Avrupa Komisyonu “Güvenli İnternet Programı” kapsamında INSAFE tarafından 2004 yılında başlatılan “Güvenli İnternet Günü” bu yıl ilk kez ülkemizde gerçekleştirildi. Ülkemiz adına Ulaştırma Bakanlığı İnternet Kurulu tarafından organize edilen programda genel anlamıyla internet üzerinden kaynaklanabilecek tehlikeler üzerine duruldu.“Think before you post” (Paylaşmadan önce düşün) temalı etkinlikte çocukların internetten gelebilecek tehditlere karşı bilinçlendirilmesi amacıyla hazırlanan Güvenli Çocuk sitesinin tanıtımı yapıldı ve ebeveynler üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına yer verildi. Araştırmaya göre aileler internet tehditlerine karşı oldukça tedirgin ancak bu konuda yeterli bilgiye sahip değiller. Toplantıda paylaşılan TUIK 2006 raporuna göre Türkiye'de %11,2 oranında kişisel bilgisayar sahibiyiz ve bunların sadece yarısı internete bağlı. Kişisel bilgisayarlar ve internet bağlantı ücretlerinin ucuzlamasıyla(Tr için) bu oranların son yıllarda oldukça artmış olduğunu söyleyebiliriz. Türk internet kullanıcı sayısının 30 milyona yaklaştığını kabul edersek bu etkinliğin içeriğinin daha güçlü verilere ihtiyaç duyduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
ITU, ICT Uygulamaları ve Siber Güvenlik Bölüm Başkanı Souheil Marine ve Insafe Koordinatörü Janice Richardson'ın da katıldığı toplantıda internetin etkileri, internet bağımlılığı ve internetin kişisel gizliliğimizi tehdit eden yönleri ele alındı. Son bölümde ise "Mobil İnternetin Güvenli Kullanımı" ve "Güvenli İnternet Uygulamaları" konuları gündeme getirildi.Bilindiği gibi sanal bilgi ağını korumak için tercih edilen bir önlemde ulusallaştırma çalışmaları. Çin'in Google çekişmesi ve İran'ın ulusal bir elektronik posta ağı oluşturma çalışmaları bu anlamda dikkat çekmişti.
Ülkemizde Bakan Binali Yıldırım'ın bahsettiği ulusal arama motorunun ise ne ölçüde gerçekleşeceği ve hangi sınırlamalara sahip olacağı henüz bilinmiyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer'in Temmuz 2009'da 3.sırada olduğumuz spam e-postalar konusunda da ilerleme kaydedildiğini paylaşması artık bilişim ve internet dünyasına önem veriliyor mu sorusunu akıllara getiriyor.
Hatırlarsanız Haziran ayında Türkiye'ye gelen Kıdemli Tehdit Analisti Rik Ferguson bilgi güvenliği hakkkında çarpıcı tehditler paylaşmıştı. İnternetten kaynaklanan tehditlerin yanında internet kullanımının tehdit edilmesini de İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi tarafından düzenlenen etkinlikte tartışmıştık. Giderek derinleşen dijital bilgi çağında artık gizlilik kavramımızı eskisinden daha fazla önemsemek durumunda kalıyoruz ancak bunu kaçımızın sorguladığı bir soru işareti. Bu nedenle bilişim güvenliğinin hem ulusal hem küresel anlamda uzmanlarca değerlendirilmeye ve yönetilmeye ihtiyacı var. Türkiye'nin cazibesinin küresel anlamda arttığı bu dönemde ülke yönetiminin bu konudaki çalışmalarını merakla takip ediyoruz.