Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi bünyesindeki çeşitli web sitelerinin tek bir çatı altında toplandığını duymuştum. Bu yeni yönetsel düzenleme ile Hurriyet.com.tr, Yenibiris.com, HurriyetEmlak.com, HurriyetOto.com ve Anneyiz.biz siteleri “Hürriyet Internet Grubu” adı altında toplanmış. Grup yeni yapılanmanın hedeflerini şöyle açıklıyor:
"Mevcut internet operasyonlarını büyütmek, dijital alanda yeni büyüme fırsatlarını yakalayarak bu alana yatırım yapmak ve portallar arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla kurulan Hürriyet Internet Grubu, Hürriyet’in toplam gelirleri içerisindeki dijital medya payını önemli ölçüde artırmayı hedefliyor."
Bu yapılanma ile Hürriyet İnternet Grubu Başkanlığı'na Ahmet Özer, İş Geliştirme Kooridinatörlüğü’ne Erhan Acar, Pazarlama Grup Müdürlüğü’ne de Elif Bakiler getirilmiş. Geçtiğimiz günlerde Elif Bakiler ile gerçekleştirdiğim bir toplantı, bana grubun yazımın başında paylaştığım hedeflerine sıkı sıkıya sarıldığını gösterdi.
Çok küçük bir örnek olarak paylaşmam gerekirse, Hürriyet.com.tr ile ilgili grubun önemli hedefleri olduğunu öğrendim. Siteyi sadece haber alınan bir mecradan bir tür yaşam alanına dönüştürmeyi planlıyorlar. Bunun için birden fazla kanaldan çalışmalarını yürütüyorlar.
Bunun dışında özellikle Yenibiris.com ve HurriyetEmlak.com ile ilgili çeşitli pazar araştırmaları yaptırıyorlar ve aktif olarak da pazar konumlarını değerlendiriyorlar. Sektörde pozisyonlanmak için bilimsel çerçevede işi analiz etmenin önemli olduğuna inanan birisi olarak bu yaklaşımı doğru buluyorum.
Şahsen yeni yapılanmada bir ışık gördüğümü söyleyebilirim ancak gelişmeleri ve hedeflere "vizyoner" bağlılığı zaman gösterecektir. Bunu söylememin sebebi şu, grubun bugüne kadar ki operasyonlarında internetin geleceğine yönelik stratejiler anlamında ters giden bazı aksiyonları olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi de sohbetimizin farklı aşamalarında dile getirdim.
Mesela, görüşmemizde Hurriyet.com.tr'nin benim artık haber sitesi tercihlerim arasında olmadığını özellikle belirttim. Bunun sebebi de içerik kalitesi, yanıltıcı başlıklar ve sitedeki kargaşa... Bunun bir yönetim kararı olduğu ve sayfa görüntüleme sağladığını tahmin etmek zor değil ancak bu modelin geleceğin modeli olmadığı ve bir süre sonra Hurriyet.com.tr'yi rüyasından uyandıracağı da aşikâr.
Evet, ülkemizde şu anda reklam geliri trafiği yüksek olana, sayfa gösterimi yüksek olana kayar. Hatta sorulan tek soru şu'dur: "Kaç sayfa gösterimin var?"... Ancak bu modelin devamlılığını anlamak için sadece şu sorunun cevabını düşünmek gerekiyor. 2007 ve 2008 yılları arasında Google'ın Türkiye özelinde ölçülebilir, performans bazlı reklamcılık modeli ne boyutta büyüme gösterdi, bunun yanında klasik reklam ajanslarının gösterim bazlı, ve çoğunun "ne tutturursan" modeli ücretlendirme ile yarattığı reklam anlayışı ne kadar büyüme (hatta küçülme) gösterdi?
Diğer taraftan düşünülmesi gereken bir konu da şu. Sektör içindeki yeni nesil interneti takip eden kişi profilleri ve kullanıcı segmenti (ki bu sizler - Webrazzi okuyucuları - oluyorsunuz) eğer bir değişim içine girip, tercihlerini gözden geçiriyorlarsa, bu dikkat edilmesi gereken çok önemli bir noktadır.
2007 yılı Ekim ayında Facebook ülkemizde "çıldırıp" milyon kullanıcı seviyesine gelme eğilimine girmeden önceyi düşünelim. 2007 Mart ayında Türkiye'nin tüm internet kullanıcılarını kapsayan bir araştırma yapsaydık ve sorsaydık "Arkadaşlık sitesi ya da Sosyal Ağ denildiğinde aklınıza ne geliyor?" diye. Çok büyük olasılıkla sosyal ağ tabiri biliniyor olmayacaktı, alınan cevaplar ise Yonja.com, İstanbul.net, SiberAlem.com gibi olacaktı. Peki aynı araştırmayı - mesela - Webrazzi okuyucuları arasında yapsaydık. Alınan cevaplar büyük olasılıkla MySpace, Facebook gibi olacaktı. Peki, bir internet girişimcisi ya da yatırımcısı olarak, stratejinizi belirlerken hangi kitle üzerinde yapılan araştırmayı baz alırdınız ya da almalıydınız?
Geleceğe yönelik kararları verirken ve stratejileri belirlerken trendlerin yayılımını tetikleyen segmentleri baz almakta fayda. Aksi takdirde elde edilen kazanımlar orta vadede azalmaya, uzun vadede ise gerilemeye sebep olacaktır.
"Zeki insanlar kısa vade akıllı insanlar uzun vade düşünür" diye çok sevdiğim bir söz vardır. Vizyoner bakış açısıyla uzun vadeli geri dönüşlere hedeflenerek akılcı bir model kurgulamak gerekiyor. Çünkü zekice kurgulanmış arz-talep dengeleri bu dönemde internet sektörü için geçici faydalar sağlamaktan öteye gitmeyecektir.
Bu sözlerin ve saptamaların benzerini Elif Bakiler ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda da dile getirdiğim için paylaşmak istedim.
Uzun lafın kısası, eğer Hürriyet İnternet Grubu altında oluşturulan bu yeni yapılanma şu anda başlattığı vizyoner tutumunu devam ettirir ve hem sektörü hem de girişimcileri ileriye taşıma modelinde hareket ederse yaratılan değer yüksek olacaktır.
Yaptığımız kısa görüşmede gördüğüm vizyon bu yöndeydi, umuyorum uygulama da aynı paralelde devam eder ve sektörün ihtiyacı olan itici güç Hürriyet İnternet Grubu tarafından sağlanmış olur.