İnsansı robotlar, yalnızca sanayi değil; eğitim, sağlık, lojistik ve hatta ev içi yaşam gibi gündelik alanlarda da giderek daha fazla konuşuluyor. Son birkaç yılda yapay zeka, görsel algılama ve robot kontrol teknolojilerindeki ilerlemeler, bu alandaki prototiplerin ticari ürünlere dönüşme ihtimalini ciddi biçimde artırdı. Özellikle hizmet sektöründe yaşanan nitelikli iş gücü sıkıntısı ve yaşlanan nüfus gibi demografik değişkenler, insansı robotların devreye alınmasını bir lüks değil, zorunluluk haline getirebilir.
Bugüne dek daha çok fuarlarda tanıtılan teknolojik bir şov öğesi gibi görülen bu robotlar, artık daha yapılandırılmış görevleri yerine getirebiliyor. Örneğin; bir fabrikada montaj hattında çalışmak, bir depoda kutu taşımak ya da yaşlı bir bireyin ilacını zamanında vermek gibi. Donanım maliyetlerinin düşmesi, üretim zincirlerinin esnekleşmesi ve büyük dil modellerinin robotlara entegre edilebilmesi, bu dönüşümün arkasındaki temel itici güçler arasında yer alıyor.
2060 yılı itibarıyla dünya genelinde toplamda 3 milyar insansı robot aktif kullanımda olabilir
Nisan 2025'te yayınlanan bir Bank of America Global Research raporu, bu dönüşümün ölçeğini daha net ortaya koyuyor. Rapora göre, insansı robotların yıllık sevkiyatı 2025 yılında yalnızca 18 bin adet olsa da, bu sayının 2030-2035 arasında yılda 1 ila 10 milyon adede ulaşması bekleniyor. Daha çarpıcısı ise 2060 yılı itibarıyla dünya genelinde toplamda 3 milyar insansı robotun aktif kullanımda olacağı öngörüsü. Bu, kişi başına ortalama 0.3 robota denk geliyor; yani şu anki otomobil sahipliğini bile geride bırakabilecek bir yaygınlıktan söz ediyoruz. En büyük kullanım alanlarının ev içi işler (yüzde 65) ve hizmet sektörü (yüzde 32) olması bekleniyor; yalnızca yüzde 3’lük bir kısmın endüstriyel alanda görev alacağı tahmin ediliyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap