İngiliz yazar George Orwell ve kitabı 1984 hemen hemen herkes tarafından bilinir. Kitap, hayali bir ülke olan Oceania'da, totaliter bir rejimin hüküm sürdüğü distopik bir gelecekte geçer. Bu distopyada, Düşünce Polisi adı verilen birim, insanların düşüncelerini kontrol altında tutar ve ifade özgürlüğünü sınırlar.
Son dönemde iş yerlerinde kullanılan yapay zeka tabanlı izleme sistemlerinin yaygınlaşması, bu distopyanın birçok yönünü çağrıştırıyor. Çalışanların gizlilik ve ifade özgürlüğü gibi temel haklarını yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor.
Şimdi ise CNBC tarafından paylaşılanlara göre birçok büyük şirket, çalışanların Slack, Microsoft Teams ve Zoom gibi popüler iş uygulamalarındaki mesajlarını analiz eden yapay zeka tabanlı izleme sistemlerine yöneliyor. Şirketler bu eylemi, izleme sistemleri sağlayıcısı olan Aware ile gerçekleştiriyor.
Aware, çalışanların mesajlarını izleyerek duygusal durumlarını analiz etme yeteneğine sahip yapay zeka modellerini kullanıyor. Ancak bu teknolojinin gizlilik ve ifade özgürlüğü gibi temel hakları nasıl etkilediği konusu tartışmalı. İletişim verilerinin analizi, çalışanlar arasında endişelere neden oluyor. Çünkü şirketin 3 milyondan fazla çalışanın 20 milyardan fazla etkileşimini analiz ettiği söyleniyor.
Bazı şirketlerde, bu tür araçlar, yeni kurumsal politikalara toplu çalışan tepkilerini değerlendirmek gibi nispeten masum amaçlarla kullanılıyor. Ancak, izleme sistemleri, belirli kişilerin gönderilerini işaretleyerek zorbalık, taciz, ayrımcılık ve benzeri olumsuz davranışları tanımlayabiliyor olmalarına rağmen çalışanların özel yaşamlarına müdahale edebileceği endişesi de bulunuyor.
Aware, Walmart, Delta Air Lines, T-Mobile, Chevron ve Starbucks gibi markalar tarafından kullanılıyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap