KONUK YAZAR

Elon Musk, Amerikan bürokrasisine el mi koyuyor?

Elon Musk küresel teknoloji konularıyla ilgilenenlere kendisinden başka bir şeyle meşgul olma imkanını vermiyor.
Elon Musk, Amerikan bürokrasisine el mi koyuyor?

Büyük şair Ahmet Hamdi Tanpınar "Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor." demişti. Elon Musk da küresel teknoloji konularıyla ilgilenenlere kendisinden başka bir şeyle meşgul olma imkanını vermiyor. Son iki haftadır Elon Musk kendi işlerini (Tesla, SpaceX, Twitter (X)) bırakıp Amerikan bürokrasisini altüst etmeye karar verdi.

Başkan Trump, 20 Ocak’ta göreve başladıktan sonra Elon Musk’ı devleti yeniden yapılandırma misyonuyla kurulan “Kamu Etkinliği Kurumu”nun başkanı olarak görevlendirmişti. Kurumun İngilizce kısaltması Department of Government Efficiency – DOGE. Yani Musk’ın sosyal medyadan pompaladığı meme-coin DOGE ile aynı!

Son iki haftada Elon Musk’ın DOGE başkanı olarak yaptıklarına bakalım:

  • 200 bin Amerikan devlet memuruna “işten ayrılırsanız iyi bir tazminat vereceğiz” diye mail attı. Söylendiğine göre 60 bini teklifi kabul etmiş!
  • 100 ülkede yılda 40 milyar dolar yardım veren ABD Dış Yardım Kuruluşu USAID’yi kapattı. Kurumun web sayfasına erişilemiyor. Güvenlik çalışanları içeri almıyor.
  • Amerikan Hazinesi’nin 5 trilyon dolarlık ödemelerine dair verilere el koydu. Daha sonra mahkeme bu verilerin imhasına karar verdi.

Elon Musk bunları ilk kez yapmıyor. Üç sene kadar önce Twitter’ı satın aldığında da benzer adımlar atmıştı. Gelin bakalım Kate Conger ve Ryan Mac’in yazdığı "Character Limit: How Elon Musk Destroyed Twitter" kitabında anlatıldığı kadarıyla neler yapmış?

  • İlk yaptığı iş, Tesla ve SpaceX’ten getirdiği birkaç adamıyla Twitter’ın San Francisco ofisine taşınmak olmuş. Şimdi de Musk’ın yine şirketlerinden getirdiği adamlarıyla Washington D.C.’de Amerikan Devletine ait Roosevelt Binası’nda bir ofiste gecelediği söyleniyor. 
  • Twitter ofisine hizmet veren temizlik şirketinin kontratını, tasarruf tedbirleri kapsamında feshetmiş. Herkes evinden tuvalet kağıdı getirmek zorunda kalmış. Ofisin bazı katlarını yatakhaneye çevirmiş. San Francisco dışından toplantıya gelenler otelde değil, yeni “misafirhane”de kalacak demiş!
  • Twitter’daki sahte bot hesaplar gibi “sahte çalışanlar” da var, diye tutturmuş. Bu bankamatik memurlarını tespit etmemiz lazım diyerek tüm yöneticilerin çalışanlarını fiziken tespit edip raporlamalarını zorunlu tutmuş.
  • Çalışan listesi tespit edildikten sonra tüm çalışanlara “Benim usulümle çalışmak istiyorsanız bu e-postaya cevap verin.” deyip 24 saat içinde cevap vermeyenlerin işine son vermiş. Şimdi ABD devlet memurlarına attığı benzer mailin de konu bölümü aynı “Yoldaki çatal” (The fork in the road).

Elon Musk’ı daha yakından tanımak isterseniz ünlü biyografi yazarı Walter Isaacson’ın iki sene Musk’ın yanında yaşayarak yazdığı kitabını okumanızı öneririm. Kitaba göre Musk’ın iki temel özelliği var:

Birincisi, fizik kanunları dışında her şeyin değiştirilebileceğini düşünüyor. Ne hukuk kuralları ne işçi-işveren ilişkileri ne de gelenek ve görenekler Musk için tabu değil.

İkincisi, Elon Musk’ın hayatında en önemli değer sadakat. Bu nedenle çok küçük ve kendine sadakatinden emin olduğu bir grupla iş yapıyor.

Şu an Elon Musk’ın sadakati Başkan Trump’a. İdeolojik olarak her konuda anlaşamasalar da Musk gerekli olduğuna inandığı değişiklikleri yapabilmek için tek uygun liderin Trump olduğunu düşünüyor ve Trump’a saygıda kusur etmiyor.

Devletler şirket gibi yönetilebilir mi? Bu soru bir dönem Türkiye’de çok tartışılmıştı. Elon Musk’ın son iki haftada yaptıkları başka bir soruyu gündeme getirdi: Devletler startup gibi yönetilebilir mi? İzleyip göreceğiz.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.