Bugünlerde teknoloji dünyasının gündeminde olan uygulama Clubhouse. Birazcık Quora, Twitter ama bunların sesli hali. Duymuş ve henüz katılamamış olabilirsiniz veya duymuş ve katılmış ama henüz neden insanlar bu kadar ilgi gösteriyor anlayamamış olabilirsiniz. Bir süredir deneyimlediğin uygulamaya dair tüm detaylar bu yazıda.
Clubhouse Nedir?
En basit soru ile başlayalım. Clubhouse ses temelli bir sosyal ağ. Paul Davison ve Rohan Seth'in kurduğu Alpha Exploration'ın ürünü. Yatırımcılarına sonrasında değineceğim ama girişimin kendini anlattığı dökümanlardaki tanımı ile ilerleyelim: Kişilerin istediği yerden konuşabildiği, hikaye anlatabildiği, fikirler geliştirebildiği, arkadaşlıklarını derinleştirdiği ve yeni insanlarla tanıştığı ses temelli yeni nesil sosyal ürün.
Podcast'in son zamanlarda yeniden hareketlenmesi ile ses temelli ürünlere artan ilginin bir yansıması Clubhouse. Şimdilik sadece iOS kullanıcıları arasında davetiyesi olanlar girebiliyor. Girişimin ilgi duyulan en büyük alanlarından birisi de bu gizem oluyor. Apple için bir dönem "sadece App Store'da olan uygulamalar" iletişimi, uzun bir süre sonra, büyük ihtimalle de Apple'ın haberi olmadan yeniden canlanıyor. Şunu da belirteyim her iPhone'u olanın katılamadığı sosyal ağda, bekleme listesine giriyorsunuz veya çevrenizdeki insanlardan davetiye alabilirseniz katılabiliyorsunuz.
Clubhouse'un kullanımı ve detayları
İki ana fonksiyon var konuşma ve dinleme. Dilerseniz konuşmalara dahil olarak dinleyebileceğiniz gibi kendi konuşmalarınızı da başlatabilirsiniz.
Önce konuşma başlatma ile başlayalım. 3 ana konuşma bölümü var ki girişim buna (Start a Room) oda oluşturma diyor. Herkesin katılımına açık Open Room, sadece takip ettiklerinizle iletişim kurabileceğiniz Social Room ve dışarıdan kimsenin katılamayacağı Closed Room seçenekleri ile konuşmaları açabiliyorsunuz.
Sağ üstte yer alan konu belirle alanı ile de eğer Closed Room harici seçenekleri seçtiyseniz konu başlığını diğer kişilere göstererek katılımları konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlayabiliyorsunuz.
Ses temelli sosyal ağda konuşma başlatmadan da vakit geçirmek mümkün. Dilerseniz istediğiniz bir konuşmaya dahil olabilirsiniz. Takip ettiğiniz kişilerin etkinlikleri önünüze düşüyor ama bundan ötesi farklı kulüpleri veya grupları da arayarak onlara dahil olmanız da mümkün. Gelecek etkinlikler için kendinize takvim atayabileceğiniz gibi takip ettiğiniz kişiler konuşmaya başladığında gelen bildirimle konuya girmeniz de mümkün. Siz konuşmacı olmak için el kaldırmadığınız sürece sadece dinleyen pozisyonunda kaldığınızı da belirteyim.
Ülkemizde bu hafta yaşanan hızlı katılımla iOS kullanıcısı olan teknoloji tutkunları yerini almaya başladı. Bunun haricinde ise girişimin yatırımcıları arasında a16z'in kurucu ortakları Marc Andreessen ve Ben Horowitz ile melek yatırımcı Ashton Kutcher gibi ünlü isimlere rastlamak mümkün. Rastlamak derken Twitter'dakinden daha fazlası, bir tweet atmanın ötesinde kişiyi dinlemek ve moderasyona bağlı soru sormak da mümkün.
İçerik havuzu
İçeride bilgi dolu, fikir geliştirebilecek içerikler olduğu kadar, girişimin kendini tanıttığı metinde olduğu gibi diğer alanlarda da içerikler var. Podcast gibi kalıcı değil, konuştuklarınız söz olup uçuyor. Bunun haricinde bir sosyal ağın temel dinamiği olan içeride insanların birbirini bulması ve etkileşimi için her şey mevcut.
Birlikte uyumadan, birlikte kahvaltı yapmaya, birlikte pomodoro usülü çalışmaya aslında pandemi dönemiyle daha da artan yalnızlığa karşı bir ses. Pandemi sonrasında da kalıcı olacağı kesin, Z jenerasyonunun en büyük problemlerinden biri olarak yalnızlık gösteriliyor. Sadece Z jenerasyonu da demeyelim MFÖ'ye uzanalım kimi zaman "Yalnızlık Ömür Boyu"
Clubhouse'ta Serbay ile bir oturumda konuşurken bahsetti: YouTube'da canlı yayında çalışanlar ve uyuyanlar var diye. Clubhouse'un bu yöndeki en önemli tarafı rahatlığından kaynaklanıyor. Kamera açma gibi bir fonksiyonunun olmayışı aslında giriş engelini oldukça düşürüyor.
Bir diğer taraftansa, bir arkadaş grubuyla yemek yerken sizi görüp masaya dahil olan insanların olması gibi Clubhouse'ta farklı tanıdıklara denk gelmek de mümkün. Bu rahatlığı da aslında uygulamayı kullanılır yapıyor. Kimi zaman arayayım da bir konuşalım dediğiniz kişinin müsaitlik durumundan dolayı çekindiğiniz nokta Clubhouse ile yıkılmış oluyor. Kişi veya kişiler müsaitse sohbetinize dahil olacaktır.
Uygulamanın farklılaştığı nokta ses temelli olması. En iyi özelliği de sesteki gürültüyü temizlemesi, bu yönde oldukça başaralı olduğunu söyleyebilirim. İçeriği ve içeriğe dair teknolojiyi söyledikten sonra şuna da değinmek lazım: Clubhouse'un yatırımcılarından Marc Andreessen'in herkesin bildiği cümlesi "Software is eating the world" cümlesi Clubhouse'ta "Community is eating the world" oluyor. Uygulamanın yapım aşamasında gösterilen emek şüphesiz ki ortada ama kopyalanmaya çok da müsait bir uygulama. Lakin aynı topluluğu başka yerde buluşturmak hiç kolay değil.
Clubhouse'ta ne yapabilirsiniz?
Eğer yabancı diliniz varsa yurt dışındaki yeni insanlarla tanışmanız çok kolay. İlgi alanlarınıza göre alanında önemli isimlere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bunun haricinde çok yeni bir sosyal ağ, eğer zamanınız varsa farklı içeriklerle dinleyici kitlesi yaratmanız da mümkün. Ne yapamazsınıza da değineyim kısa zamanda para kazanamazsınız. Büyük ihtimal girişimin yol haritasında bulunan içerik bazlı odalara ücretli giriş veya kişilere abone olma ücreti ile ileride gelir elde etmeniz de mümkün olabilir.
Clubhouse'un girişim açısından bugünü ve yarını
FOMO ile kişilerin kaybetme korkusu ile içeriyi deneyimlediği dönem uzun bir süre devam edecektir. Crunchbase'e göre girişim 2020 Mayıs'ta 10 milyon dolar yatırımı Andreessen Horowitz ve Kortschak Investments'tan aldı. Aynı dönemde CNBC haberine göre ise 100 milyon dolar değerlemeye ulaştı. Şimdi değerini çarptığı çok açık. O dönemde 1500 üye ile yatırımcıların ilgisini çeken Clubhouse'ta ne kadar üye olduğuna dair bilgi yok ama farklı kişilerin takipçilerine baktığımızda 1 milyona yaklaşanlar bulunmakta. Kapalı bir sistem için hızla büyüme demek, açıldığında oluşacak ilgiye hiç şüphe yok.
Yakın zamanda bir yatırım turu daha yapıp içerik üreticilerin para kazanacağı Patreon tarzı modeli entegre etmesini beklediğim girişimin kısa vadede reklama odaklanacağını ise düşünmüyorum. İleride hep birlikte okuyacağız ama tahminim Facebook şimdiden teklifini götürmüştür ama red yemiştir, Clubhouse çıktıktan 2 ay sonra çıkardığı Facebook Odalar'ın akıbetinin ne olacağı ise herkesin tahmini. Bir diğer taraftan Vine'ı bitiren Twitter da bu alanda arayışta, Audio Spaces ile sesli sohbet odaları yapmak istiyor. Umarım iki (yaşlı) sosyal medya platformuna da satılmayan kendi dinamikleri ile büyüyen bir platform olur Clubhouse.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap