Geçen hafta Yemeksepeti Marketyo’yu satın aldı. Bu satışın gizli kahramanı Marketyo’nun ilk ve tek yatırımcısı olan Esor Investments idi. Şirketin kurucu ortaklarından Şevki Kuyulu "Biz ilk olarak 350 bin dolar yatırımla başladık. Yatırım miktarı 4 milyon doları buldu. Kurucu ortaklarımızla birlikte, pazar değişimlerini çok iyi takip ederek çok önemli strateji ve operasyon değişiklikleri ve uyarlamaları yaptık. Bu kararlarımız sonucu operasyon istediğimize doğru evirildikçe yeni yatırımlar yaparak şirketi büyüttük. Şirket büyüyerek hedeflediğimiz operasyon kabiliyetine ulaştı ve aynı zamanda yaygınlık düzeyine geldi. Nihayetinde Delivery Hero ile anlaşmaya varılarak Marketyo hisselerimizi kendilerine sattık" diye anlatarak yatırım stratejisini ortaya koyuyor.
Yatırım yaptığı üç şirket daha var
Esor Investment, şu ana kadar Türkiye’ye 100 milyon lira üzerinde bir yatırım yaptı. Yıl sonuna kadar bu rakam 125 milyon lirayı bulması planlanıyor. Kuyulu şirketin asıl amacının dünya ölçeğinde teknoloji şirketleri yaratmak ve yatırım yaptığı şirketleri 100 milyon dolar değerine çıkarmak olduğunu söylüyor. Bu yüzden şirket yatırım yapmadan önce 'iş planı gerçekçi mi, pazarda bir yer edinebilir mi, diğer rakiplerinden farklı bir şey yapıyor mu' gibi konulara bakıyor.
Şu anda Esor Investment'ın yatırım yaptığı üç şirketi daha var. makina öğrenmesi ve OR algoritmaları kullanarak, bankaların ATM ve şubelerinde tuttukları nakit miktarını optimize edenArute Solutions, e-ticaret alanında makina öğrenmesi algoritmalarını kullanarak o e-ticaret sitesinin satışlarının yüzde 20 seviyelerinde artmasını sağlayan .Segmentify ve e-ticaret sitesinin rakiplerinin uyguladığı fiyatları takip etmesini ve kendi fiyatlarını buna göre ayarlamasını sağlayan fiyatlandırma yazılımı Prisync...Esor Investment' temelde yatırım yaptığı alanlar ise e-ticaret ve makine öğrenmesi... Şevki Kuyulu konuyla ilgili şöyle konuşuyor:
Bölge olarak da öncelikli olarak, Türkiye ve Almanya pazarındaki girişimlere yatırım yapıyoruz. E-ticaret ve makine öğrenmesi alanına yatırım yapmamızın sebebi, her iki alanın da çok büyüyeceğine yönelik öngörümüz. Diğer yandan bu alandaki birikimimiz şirketlere daha fazla yardımcı olmamızı sağladığı gibi, bizi önemli yanlışlardan da koruduğuna yönelik inancımız. Yatırım yaptığımız şirketlerin operasyonuna çok yakın duruyor olmamızdan dolayı, Almanya ve Türkiye odaklı çalışmayı tercih ediyoruz.
İlk kriterimiz minimum bir tane müşterisi olsun istiyoruz. Yani fikrin, ürüne dönüşmüş olduğunu görmek istiyoruz. Bu şunun ispatı: Bir ürün var ve bu belli ölçüde müşterinin ihtiyacını karşılıyor. Aynı zamanda teoride değil, müşteriye ulaşmış ve ona mal satmayı başarabilmiş bir yönetici var. İkincisi, kurucu ile uyumlu çalışabilir miyiz, hedefi birlikte gerçekleştirebilir miyiz, bu işi yönetip ileri götürebilecek yapıya sahip mi sorularına cevap arıyoruz Tabii ki iş planına bakıyoruz. İş planı gerçekçi mi, pazarda bir yer edinebilir mi, diğer rakiplerinden farklı bir şey yapıyor mu konularına önem veriyoruz.
Kuyulu, sözlerini sektörle ilgili yaptığı yorumla şöyle bitiriyor: "Türkiye’nin bankacılık, telekomünikasyon ve e-ticaret alanlarında çok önemli çözümler üretebileceğini düşünüyorum. Bu fikrimin arkasında Türkiye’nin bu sektörlerde dünya ölçeğinde çok rekabetçi olması yatıyor. Türkiye’de bu sektörlere çözüm sunup ürünleştiren girişimlerin yurtdışında başarı olmaması mümkün değil. Bu ekosistemin kurulması halinde çok önemli teknoloji şirketlerini yaratabileceğimizi düşünüyorum. Sektör için çok önemli olduğunu düşündüğüm ve fakat beni kaygılandıran iki faktör, uzaktan çalışmanın getirdiği avantajlar ile yetişmiş kaynaklarımızın yurtdışına hizmet veriyor olması ve yine bu alanda yetişmiş insan kaynağımızın yurtdışına gidiyor olması."
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap