Metan gazının karbondioksitten 23 kat daha güçlü ve küresel ısınmanın en büyük nedenlerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Buna paralel olarak hayvancılık sektörü de karbon salınımının yüzde 18'ini oluşturuyor. Bir taraftan da 2050 yılında 9,8 milyara ulaşması bekleniyor. Dünya nüfusunun et tüketim ihtiyacının ikiye katlanacağı ve bununla birlikte hayvansal üretimin maksimum üretim kapasitesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Çünkü küresel gıda sisteminden kaynaklanan emisyonlar nedeniyle, küresel ısınmayı 2°C’nin altında tutmak bile oldukça zor. Araştırmalar ortaya koyuyor ki 1 kilo et için 16 bin litre su harcanıyor.
Bu yüzden sürdürülebilir protein kaynakları mevcut ihtiyacı karşılamak adına devreye giriyor. Bitki kaynaklı beslenme gezegenin sürekliliği için önem kazanıyor. Gıda sisteminde hızlı ve iddialı değişiklikler yapan bitki bazlı et sektörünün büyüklüğünün 2030 yılına kadar 24,8 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Sektörün 8 yıl içinde yüzde 19,3 oranında büyüyeceği düşünülüyor.
2009'da Ethan Brown tarafından kurulan Los Angeles merkezli bitki bazlı et ikamesi üreticisi Beyond Meat pazarın yüzde 25'ini elinde tutuyor. Nitekim ABD'deki arzından kısa bir süre sonra piyasa değerinin 3 milyar doları geçmesi pazarın potansiyelini ortaya koyuyor. Sektörün bir diğer iddialı şirketi ise ABD'li Impossible Foods, pazarın yüzde 4'ünü elinde tutan şirketin amacı etin tamamen bitkisel kaynaklı bir muadilini geliştiriyor. Impossible, geleneksel et ürünü elde eden muadillerine göre yüzde 11 daha az sera gazı emisyonuna sebep oluyor. Beyond için ise bu oran yüzde 10 ile sınırlı kalıyor.
Bu konu üzerine çeşitli çalışmaları olan bilim insanı Elliot Swartz, "İnsanları davranış değişikliği yapmaya zorlamak doğru değil. Bunun yerine davranış değişikliği yapmaları gerekmeyen beslenme biçimlerinin içine bu tür ürünleri ikame etmenin daha etkili olacağını düşünüyorum" diyerek bu eğilimin neden oluştuğunu açıklıyor.
Gerçek sığır eti gibi tada, kokuya ve görünüme sahip bitki bazlı et alternatiflerine rağbet arttı. Sanılanın aksine bitki veya hücre bazlı et ürünleri sadece vegan ya da vejeteryanlar tarafından tüketilmiyor. Bitki bazlı alternatiflerin genişlemesi tüketicilerin bitki bazlı seçeneklere kaymasına yol açtı. 2020'de 290 milyon adetten fazla bitki bazlı et alternatifi satıldı.
Soya, buğday veya bezelye gibi daha geleneksel kaynaklara ek olarak, yer fıstığı, deniz yosunu, mikroalg ve su mercimeği gibi su bitkilerinin de yeni protein kaynakları olarak kullanılıyor. Ayrıca bitki bazlı et alternatifleri geleneksel olarak üretilen ürünlerin yerini almaya başladı. ABD'de bitki bazlı et ürünleri et satışlarının yüzde 1'ini oluşturuyor. Bu sektörün gelişmesi için 27 milyar dolarlık yatırım gerektiği tahmin ediliyor.
Daha pahalıya mal oluyor
Bir taraftan bitki bazlı et üretimi geleneksel et üretiminden yüzde 43 daha pahalıya mal oluyor. Bu konuda faaliyet gösteren şirketler, herkese ulaşmak için fiyatlarını düşürmeye başladı. İsrailli girişim Future Meat Technologies, tavuk hücrelerinden yapay olarak ürettiği tavuk göğsünü300 bin dolardan 7,50 dolara kadar düşürdü.
Ama yine de tavuk göğsü kabuklu deniz ürünlerine kadar, hayvan bazlı tüm kas kesimlerinin tekstüre edilmesininin yeni yolları aranıyor. Bu işin ne kadar zor olduğunu alternatif gıda ürünleri üzerine çalışan gazeteci David Julian McClements, "Öncelikle golf topunu ipe çevirmeleri gerekiyor" diyerek açıklıyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap