, bize biraz Mubi'den bahseder misiniz?
Efe Çakarel: Mubi, dünyanın online sineması. En iyi filmlerin bir arada olduğu, dünyanın her yerinden insanların 'salonu' doldurduğu sanal bir sinema ortamı. 'En iyi film' kısmı önemli çünkü klasik filmlerden, bağımsız filmlere, yabancı sinemanın seçkilerinden, yeni filmlere kadar hepsinin bir arada olduğu bir platform. Film izlemenin yanısıra başka türlü sosyal paylaşım ortamları da sunuyoruz. Dünyanın her yerinden sinefiller, sinema hakkında yazmayı seven, forumlarda kritikler yapıp kendini ifade etmek isteyen herkesin buluştuğu bir yer. Film tutkunlarının hem sevdikleri filmler, hem de sevdikleri insanları Mubi'de bulabilirler.
R.Ç: Kaç kişilik bir ekibiniz var?
E.Ç: Palo Alto, Istanbul, Paris, Londra, New York ve Berlin'de toplam 18 kişilik bir ekibimiz var.
R.Ç: Bize biraz üye sayınızdan, film arşivinizden ve üyelik şartlarınızdan bahseder misiniz?
E.Ç: Üye sayısı bugün itibariyle 300.164. Toplam 1.218 filmi 177 ülkede gösteriyoruz. Siteyi geçen ay ziyaret eden tekil ziyaretçi sayısı ise 407.097. Özel bir üyelik şartımız da yok.
R.Ç: MUBI, daha önce Auteurs ismiyle yayındaydı. Neden isim değişikliğine gidildi?
E.Ç: Uluslararası bir websitesi olarak ismimizin, bizi izleyen herkesin rahatça söyleyip, doğru yazabileceği gibi olmasına karar verdik. Üstelik ismimizin tek bir gruba gönderme yapmasını da istemedik. Çünkü gün geçtikçe farklılaşıyorduk. Sadece 'auteur' sineması değil, farklı tarzları bir araya getiren bütün iyi filmleri barındıyorduk bünyemizde. Yarattığımız platformu seviyoruz ve bu platformu tam olarak karşılayan, ne demek istiyorsa en yalın haliyle söyleyen bir isim olması gerektiğini düşündük. Üyelerimizin de desteği ve fikirleriyle büyüttüğümüz bu online sinema cennetinin ta kendisi, bize isimdeki bu değişiklik için brief verdi aslında.
R.Ç: İnternette onlarca film ve video paylaşım platformu var. Sizi diğer film paylaşım sitelerinden ayıran özellikler nelerdir?
E.Ç: En önemli farklılaşma noktamız içerik. Genel geçer filmler değil yaratıcı dokusu olan filmler sunuyoruz. Global olurken insanların hayranlıkla bahsettiği yapımlar bunlar. Ve elbette ki bu filmlerle eş zamanlı bir ilişki kuran sinefillerin yaşadıkları sosyal paylaşım duygusu.
Bence bu iyi kombinasyon bizi farklı bir yere koyuyor: Dünyanın her yerinden sevilen filmler ve onları seven insanlar bir arada! diyoruz.
R.Ç: Film seçimlerinizi neye göre yapıyorsunuz?
E.Ç: New York ve Paris'te çalışan film seçim ekibimizin basit bir misyonu var: 'Dünyanın en iyi filmlerini seçmek.' Nitelik bizim için nicelikten çok daha önemli. Ve elbetteki film seçiminde önyargısız davranıyoruz. Yeni, klasik, mainstream ya da son derece soyut, adı hiç duyulmamış yetenekler ya da işin ustalarının elinden çıkmış çalışmalar. Her iyi filmi bulmak, önyargısız ve maceralı bir yolculuktan geçiyor.
R.Ç: Özel olarak anlaşma sağladığınız yapım şirketleri var mı?
E.Ç: 2009 yılında Cannes Film Festivali'nde, bizim için önemli bir basın toplantısı yaptık. O toplantıda Martin Scorsese ile yanyana olmak çok anlamlıydı. Çünkü Martin Scorsese'nin kurduğu World Cinema Foundation'un 'exclusive online platformu' biz olmuştuk. Bu usta yönetmenin ve çok değerli diğer yönetmenlerin hayatta yapmak istediği çalışmaları online olarak bizim üzerimizden dünya izliyor şimdi.
R.Ç: Platformunuzda Türk filmlerine rastlayabilir miyiz? Anlaşma sağladığınız Türk yapımcı veya yönetmen var mı?
E.Ç: Türk filmleri ve Türk yönetmenler bizim için önemli. Türk yönetmenler son yıllarda bağımsız film manasında bütün dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Bütün dünyada Metin Erksan'ın 1964 yılında Berlin Film Festivali'ini kazanan Susuz Yaz filmini ücretsiz olarak gösteriyoruz. Yine dünyanın bir çok ülkesinde Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Hüseyin Karabey, ve Yılmaz Güney'in filmlerini gösteriyoruz. Ayrıca Türkiye'ye Pedro Almodóvar'in Kırık Kucaklaşmalar ve Danny Boyle'nin Milyoner filmlerini getiren, Türkiye'nin en prestijli dağıtım şirketi Chantier Films ve sahipleri Metin ve Nedim Anter de MUBI'nin kurucu ortaklarından.
R.Ç: Geçtiğimiz gün Cannes Film Festivalinde yeni anlaşmanızı duyurmak için bir basın toplantısı düzenlediniz. Yabancı basından oldukça güzel tepkiler aldınız. Bu bizi hem gururlandırdı, hem de heyecanlandırdı. Bizimle yeni projenin detaylarını paylaşır mısınız?
E.Ç: Bizim için de son derece heyecan verici bir gelişme bu. Kurulduğumuz ilk günlerden bu yana hep işlerini en iyi yapanlarla çalıştık, en iyilerle ortaklıklar kurduk. Bu ortamı yaratmak için çok çalıştığımızı itiraf edeyim. Şimdi de ev içi eğlence sistemlerini en iyi hayata geçiren marka olan Sony Playstation ile yola devam ediyoruz. Sony PS3 sahipleri MUBI aplikasyonunu ücretsiz olarak indirebilecek ve kendi evlerinde televizyonlarından dünyanın en iyi filmlerini izleyebilecekler. MUBI ve Sony PS3 ile kendilerini evlerinde bir sinema atmosferinin içinde bulacaklar.
Önümüzdeki sonbaharla birlikte İngiltere, İrlanda, Fransa, İtalya, Avusturya, İsviçre, Benelux ve kuzey ülkelerinde 15 milyon PS3 kullanıcıları, eşsiz bir film turuna çıkacaklar. Film tutkunları Audiard'den Zeferelli filmlerine, ustalardan yeni yeteneklerin eserlerine kadar özenle seçilmiş geniş bir seçenek listesi bekliyor olacak. Bu bizler için de her anlamda yepyeni ve heyecan verici bir deneyim olacak!
R.Ç: Bize değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz.
E.Ç: Ben teşekkür ederim. Sevgiler.